Kural olarak davanın konusu sözleşmeden doğan para borcu olup da sözleşmede aksi kararlaştırılmamış ise, bu para borcu alacaklının ödeme zamanındaki ikametgahında ödeneceğinden, borca ilişkin icra takibinde yetkili icra dairesi alacaklının yerleşim yeri icra dairesi olduğu-
HMK'nun 17. maddesi gereğince tacirler arasında düzenlenen yetki sözleşmesinin tacir olan lehtar ile avalist arasında geçerli olduğu-
Kazanın Şanlıurfa'da meydana geldiği, davanın, Adana'da açıldığı, sigorta şirketinin bir acenteden daha yetkili organı olan Bölge Müdürlüğü'nün bulunduğu Adana ilinde açtığı gözetilerek mahkemece, yetki itirazının reddi ile işin esasına girilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
5510 sayılı Kanun'un 56/2. maddesine dayalı olarak Kurum tarafından açılan yersiz ödenen aylıkların geri alınması talebine ilişkin davalar ile hak sahibi tarafından açılan Kurum işleminin iptali ve aylık bağlanması talebine ilişkin davalarda özellikle boşanılan eşle kurulan ilişkinin "fiili olarak birlikte yaşama olgusu" kapsamında yer alıp almadığının, ilişkinin niteliğinin ve başlangıç tarihinin açıkça ortaya konulması gerekeceği-
Bir davanın ticari dava olabilmesi için her iki tarafın tacir olması ve uyuşmazlığın ticari işletmelerinden kaynaklanması gerektiğinden, davalının tacir olup olmadığı araştırılmadan ve görev itirazı üzerinde durulmadan, mahkemenin kendini görevli sayarak yetkisizlik nedeniyle davanın usulden reddine karar vermesinin hatalı olduğu- İtirazın iptali davasında, icra dairesinin yetkisine itirazda bulunulması halinde, mahkeme öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı incelenerek, icra dairesinin yetkisiz olduğu sonucuna varılması halinde, mahkemece kendisinin yetkili olup olmadığına bakılmaksızın "yetkili yerde usulüne uygun yapılmış bir icra takibi bulunmadığından" itirazın iptali davasının reddine karar verilmesi gerektiği-
İntifa haklarının (tevliyet, sükna ve gaile) tespit ve tahsili için; mülhak vakıflar aleyhine açılacak davalarda yetkili mahkeme, vakfın yerleşim yeri (kurulduğu yer), mazbut vakıflar da ise bunlar Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yönetilmekte olup yerleşim yeri ile bir ilgilerinin kalmadığından ve Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün yerleşim yeri de Ankara bulunduğundan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 6/1. (1086 sayılı HUMK 9.madde) maddesi de dikkate alınarak Ankara Mahkemeleri'nin yetkili olduğu-
Yetkili mahkemenin davanın açıldığı tarih itibariyle kısıtlanması istenilenin yerleşim yerine göre belirlenmesi gerektiği-
Borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiği tarihte, yetki itirazında bulunmayan diğer takip borçlusu şirkete henüz ödeme emri tebliğ edilmemiş olup, tebliğ yapılamayan borçlu yönünden takip ve dolayısıyla icra dairelerinin yetkisi, itiraz tarihi itibariyle henüz kesinleşmemiş, itiraz eden borçluya ise, tebligat çekin keşide yeri ve muhatap bankanın şubesinin bulunduğu yerde yapıldığından, mahkemece yetkiye itirazın kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Çeke dayalı olarak yapılan icra takibinin, genel yetkili yeri olan borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesinde (HMK. mad. 6), muhatap bankanın bulunduğu yer, ödeme yeri sayıldığından buradaki icra dairesinde (HMK. mad. 10) ve ayrıca çekin keşide edildiği yerdeki icra dairesinde (İİK. mad. 50/1) yapılabileceği- Borçlu birden fazla ise, bunlardan birinin yerleşim yeri icra müdürlüğünde takip yapılabileceği (HMK. mad. 7/1), bu durumda, diğer borçlular yetki itirazında bulunamayacağı, ancak, bunun için, borçlulardan birinin onun için genel yetkili yerleşim yeri icra dairesinde takip yapılması ve onun hakkındaki yetkinin kesinleşmiş olması gerektiği- Çekin lehtarı konumunda olan muteriz borçlunun adresi Bornova/İzmir olup, borçluya örnek 10 ödeme emrinin 22.04.2015 tarihinde Bornova/İzmir adresinde tebliğ edildiği ve borçlunun 5 günlük yasal süre içinde icra mahkemesine başvurduğu, diğer takip borçlusu şirketin İstanbul adresine yapılan ödeme emrine ilişkin tebligatın bilâ tebliğ iade edildiği, itiraz tarihinde henüz diğer borçlu açısından takibin kesinleşmediği anlaşıldığından, yetkili icra müdürlüğünün belirlenmesinde HMK.nun 7/1.maddesinin uygulanma imkanının bulunmadığı- Borçlu şirketin yetki itirazının, diğer yetki kuralları muvacehesinde incelenmesi halinde; itiraz eden borçlu şirketin merkezi ile takip konusu çekin keşide yerinin İzmir olduğu ve ödeme emrinin de borçlu şirkete bu adreste tebliğ edildiği anlaşıldığından, bu durumda icra takibi yönünden İzmir İcra Müdürlüğü'nün yetkili olduğunun kabulü gerektiği-
Kambiyo senedine dayanan alacağın "aranacak alacak" olduğu ve kambiyo senedi alacaklısının kendi yerleşim yerinde ihtiyati haciz talebinde bulunamayacağı-