İlk tebligatın adres yetersizliği nedeniyle iade edilmesi üzerine; bu adres ticaret sicilinde kayıtlı değilse bu adrese 35/4 maddesine göre tebligat yapılması imkanı olmadığı gibi; ticaret sicili adresi olması durumunda da adres yetersizliğinden iade üzerine doğrudan ticaret sicili adresine Tebligat Kanunu'nun 35/4. maddesi gereğince tebligat çıkarılması anılan madde hükmüne aykırı olup, yapılan satış ilanı tebliğ işleminin usulsüz olduğu- Taşınmaz satışlarında, borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu-
Diğer borçluya kıymet takdir raporunun veya satış ilanının tebliğ edilmemiş olmasının, kendisine usulüne uygun tebligat yapılan borçluya değil, tebligat yapılmayan ilgilisine şikayet hakkı vereceği-
İİK'nun 134/2. maddesinin son cümlesinde işin esasına girilmemesi nedeniyle talebin reddi halinde para cezasına hükmolunamayacağı öngörülmüş olup, anılan taşınmazlar yönünden hukuki yarar yokluğu nedeniyle işin esasına girilmeksizin istemin reddi gerektiğinden ve bu durumda para cezasına hükmedilemeyeceğinden, mahkemece para cezasına hükmolunmasının isabetsiz olduğu-
İhale konusu taşınmaz 07.01.2015 tarihinde şikayetçi adına tescil edilmekle; taşınmazın tamamı yerine 7/16 hissesini aldığına yönelik esaslı hatayı şikayetçinin en geç tescil tarihi itibariyle öğrendiğinin kabulünün gerekeceği, bu durumda ihalenin feshi istemiyle icra mahkemesine yapılan 29.01.2015 tarihli başvuru yasal 7 günlük süreden sonra olmakla, şikayetin süre aşımı nedeniyle reddi gerekeceği-
Satış bedelinin muhammen bedelin yüzde yüzünün üstünde olması halinde zarar unsuru oluşmayacağı-  Somut olayda zarar unsuru gerçekleşmemiş olup, borçlunun bu taşınmaz yönünden ihalenin feshini istemekte hukuki yararı olmadığı- Mahkemece, şikayetçi borçlunun ihalenin feshi istemine yönelik şikayeti zarar unsuru yokluğu nedeni ile dolayısıyla hukuki yarar yokluğundan reddedildiğine göre şikayetçi aleyhine para cezasına hükmedilmesinin isabetsiz olduğu- 
Satış ilanının vekil yerine asile tebliği usulsüz olup, bu hususun başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu, o halde mahkemece şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği-
İhalenin feshi talebinin reddine karar verilmesi halinde mahkemenin davacıyı feshi istenilen ihale bedelinin yüzde onu oranında para cezasına mahkum edeceği, Yasa'nın bu hükmünün emredici nitelikte olup kamu düzenine ilişkin bulunduğundan mahkemece re’sen uygulanması gerekeceği-
İhale bedeli satış masraflarını karşılamadığından ihalenin feshine karar verilmesi gerekip, artırma ilanının yayınlandığı gazetenin tirajının düşük olduğu iddiasının da araştırılmamasının doğru olmadığı-
Maden ve taş ocağı işletme ruhsatlarının satışının taşınır hükümlerine göre yapılması gerekmekte olup, icra müdürlüğünce satışların, taşınmaz satışlarına ilişkin usule göre yapıldığının görüldüğü, bu durumun başlı başına ihalenin feshi nedeni olduğu- Alacaklının haczinden önceki bir tarihte ihale konusu ruhsata konulmuş banka lehine verilmiş ipotek bulunduğundan, haciz alacaklısının takip konusu alacağı değerlendirildiğinde teminat yatırmadan ihaleye girmesinin mümkün olmadığı ve alacağa mahsuben ihale bedeli ödenmeden kendisine ihalenin yapılmasının isabetsiz olduğu-
İİK'nun 79/2. maddesinde; hacizle ilgili şikayetler, istinabe olunan icra dairesinin tabu bulunduğu icra mahkemesince çözümleneceği - Şikayetçi icra dairesinin kıymet taktir işlemine karşı 7 gün içinde şikayet yoluna başvurmuş ise, icra dairesinin ve icra mahkemesinin yaptırmış olduğu kıymet taktirinin usulsüz olduğundan bahisle İİK.nun 134.maddesine göre ihalenin feshini talep edebileceği, mahkemece bu halde ihale konusu taşınmazın kıymetini yaptıracağı keşif ve bilirkişi incelemesi ile tespit ettirdikten sonra oluşacak sonuca göre bir karar verileceği -