Satış bedelinin muhammen bedelin yüzde yüzünün üstünde olması halinde zarar unsuru oluşmayacağından ve kıymet takdirine de usulünce yapılmış bir şikayetin de bulunmadığından, ihalede zarar unsurunun gerçekleşmediğinin kabulü ile şikayetçinin ihalenin feshini istemesinde hukuki yararın olmadığı- İşin esasına girilmeden ihalenin feshi talebinin reddi halinde şikayetçi aleyhine para cezasına hükmedilemeyeceği-
Şikayetçi şirket İİK.nun 134/2.maddesinde belirtilen ihalenin feshini isteme hakkı bulunan kişilerden olmadığı bu durumda işin esası incelenerek sonuca gidilmesi ve istemin şikayet hakkı bulunmadığından reddi nedeniyle işin esasına girilmeyeceğinden şikayetçinin para cezasına mahkum edilemeyeceği ayrıca, para cezasının hazineye gelir kaydına karar verilmesi gerekirken, davacıdan alınarak davalıya verilmesine hükmedilemeyeceği-
İİK'nun 135/2. maddesi gereğince çıkarılan tahliye emrinde taşınmazı işgal etmekte olan borçluya tahliye için 15 günlük süre verilmesi zorunlu olduğu- Borçluya gönderilen tahliye emrinde, tahliye için yedi günlük süre verildiği görüldüğünden, yasaya aykırı düzenlenen tahliye emrinin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, ihalenin feshi istemleri işin esasına girilerek reddedilen borçlular (davacılar) aleyhine "tek" para cezasına hükmedileceği, her bir borçlu aleyhine ayrı ayrı para cezasına hükmedilmesinin isabetsiz olacağı-
; borçlu olmadığının tespiti, tapu iptal ve tescil isteği-
İpotek tesis edilen taşınmaz ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takip sonucu cebri icra ile satılmış, davalı eşin açtığı ihalenin feshi davası da reddedilip kesinleşmiş olduğundan, Türk Medeni Kanununun 194.maddesi gereğince işlemin diğer eşin rızasına bağlı olmaktan çıktığı ve davanın konusuz hale geldiği-
Satış bedelinin muhammen bedelin yüzde yüzünün üstünde olması halinde zarar unsuru oluşmayacağından, ihalede zarar unsurunun gerçekleşmediğinin kabulü gerekeceği-
Şikayet tarihi itibariyle henüz yapılmış bir ihale bulunmadığından ve mevcut olmayan bir ihalenin feshi istenemeyeceğinden, mahkemece başvurunun ihalenin feshi istemi olarak vasıflandırılamayacağı, istemin reddine karar verilmesi gerekirken, şikayet tarihi itibariyle taşınmazın ihalesi yapılmadığı halde ihale yapılmış gibi değerlendirilip işin esası incelenerek sonuca gidilmesi ve şikayetin reddi ile borçlu aleyhine ihale bedelinin %10'u oranında para cezası verilmesinin doğru olmayacağı-
Satış istemi süresinin alacaklının satış talebi ile durduktan sonra ihalenin feshedilmesi veya satışın düşmesi halinde kaldığı yerden işlemeye devam edeceği-
Satışa ilişkin olarak düzenlenen şartnamede ve satış ilanında "ihaleye katılacakların % 20 teminat yatırması gerektiği" yasaya uygun olarak belirtilmiş olup, taşınmaz hissedarının, muhammen bedelden hissesine düşen miktarın karşıladığı oranda teminat yatırmasının aranmayacağı- Şikayetçinin taşınmazdaki hissesinin, teminat miktarını karşılamadığı ve ihale başlamadan önce, şikayetçinin ihaleye katılmak istediğine ve bunun için teminat yatırmasının zorunlu tutulduğuna dair bir memurluk işlemine rastlanmadığı anlaşıldığından, satış kararında bu yönde ibare bulunmasının tek başına yeterli olmadığı ve şikayetçinin ihale bittikten sonra satış mahalline geldiği görüldüğünden, şikayetçinin ihale saatinde ihaleye girmek için geldiği, ihaleye katılması için, kendisinden % 20 teminatın tamamını yatırmasının şart koşulduğu ve dolayısıyla ihaleye katılımının engellendiği hususu yazılı bir belge ile kanıtlanamamış olduğundan, ihalenin feshi isteminin yerinde olmadığının kabulü gerektiği-