Şikayetçilerin ihalenin feshi için İİK.nun 134/2. madde gereğince ihaleden itibaren 7 gün içinde şikayette bulunmadıklarından, ihalenin feshi isteminin süre yönünden reddine karar verilmesi ve İİK.nun 134/2. maddesine göre işin esasına girilmemesi nedeniyle asıl dosyada borçlu aleyhine para cezasına hükmedilmemesi gerekirken borçlunun para cezası ile sorumlu tutulmasının isabetsiz olduğu-
Menkul ihalesinde de uygulanan İİK.nun 134/2. maddesinde ihalenin feshini isteyebilecek ilgililerin sınırlı olarak sayıldığı, bunların satış isteyen alacaklı, borçlu ve pey sürmek sureti ile ihaleye iştirak edenler olduğu, mahkemenin de kabulünde olduğu üzere istihkak iddia eden 3. kişinin ihalenin feshi davası açmasına yasal imkanın olmadığı-
İhalenin feshinin şikayet yolu ile ihale tarihinden itibaren yedi gün içinde istenebileceği, borçlunun isteminin süresinde olduğundan şikayetin esastan incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
İcra takibinin İİK.'nun 149. maddesine göre asıl kredi borçlusu (lehine ipotek verilen) aleyhine açılması asıl olup, takip sonunda 3. kişinin taşınmazı paraya çevrileceğinden, 3. kişi hakkında da takip yapılması gerektiği, hakkında takip olmayan 3. kişiye ait taşınmazın satışı mümkün olmayıp, yapılan ihalenin de yok hükmünde olduğu-
Satış ilanı tebliğ edilecek ve ihalenin feshini isteyecek ilgililer satış kararının verildiği tarih itibariyle belirleneceğinden, bu tarihten sonra tapuya şerh konulmasının, lehine şerh konan kişiye satış ilanının tebliğ edilmesini gerektirmeyeceği gibi bu kişiye ihalenin feshi talebinde bulunma hakkını vermeyeceği, satış vaadi sözleşmesinin satış kararından sonra tapu kaydına tescil edildiğinden, satış vaadi alacaklısının, İİK.'nun 134/2. maddesinde belirtilen ilgililer arasında olmadığı, o halde, mahkemece istemin, aktif husumet ehliyeti yokluğundan reddi gerekeceği-
Satış isteyen alacaklı, borçlu, tapu sicilindeki ilgililer ve pey sürmek suretiyle ihaleye iştirak edenlerin ihalenin feshi talebinde bulunabilecekleri, menkul ihalelerinde, haciz alacaklısının, ihalenin feshini talep edebilmesi için, alacaklının bulunduğu dosyadan, usulüne uygun bir şekilde ihale konusu menkulün satışını talep etmiş olmasının gerekli olduğu, bu halde ise satış talep eden haciz alacaklısının, İİK.'nun 134/2. maddesi uyarınca ilgili sayılacağı ve ihalenin feshini talep edebileceği-
Şikayetçinin aktif husumet ehliyeti yokluğundan şikayetin reddine karar verildiğine göre işin esasına girilmediğinden İİK'nun 134/2. maddesinin son cümlesi uyarınca şikayetçi aleyhine para cezası verilmesinin de doğru olmadığı-
İhalenin feshi talebinin reddine karar verilmesi halinde mahkemenin davacıyı feshi istenilen ihale bedelinin yüzde onu oranında para cezasına mahkum edeceği, Yasa'nın bu hükmünün emredici nitelikte olup kamu düzenine ilişkin bulunduğundan mahkemece re’sen uygulanması gerekeceği-
İhalenin feshini şikayet yolu ile talep eden ilgilinin kendi menfaatinin muhtel olduğunu ispatlayamadığından ve ihalenin muhammel bedelin üzerinde gerçekleşmiş olduğundan şikayetçinin ihalenin feshini istemekte hukuki yararı bulunmadığı ve istemin reddedilmesi gerektiği-
Taşınmaz satışlarında, borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu- Borçlu şirketin, tebliğ işleminin yapıldığı tarih itibariyle ticaret sicilinde kayıtlı yeni adresi farklı olup ilan edildiği halde bu adresi yerine borçlu şirketin eski adresinde yapılan tebligatın usulsüz olduğu- Tebligatta şirket yetkilisinin geçici olarak çarşıya gittiğine yönelik beyanı veren şahsın kim olduğu belli olmadığından, imzası ya da imzadan kaçınmış ise bu hususa da yer verilmediğinden tebligatın bu nedenle de usulsüz olduğu- İhalenin feshine karar verilmesi halinde, buna bağlı olarak da ortada geçerliliğini ve varlığını sürdüren usulüne uygun bir ihale bulunmadığından İİK’nun 133. maddesine dayalı işlem yapılması ve re’sen tamamlayıcı ihale yapılmasının da mümkün olmadığı-
Borçlu kararı temyiz etmediğinden, hakkında verilen para cezasının kesinleştiği, mahkemece, verilen nihai karar ile davadan el çekildiğinden, artık tavzihle borçlu hakkında yeni bir hüküm tesis edilemeyeceği-