İhalenin feshi davalarında verilen görevsizlik ve yetkisizlik kararlarının kesin olduğu, HMK'nun 20. maddesine göre, verildiği anda kesin olan görevsizlik veya yetkisizlik kararlarında, bu kararın verildiği tarihten itibaren iki hafta içinde dosyanın görevli veya yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenmesinin zorunlu olduğu-
6183 sayılı Yasa'nın 99. maddesinin ikinci cümlesi aynen; "İhalenin feshi, gayrimenkulün bulunduğu yerin icra mahkemesinden şikayet yolu ile istenebilir" hükmünü içermekte olup, icra mahkemesinin 6183 sayılı Kanun'dan kaynaklanan görevinin sadece taşınmaz mallara ilişkin ihalenin feshine yönelik olduğu ve taşınır mallar hakkındaki ihalenin feshi şikayetlerini kapsamayacağı-
K. takdirine itiraz üzerine mahkemece verilen kararlar kesin olmakla beraber süresinde şikayet hakkının kullanıldığı durumlarda, icra mahkemesince itirazın incelenmeksizin reddedilmesi halinde, icra mahkemesi kararının, ihalenin feshinin incelenmesi sırasında denetlenmesinin mümkün olduğu- Satış bedelinin muhammen bedelin üstünde olması halinde, ihalede zarar unsurunun gerçekleşmediğinin kabulü gerekeceği-
Satış ilanı tebliğ edilecek ilgililer satış kararının verildiği tarih itibariyle belirleneceğinden, bu tarihten sonra tapuya haciz koyduran haciz alacaklısına satış ilanının tebliğ edilmemiş olmasının ihalenin feshini gerektirmeyeceği-
Şikayetçinin, takibin tarafı ve tapudaki ilgililerden olmadığı gibi teminat yatırarak ihaleye giren kişilerden de olmadığı anlaşıldığından ihalenin feshini isteyemeyeceği, o halde, mahkemece, şikayetin aktif husumet yokluğundan reddi gerekeceği- Şikayetçinin ihalenin feshi istemi aktif husumet yokluğu nedeniyle ve işin esasına girilmeden reddedileceğinden aleyhine ihale bedelinin %10’u oranında para cezasına hükmedilmesi isabetsiz olup, mahkeme kararının bu nedenle bozulması gerekmekle beraber anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerekeceği-
İhale alıcısı İİK'nun 134/1. fıkrası uyarınca ihale tarihi olan 19.12.2013 tarihinde taşınmazın mülkiyetini kazanmış olup, ihale sonrasında ihale konusu malın Asliye Hukuk Mahkemesi kararı ile üçüncü kişi adına tesciline karar verilmiş olmasının taşınmazın niteliklerinde esaslı hata olarak değerlendirilemeyeceği, ihale alıcısının yolsuz tescil nedeni ile genel mahkemelerde dava açmak hakkının saklı olduğu-
İhale konusu taşınırların, satışının, muhammen bedelinin altında yapıldığının görüldüğü, bu durumun tek başına İİK'nun 134/8. maddesinde öngörülen menfaati muhtel olma koşulunun gerçekleştiğini göstereceği, bu nedenle şikayetçinin ihalenin feshini istemede menfaatinin bulunduğu- İhalenin feshi talebinin reddine karar verilmesi halinde mahkemenin davacıyı feshi istenilen ihale bedelinin yüzde onu oranında para cezasına mahkum edeceği, Yasa'nın bu hükmünün emredici nitelikte olup kamu düzenine ilişkin bulunduğundan mahkemece re’sen uygulanması gerekeceği-
İhalenin feshi davalarında verilen görevsizlik ve yetkisizlik kararlarının kesin olduğu, HMK.nun 20. maddesine göre, verildiği anda kesin olan görevsizlik veya yetkisizlik kararlarında, bu kararın verildiği tarihten itibaren iki hafta içinde dosyanın görevli veya yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenmesinin zorunlu olduğu-
İİK.'nun 133. maddesi hükmü uyarınca, icra müdürlüğünce satışın düşürülmesi, farklı kuralları ve hukuki sonuçları içeren aynı Kanun'un 134. maddesine dayanılarak yapılan ihalenin feshine yönelik şikayetin esasının incelenmesine engel teşkil etmeyeceği ve kesin hüküm oluşturmayacağı-
İİK.nun 134/2. maddesi göndermesi ile uygulanması gereken Türk Borçlar Kanunu'nun 281. maddesi uyarınca kanuna veya ahlâka (adaba) aykırı şekilde ihaleye fesat karıştırılmış olmasının ihalenin feshi sebebi olduğu, ihalenin amacına ulaşmasını ve malın gerçek değerine satılmasını, ihalenin sağlıklı ve normal şartlarda yapılmasını engelleyici, dürüstlük kuralları ile bağdaşmayan davranışlarda bulunulmasının ve ihaleye katılıma engel olunmasının ihaleye fesat niteliğinde olduğu, tarafların fesat nedeni olarak ileri sürdükleri maddi vakıaları tanık dahil her türlü kanıtla ispat edebileceği-