İptal davaları için yasada özel bir düzenleme öngörülmediğinden davanın HMK'nun 6. maddesi gereğince davalının, davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesinde açılması gerekeceği, davalı birden fazla ise davanın bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabileceği, iptal davaları ayni hakka değil kişisel hakka dayanan davalardan olduğundan davanın konusu taşınmaz bile olsa HMK'nun 12 maddesinin uygulanma imkanının olmadığı- Davalı borçlu ile doğrudan işlem yapan 3. kişiler arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan ve zorunlu dava arkadaşları usul işlemlerini birlikte yapmak zorunda olduklarından yetki itirazının davalılarca birlikte ileri sürülmesinin yasa gereği olduğu, bir davalı tarafından ileri sürülen yetki itirazının hukuki sonuç doğurabilmesi için diğer davalının usulüne uygun olarak davet edildiği halde duruşmaya gelmemiş olmasının gerekli olduğu, HMK'nun 19/2 maddesine göre bu yetki kesin yetki kuralı olmadığından taraflarca süresi içerisinde usulüne uygun olarak itiraz halinde mahkemece dikkate alınmasının gerekeceği-
Terditli olarak açılan, İİK.mad. 277 vd.na göre "tasarrufun iptali", olmadığı takdirde TBK'nun 19. maddesine dayalı muvazaalı işlemlerin iptali isteğine ilişkin davanın, tasarruf konu mal konusu taşınmaz olsa bile, davalı borçlu veya davalı üçüncü kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesinde açılması gerektiği- Basit yargılama usulüne tabi olan tasarrufun iptali davasında yetki itirazının en geç dava dilekçesinin tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık cevap süresi içerisinde yapılması gerektiği-
Davacının davalı eski eşten ziynet eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde tahsili istemiyle açtığı davada yetkili mahkemenin HMK. mad. 6 gereği davalının yerleşim yeri olan mahkemesinin olduğu-
Satıcı şirket tacir olup, akdi ilişki ticari nitelikte olduğundan uyuşmazlığın TTK hükümlerine göre çözümlenmesi gerekeceği, bu durumda görevli mahkemenin ticaret mahkemesi olduğu-
Haksız fiile ilişkin davalardaki yetkinin, "kesin yetki" olmadığı, "seçimlik yetki" olduğu- Kasko poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkin davada, ; davalılardan ...Sigorta'nın yerleşim yeri yetki çevresinde olan mahkemede dava açılmış olup, davalı .... Sigorta'nın yetki itirazı olmayıp, kamu düzenini ilgilendiren bir yetki kuralı da olmadığından, tensiple resen yetkisizlik kararı verilmesinin hatalı olduğu-
Kira alacağının tahsili istemine ilişkin davanın -dava tarihinde yürürlükte olan HMK. mad. 4/1-a gereğince- sulh hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği-
“Sosyal güvenlik il müdürlükleri” ile “sosyal güvenlik merkezlerinin" takip işlemlerinde yetkili olduğu- Davaya konu 6183 sayılı Kanunun uygulanması nedeniyle ödeme emirlerinin gönderilmesi işleminin Sosyal Güvenlik Merkezi tarafından yapılması nedeniyle, bu merkezin bulunduğu yer iş mahkemesi olan İş Mahkemesinin, 6183 sayılı Kanun kapsamında düzenlenen ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkin davada kesin yetkili olduğu-
Çeke dayalı takibin, genel yetkili yer olan borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesinde (HMK  mad. 6), muhatap bankanın bulunduğu yer ödeme yeri sayıldığından buradaki icra dairesinde (HMK  mad. 10) ve ayrıca İİK. mad. 50/1 uyarınca çekin keşide edildiği yerdeki icra dairesinde yapılabileceği- İhtiyati haciz kararının uygulanmasından sonra bu kararı veren mahkemenin bulunduğu yer icra dairesinin, salt o yer mahkemesinde ihtiyati haciz kararı verilmesi nedeniyle yetkili hale gelmeyeceği- Açıklanan yetki kurallarına göre, alacaklının yetkili olmayan icra dairesinde takip yapması ve borçlunun takipte yerleşim yerindeki icra dairesinin yetkili olduğunu da ileri sürerek icra dosyasının buradaki icra müdürlüğüne gönderilmesi ile icra mahkemesine başvurması halinde, mahkemece, yetki itirazının kabulüne karar verilmesi gerektiği-
İptal davaları ayni hakka değil kişisel hakka dayanan davalardan olduğundan davanın konusu taşınmaz bile olsa HMK'nun 12. maddesinin uygulanma imkanı olmadığından mahkemenin bu tesbiti yerinde olmamakla birlikte HMK’nun 6. maddesine göre davanın davalıların ikametgahı mahkemesinin yetkili olduğu ve HMK’nun 60. maddesi gereğince zorunlu dava arkadaşı olan davalı üçüncü kişi süresinde yetki itirazında bulunmuş ve davalı borçlu usulüne uygun olarak duruşmaya davet edildiği halede gelmemiş olması nedeni ile bu usul işleminin onun yönünden hüküm ifade ettiği-
Sözleşmeden doğan davalarda sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesi de yetkili olduğundan öncelikle davacı ile davalı sigorta şirketinin taraf olduğu sigorta sözleşmesi nazara alınarak sözleşmenin ifa yerinin tespit edilmesi, yetkili mahkemenin belirlenmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile HMK'nın 6. maddesi uyarınca yetkisizlik kararı verilmesinin doğru olmadığı-