Yerleşik Yargıtay uygulamasına göre; satış bedelinin muhammen bedelin üzerinde olması halinde, ihalede zarar unsurunun gerçekleşmediğinin kabulünün gerektiği- İhalenin feshi talebinin reddi halinde şikayetçi aleyhine para cezasına hükmedilemeyeceği-
Münferiden borçlu şirketi temsile yetkili oldukları anlaşılan şahsılardan birinin şikayete konu ihale tarihinden sonra satışın yapıldığı Vergi Dairesi Başkanlığına sunduğu dilekçesiyle satıştan bu tarihte haberdar olduğunun kabulü gerekeceğinden; anılan öğrenme tarihine göre yasal yedi günlük süre geçtikten sonra ihalenin feshine yönelik yapılan şikayetin süre aşımından reddi gerekeceği-
İhale konusu 2 parça taşınmaza ilişkin olarak satış bedeli üzerinden alınacağı ilan edilen KDV oranı ile icra müdürlüğünün kararıyla 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu gereğince uygulanacağı belirtilen KDV oranı arasında müşteriyi yanıltıcı nitelikte aykırılık ve önemli ölçüde çelişki bulunduğu kuşkusuz olup, gerçek KDV oranı ilan edilenden fazla olup; bu farklılık nedeniyle şikayetçi alıcının hataya düşürüldüğünün kabulü gerekeceği, bu durumda ise, arttırmaya hazırlık aşamasındaki ve satılan malın esaslı niteliklerindeki hata söz konusu olduğundan ihalenin feshinin gerekeceği-
İhalenin feshinde, fesat nedeni olarak ileri sürülen maddi vakıaların tanık dahil her türlü delille ispat edilebileceğine göre şikayetçinin, ihaleye ilişkin kamera kayıtlarına dayanma talebi gözetilerek kayıtlar üzerinde inceleme yapılarak ve tanıklarını dinletme imkanı tanınarak fesat iddiasının incelenmesiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
İhalenin feshinde ,fesat nedeni olarak ileri sürülen maddi vakıaların tanık dahil her türlü delille ispat edilebileceğinden şikayetçinin, ihaleye ilişkin kamera kayıtlarına dayanma talebi dikkate alınıp kayıtlar üzerinde inceleme yapılarak ve tanıklarını dinletme imkanı tanınarak fesat iddiasının değerlendirilip oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
12. HD. 12.10.2015 T. E: 17992, K: 23903-
Şikayet konusu taşınmazların satış bedellerinin muhammen bedellerinin üzerinde olduğu, bu durumda, zarar unsuru gerçekleşmemiş olup; şikayetçi sözü edilen taşınmazlar yönünden, İİK. mad. 134/8 kapsamında kendi menfaatinin muhtel olduğunu ispatlayamadığından anılan taşınmazlara ilişkin ihalenin feshini istemekte hukuki yararı olmadığı- İhalenin feshi talebinin reddine karar verilmesi halinde mahkemenin şikayetçiyi feshi istenilen ihale bedelinin yüzde onu oranında para cezasına mahkum edeceği-
İİK'nun 53. maddesi gereğince; borçlunun takip sırasında ölümü halinde alacaklının tercih hakkını kullanarak, takibi mirasçılar hakkında mı yoksa terekeye karşı mı devam ettireceğini icra dairesine bildirmesi ve buna göre takibi sürdürmesi gerektiği -TMK'nun 625. maddesi gereğince resmi defter tutulması devam ettiği sürece, mirasbırakanın borçları için icra takibi yapılamayacağı bu durumda takip, defter tutulması sona erip, mirasçılara tutulan defter gereğince mirası kabul veya reddetmeleri için TMK'nun 626 ve 627.maddeleri gereğince, verilecek bir aylık süre sonuna kadar erteleneceği ve bu hususun mirasçı borçlular tarafından İİK'nun 16/2. maddesi uyarınca süresiz şikayet konusu yapılabileceği- Mahkemece, resmi defter tutulmasının sonucu beklenerek, mirasçıların TMK.nun 627.maddesi uyarınca verecekleri karara kadar takibin geri bırakılması gerektiğinden ve bu durumda ihale yapılması doğru olmadığından ihalenin feshine karar verilmesi gerektiği-
Menkul ihalelerinde satış ilanının borçluya tebliği zorunlu değil ise de; borçluya tebliğine karar verilmesi halinde, tebliğ edilmemesinin ihalenin feshi sebebi olduğu-
İhalede pey süren şikayetçinin dilekçesi ile davadan feragat ettiği anlaşıldığından, şikayetçinin davadan feragat beyanı hakkında bir karar verilmesi gerekeceği -