Satış ilanının usulsüz tebliğ edilmiş olması nedeniyle borçlunun tebliğe muttali olduğunu beyan ettiği tarihin ıttıla tarihi olarak kabul edileceği ve bu tarihe göre ihalenin feshi isteminin süresinde olduğu-
İhaleye konu olan taşınmazın, muhammen bedelinin yüzde yüzünün üzerinde satıldığı ve dolayısıyla satış bedeli, taşınmazın muhammen bedelinin üzerindeyse de, satış ilanı tebliği ve kıymet takdiri tebliğinin de usulsüz olması karşısında kıymet takdirinin kesinleşmediği ve borçlunun şikayet dilekçesinde kıymet takdirine itiraz ettiği anlaşıldığından, mahkemece, mahallinde keşif yapılarak, taşınmazın icra müdürlüğünce yaptırılan kıymet takdiri tarihine göre değeri belirlenerek, belirlenen değerin ihalede esas alınan muhammen bedelin üzerinde olması halinde ihalenin feshine karar verilmesi, muhammen bedelin altında olması halinde ise İİK. 134/8 gereğince zarar unsuru oluşmayacağından ihalenin feshi isteminin reddine karar verilmesi gerektiği-
Borçlunun işte olduğuna ilişkin araştırmanın, kimden sorularak yapıldığı belirlenmemiş olup, bu durumda tebliğ işleminin, Tebligat Kanunun 21/1. ve 23/7. maddeleri ile Tebligat Yönetmeliğinin 30 ve 35. maddeleri hükümlerine uygun olarak yapılmadığı-İİK. nun 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya tebliğ edilmesi gerekeceği, borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu-
Muhatabın adreste bulunup bulunmadığı tespit edilmeden muhatap ile aynı çatı altında bulunan kardeşine yapılan tebligat işleminin usulsüz olduğu-
Yerleşik Yargıtay uygulamasına göre, satış bedelinin, muhammen bedelin üstünde olması halinde, ihalede zarar unsurunun gerçekleşmediğinin kabulü gerektiği- İcra müdürlüğünce, satış ilanının ulusal gazetede yayımlanmasına karar verildiği ve buna bağlı olarak ilanın yapıldığı, bu halde satışın ayrıca mahalli gazetede ilanı gerekmediği- İlanın yetersiz olduğu hususu şikayet konusu yapılmadığı halde, mahkemece re'sen nazara alınarak, bu husus gerekçe gösterilerek ihalenin feshine karar verilemeyeceği- Birden fazla taşınmazın aynı ilanla satışa çıkarılması halinde, toplam paraya çevirme giderinden satışı yapılan her taşınmaza isabet eden miktar oranlama suretiyle tespit edilerek, ayrıca müstakil harcamalar var ise bedele eklenerek, oluşacak sonuca göre İİK.nun 129. maddesindeki koşullara uygun şekilde satışın gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğinin belirlenmesi gerektiği-
İhalenin feshi talebinde bulunan şikayetçilerin takip dosyasında taraf olmadıkları gibi, ihaleye katılıp pey de sürmedikleri, şikayetçilerin icra takip dosyalarında alacaklı sıfatları bulunmakta olup, ihalesi yapılan aynı menkullere haciz uygulattıkları ancak, ihale tarihinden evvel satışı yapılan menkuller hakkında kendi dosyalarından usulune uygun satış isteminde bulunulmadığından “satış isteyen alacaklı” sıfatını da taşımadıkları bu durumda şikayetçilerin ihalenin feshi isteminde bulunmalarına yasal imkan bulunmadığı-
Taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu, tebligatta bilgisine başvurulan ve haber verilen komşunun ismi alınmadan tebliğ işlemi yapılmasının usulsüz olduğu- Birden fazla taşınmazın aynı ilanla satışa çıkarılması halinde, toplam paraya çevirme giderinden, satışı yapılan her taşınmaza isabet eden miktar oranlama suretiyle tespit edilerek, ayrıca müstakil harcamalar var ise bedele eklenerek oluşacak sonuca göre İİK. mad. 129'a uygun şekilde satışın gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğinin belirlenmesi gerektiği- Paraya çevirme giderlerine, satış yolluğu ve tebligat giderlerinin de ilave edilmesi gerektiği-
Şikayetçi-borçlunun taşınmaz yönünden ihalenin feshi istemi zarar unsuru yokluğu nedeniyle ve işin esasına girilmeden reddedildiğinden, bu taşınmaz yönünden borçlu aleyhine para cezasına hükmedilemeyeceği-
Şikayetçi muris tarafından açılmış ihalenin feshi davasının murisin ölümünden önce reddedildiğİ ve mahkeme kararının sadece para cezası yönünden bozulduğu, bu aşamada ihalenin feshi davasının sonuçlarının, mirasçıların mirası reddettikleri de dikkate alındığında muris açısından sonuç doğuracağı anlaşılmakla, mirasçıların ihalenin feshi davasını sürdürme iradelerinin bulunduğundan bahsedilerek mirasçılar aleyhine para cezasına hükmedilemeyeceği-
Ticaret sicilinden terkin edilen borçlu limited şirket hakkında takipte taraf olarak gösterilmek suretiyle icra takibine başlanması ve takip işlemlerine devam edilmesi durumunda yapılan işlemler hukuken geçersiz ve yok hükmünde olup; ipotek veren ile asıl borçlu limited şirket arasında zorunlu takip arkadaşlığı bulunduğundan, ipotek veren hakkında icra takibine geçilmesi ve takip işlemlerine devam edilmesine de imkan olmadığı ve bu durumda ihalenin feshi gerektiği-