İhalenin feshi isteminin esastan reddine karar verilen şikayet konusu taşınmazın satış bedelinin, muhammen bedelin üzerinde olduğunun anlaşıldığı, borçlunun ihalenin feshi isteminde, kıymet takdirine itiraz da etmediği gözetildiğinde zarar unsuru gerçekleşmemiş olup, borçlunun ihalenin feshini istemekte hukuki yararının bulunmadığı-
Şikayetçinin ihalenin feshi isteminin, zarar unsuru yokluğu nedeniyle ve işin esasına girilmeden reddi gerektiğinden, taşınmazın ihale bedelinin %10’u oranında olan para cezasına hükmedilmesi isabetsiz olup, mahkeme kararının bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması yoluna gidildiği-
Şikayet yolu ile icra mahkemesine başvurup, ihalenin feshini istemeyen borçluların, şikayetçi (davacı) 3. kişi tarafından ileri sürülen ihalenin feshi talebinin reddine dair kararı temyiz hakkının olmadığı-
İhalenin feshi talebinin reddine karar verilmesi halinde mahkemenin davacıyı feshi istenilen ihale bedelinin yüzde onu oranında para cezasına mahkum edeceği, Yasa'nın bu hükmünün emredici nitelikte olup kamu düzenine ilişkin bulunduğundan mahkemece re’sen uygulanması gerekeceği-
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun mahkeme kararının İİK 366. ve HMK. mad. 372 gereği onanması- İİK. mad. 134/2 hükmü emredici nitelikte olup kamu düzenine ilişkin olup mahkemece re’sen uygulanması gerektiği, kamu düzenine aykırılıkta aleyhe bozma ilkesi nazara alınamayacağından, mahkemece ihalenin feshi istemi reddedilen davacı aleyhine para cezasına hükmedilmesi gerektiği-
Satış bedelinin, taşınmazın en az muhammen bedelin üzerinde olması halinde, ihalede zarar unsurunun gerçekleşmediğinin kabul edildiği, işin esasına girilmeden ihalenin feshi talebinin reddi halinde, şikayetçi aleyhine para cezasına hükmedilemeyeceği; ihalenin feshi isteminin zarar unsuru yokluğu nedeniyle ve işin esasına girilmeden reddi gerektiğinden, aleyhine ihale bedelinin %10’u oranında para cezasına hükmedilmesi isabetsiz olup, mahkeme kararının bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
Yerleşik Yargıtay uygulamasına göre; satış bedelinin, taşınmazın muhammen bedelinin üzerinde olması halinde ihalede zarar unsurunun gerçekleşmediğinin kabul edilmesi gerekeceği-
K. takdiri raporu tebliğinin usulüne uygun olduğu ve borçlunun süresinde itiraz etmediği de gözetildiğinde zarar unsuru gerçekleşmemiş olup, borçlunun ihalenin feshini istemekte hukuki yararı bulunmadığı, mahkemece istemin bu nedenle reddi yerine işin esasının incelenerek sonuca gidilmesi yerinde değilse de, sonuçta istem reddedildiğinden bu hususun bozma nedeni yapılmadığı-şikayetçinin ihalenin feshi isteminin, zarar unsuru yokluğu nedeniyle ve işin esasına girilmeden reddi gerektiğinden, taşınmazın ihale bedelinin %10’u oranında olan para cezasına hükmedilmesi isabetsiz olup, mahkeme kararının bu nedenle bozulması gerekse de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması kararı verildiği-
Tapu kayıtlarına göre bağımsız bölümlerin mülkiyetinin halen borçluya ait olduğunun anlaşılmasıyla ihalede herhangi bir usulsüzlük bulunmadığından ihalenin feshini gerektirmeyeceği-