İİK.nun 134/2.maddesi uyarınca ihalenin feshi talebinin reddine karar verilmesi halinde mahkemenin davacıyı feshi istenilen ihale bedelinin yüzde onu oranında para cezasına mahkum edeceği, Yasa'nın bu hükmünün emredici nitelikte olup kamu düzenine ilişkin bulunduğundan mahkemece re’sen uygulanması gerekeceği-
Satış bedelinin, taşınmazın muhammen bedelinin yüzde yüzünün üzerinde olması halinde ihalede zarar unsurunun gerçekleşmediğinin kabul edildiği, işin esasına girilmeden ihalenin feshi talebinin reddi halinde, şikayetçi aleyhine para cezasına hükmedilemeyeceği; feshi isteminin zarar unsuru yokluğu nedeniyle ve işin esasına girilmeden reddi gerektiğinden, aleyhine ihale bedelinin %10’u oranında para cezasına hükmedilmesi isabetsiz olup, mahkeme kararının bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
İİK'nun 134/2. maddesi uyarınca ihalenin feshi talebinin reddine karar verilmesi halinde mahkemenin davacıyı feshi istenilen ihale bedelinin yüzde onu oranında para cezasına mahkum edeceği, Yasa'nın bu hükmünün emredici nitelikte olup kamu düzenine ilişkin bulunduğundan mahkemece re’sen uygulanması gerekeceği-
İİK'nun 134/2. maddesi uyarınca ihalenin feshi talebinin reddine karar verilmesi halinde mahkemenin davacıyı feshi istenilen ihale bedelinin yüzde onu oranında para cezasına mahkum edeceği, Yasa'nın bu hükmü emredici nitelikte olup kamu düzenine ilişkin bulunduğundan mahkemece re’sen uygulanması gerekeceği-
Mahkemece, ihale alıcılarının ihaleden önce teminat yatırıp yatırmadığı hususu araştırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
İşin esasına girilmeden ihalenin feshi talebinin reddi halinde şikayetçi aleyhine para cezasına hükmedilemeyeceği-
Muhatabın il dışına işe gittiği belirtilmek suretiyle tebligat yapılmış ise de, muhatabın salt işi için il dışında olması adresten geçici ayrılma sayılmayacağı gibi tebliğ memurunun, muhatabın tevziat saatlerinden sonra adresine dönüp dönmeyeceği, dönecekse ne zaman döneceğini tevsik etmeksizin yaptığı tebligatın usulsüz olduğu- Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminde haberdar olmuş ise geçerli sayılacağı, muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihinin tebliğ tarihi olarak kabul edileceği, muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihinin aksinin tanık beyanları ile kanıtlanamayacağı- Taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneğinin tapu sicilindeki ilgiliye tebliğ edilmesi gerektiği, bu işlemin yapılmamış veya usulsüz yapılmış olması başlı başına ihalenin feshini gerektirdiği-
İ.lı işlem ve yolsuz tescil hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil isteği-
Tapu kaydındaki tescilin geçerli bir hukuki sebebinin bulunması gerektiğinde kuşku olmadığı; Ayrıca, tapu kaydının iptal ve tescilini isteme hakkı kural olarak kayıt maliki ve onun mirasçılarına ait olup, böyle bir davanın açılmasında davacının hukuki yararının bulunması gerektiği; Davacının dava hakkına sahip olması dava açabilmesi için yeterli olmadığı, bundan başka davacının dava açmakta hukuki yararının da bulunması gerektiği, yani dava hakkının hukuki yarar ile sınırlı olduğu- Bu tür davaların mülkiyet hakkına dayalı olarak her zaman açılabileceği kuşkusuz olduğu- İhalenin feshi isteğinin reddedilmiş olması keyfiyeti temelde yolsuz tescil nedenini ortadan kaldırmayacağı-
Şikayetçi şirketin yargılama sırasında iflasına karar verildiği ve bu kararın kesinleştiği anlaşıldığından, temyiz eden vekilinin şirket bakımından vekalet ilişkisinin son bulduğu, şikayetçi şirketin taraf ehliyetinin ancak iflas idaresince kullanılabileceği-