Satış ilanı tebligatının usulsüzlüğü nedeniyle ihalenin feshini isteme hakkı, sadece kendisine usulüne uygun tebligat yapılmayan ilgilisine ait olup, ihalenin feshini isteyen davacının, kendisine ya da vekiline yapılan tebligatın usulsüz olduğunu ayrıca ve açıkça ileri sürmediği sürece, bu hususun kamu düzeninden olmadığından, mahkemece re'sen fesih nedeni olarak incelenemeyeceği-
Şikayete konu tebligatta, kanun ve yönetmeliğe uygun olacak şekilde, tebliğin, Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre yapılacağına ilişkin usulüne uygun meşruhat bulunduğu nazara alındığında tebliğin usule uygun yapıldığının anlaşıldığı, tebligatın açık mavi zarfla yapılmasının aranmasının ise, aşırı şekilcilik olduğunun, icra dairelerinde mavi renkli zarf bulunmaması halinde, beyaz renkli zarfa usulüne uygun şekilde söz konusu şerhin yazılması halinde, salt zarfın beyaz renkli olması nedeniyle usulsüz olduğu sonucuna varılamayacağının kabulü gerekeceği-
Satış ilanında satışın yapılacağı yer, gün ve saatinin açık ve kesin bir şekilde belirtilmesi gerektiği ve satış ilanının borçluya tebliğinin zorunlu olduğu ve borçlunun ihale anında hazır bulunması, satış ilanı tebliği koşulunun gerçekleştiği sonucunu doğurmayacağı- Borçlu icra takibinde vekil ile temsil ediliyor ise satış ilanının vekile tebliğ edilmesi gerektiği ve borçlu asile satış ilanı tebliğinin gönderilemeyeceği; borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshine neden olacağı- Avukatın icra takibinde borçlunun vekili olması vekilin vekâlet ücreti alacağı için müvekkili aleyhinde icra takibi yapmasına engel olmadığı- Kendilerine tebliğ yapılması caiz olan kimselerin o davada hasım olarak bulunmaları halinde muhatap namına tebliğ yapılamayacağı-
Yerel mahkemenin kararına karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulduğu, ......... Bölge Adliye Mahkemesi ....... Hukuk Dairesi'nin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılması ile ihalenin feshine karar verildiği ve bu karara karşı davalı vekili tarafından temyiz yoluna başvurulduktan sonra, davacı vekilinin UYAP sisteminden elektronik imzalı .......... tarihli dilekçesi ile vekaletnamedeki yetkisine dayanarak davadan feragat ettiği tespit edildiğinden davadan feragat hakkında Bölge Adliye Mahkemesince bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekeceği-
Mahkemece alınan bilirkişi raporunda; satış ilanı tebliğ mazbatası üzerinde bulunan imzanın -mevcut mukayese imzalarına kıyasla- borçlunun eli ürünü olmadığı, Adli Tıp Kurumu raporunda ise; söz konusu imzanın kuvvetle muhtemel borçlunun eli ürünü olduğu bildirilmiş olup bu hali ile tebligat mazbatası üzerindeki imzanın borçlunun eli ürünü olduğu usulünce kanıtlanamadığından, satış ilanı tebligatının usulsüz olduğu kabul edilerek ihalenin feshi isteminin kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Satış ilanı ve kıymet takdiri raporu tebligatlarının usulsüzlüğü nedeniyle ihalenin feshini isteme hakkının, sadece kendisine tebligat yapılmayan ilgilisine ait olduğu, ihalenin feshini isteyen şikayetçi, kendisi dışındaki diğer ilgililere satış ilanının ve kıymet takdiri raporunun tebliğ edilmediği hususunu ihalenin feshi sebebi olarak ileri süremeyeceği gibi, mahkemece şikayetçiden başka ilgililere yapılan tebligatların usulsüz olduğu veya hiç yapılmamış olduğu gerekçe yapılarak ihalenin feshine karar verilemeyeceği-
Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi uyarınca çıkartılan tebligatlarda tebligat zarfları üzerinde ''mernis adresidir '' ibaresi ile birlikte tebliğ işleminin TK'nun 21/2. maddesine göre yapılacağına dair tebligatı çıkaran mercii tarafından Yönetmeliğin 16/2. maddesi kapsamında bir şerh verildiğinin, dolayısıyla, tebliğ memurunca, şikayetçi borçluya yapılan satış ilanı tebliğ işlemlerinin TK'nun 21/2. maddesine göre usulüne uygun olarak yapıldığının görüldüğü, başkaca fesih nedeni de olmadığından Bölge Adliye Mahkemesince 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca şikayetçi borçlunun istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekeceği-
Tesis edilen ipoteğin, ipotek resmi senedine göre, taşınmaz ile birlikte teferruat, mütemmim cüz ve müştemilatlarını da kapsadığı, dolayısıyla TMK. mad. 862 uyarınca, alacaklı lehine tesis edilen ipoteğin, taşınmazı bütünleyici parçaları ve eklentileri ile birlikte yükümlü kılacağı- İpotekli taşınmazın eklentisi niteliğinde kabul edilen forkliftin de ipotek kapsamında olduğu, borçlunun ihalenin feshi talebinde ileri sürmüş olduğu bahse konu menkul malların ipotek kapsamında olmadığı ve ilgili malların üzerinde haczin bulunmadığına dair itirazlarını yapılan kıymet takdirine itiraz davasında ileri sürmediği ve bahsi geçen menkullerin satışa konu edilip kıymet takdiri yapılamayacağına dair şikayetinin bulunmadığı görüldüğünden, satış ilanında yer alan taşınmazlar ile makine ve teçhizat olarak geçen tüm ekipmanların satışının yapıldığı ihalede herhangi bir usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı- Satışa konu taşınmazın üzerindeki yapının fabrika olması itibariyle; müştemilatı, makine ve teçhizatlarının ayrıca bir ihalesi söz konusu olmayıp, içerisinde bulunduğu fabrika ile birlikte bir bütün halinde ihale edildiği, dolayısıyla ihaleye konu olan taşınmazlar ile içerisinde mevcut olan müştemilatı, makine ve teçhizatların satışında, bir kısım için ihalenin feshinin kabulü, bir kısmı için ise; ihalenin fesih talebinin reddi sonucunu doğuracak şekilde, “forklift bakımından şikayetin kabulüne, forklift dışındaki diğer tüm davaya konu ihaledeki mallar bakımından şikayetin reddine,” şeklinde hüküm kurulmasının mümkün olmadığı-
İcra dairesi tarafından taşınmaz kendisine ihale edilen alıcının, o taşınmazın mülkiyetinin kazanmış olduğu- Mülkiyeti kazanan ihale alıcısının, ihale gününden itibaren taşınmazın işgal eden kişiden 'ihtar göndermesine gerek olmadan' ecrimisil isteyeceği-
İİK. mad. 150/e uyarınca, süresinde satış istenmemesi halinde icra takibi düşeceğinden, bu tarihten sonra yapılan ihalenin de sırf bu nedenle feshi gerektiği- Böyle bir durumda, taşınmaz, tahmini bedelin üstünde satılsa da, borçlunun ihalenin feshini istemekte hukuki yararının olduğunun kabulü gerektiği- "Zarar unsuru gerçekleşmediğinden dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı" gerekçesi ile ihalenin feshi isteminin reddine yönelik BAM kararının hatalı olduğu-