Hükmedilen tedbir nafakasına ilişkin itirazın iptali davasında, yetkiye yönelik itirazın kamu düzenine ilişkin olmadığı-
Çeke dayalı takibin, genel yetkili yer olan borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesinde (HMK 6. md.), muhatap bankanın bulunduğu yer ödeme yeri sayıldığından buradaki icra dairesinde (HMK 10. md.) ve ayrıca İİK'nun 50/1. maddesi uyarınca çekin keşide edildiği yerdeki icra dairesinde yapılabileceği, itiraza konu dayanak çeklerde keşide yerinin, muhatap bankanın bulunduğu yer ile itiraz eden borçlunun yerleşim yerinin Ankara olduğu görüldüğünden, mahkemece, yetki itirazının kabulü ile Ankara İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğuna karar verilmesi gerekeceği-
İtirazın iptali davasında, mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın, mahkemenin öncelikle, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyerek kesin olarak sonuçlandırması gerektiği- İlâmsız icra takibi yalnız para alacakları için geçerli olacağından, davanın dayanağı icra takibinin de para alacağına ilişkin olduğuna kuşku bulunmadığı, taraflar arasındaki akdi ilişkinin inkâr edilmediği, dosya kapsamına göre sözleşmenin ifa edileceği yer de açıkça belirlenmediğinden davacının yerleşim yeri olan icra dairesinde de takip yapabileceği- İlâmsız icrada genel yetkili icra dairesi borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesi iken, sözleşmeden doğan para borçlarının takibi için başlatılan takipte sözleşmenin ifa edileceği yer icra dairesinin de yetkili kılındığı-
Dernek ile üyeler arasındaki davaların dernek merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemede bakılacağı, bu kesin yetki kuraılnın mahkemece re'sen gözetilmesi gerektiği-
Tüketici-davacının ayıplı maldan kaynaklı tazminat davasını ister kendi ikametgahında, isterse davalının ikametgahı mahkemesinde genel yetki kurallarına göre açabileceği, seçimlik hakkın tüketiciye ait olduğu-
Alacaklı tarafından takip borçluları hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe başlandığı, ödeme emrinin, diğer takip borçlusuna İstanbul adresinde tebliğ edildiği, anılan borçlunun icra müdürlüğünün yetkisine itiraz ettiğine itiraz etmediği, itiraz eden borçlunun ise, diğer takip borçlusu yönünden İstanbul İcra Müdürlüğünün yetkisi kesinleştikten sonra yetki itirazı ile icra mahkemesine başvurduğu anlaşıldığından, HMK. mad. 7/1 gereğince; itiraz eden borçlu yönünden İstanbul İcra Müdürlüğünde takip yapılmasında isabetsizlik olmadığı-
Çeke dayalı takibin, genel yetkili yer olan borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesinde (HMK. mad. 6), muhatap bankanın bulunduğu yer ödeme yeri sayıldığından buradaki icra dairesinde (HMK. mad. 10) ve ayrıca İİK. mad. 50/1 uyarınca çekin keşide edildiği yerdeki icra dairesinde yapılabileceği- İhtiyati haciz kararını veren mahkemenin bulunduğu yer icra dairesinin, icra takibi için yetkili olamayacağı-
Takip dayanağı bonoda keşideci ve lehtar gerçek kişi olup dosyada tacir olduklarına ilişkin belge bulunmadığına göre, yetki kaydının geçersiz olduğu- Her ne kadar bono üzerinde düzenlenme yeri yazılmamış ve düzenleyenin ad ve soyadının yanında adres olarak İstanbul gösterilmiş ise de, ödeme emrinde borçlunun adresinin "Zeytinburnu/İstanbul" olarak gösterilmesi ve ödeme emrinin, borçlunun "Zeytinburnu/İstanbul" adresine çıkartılarak borçluya tebliğ edilmesi karşısında, alacaklının da borçlunun ikametgah adresini "Zeytinburnu/İstanbul" olarak kabul ettiği ve bu halde, borçlunun ikametgah adresinin "Zeytinburnu/İstanbul" olduğu ve dolayısıyla İstanbul İcra Dairelerinin takipte yetkisiz olduğu anlaşıldığından, mahkemece, yetkiye itirazının kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Y.in kamu düzenine ilişkin olmadığı hâllerde tarafların yetki sözleşmesi (HMK m. 17) ile başka bir mahkemeyi yetkili kılabileceği gibi bu durumda yetki itirazının ancak ilk itiraz olarak ileri sürülebileceği, yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekeceği; yetki itirazında bulunan tarafın, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirmek zorunda olduğu- 6502 s. Tüketici Kanunu'nun yürürlüğe girdiği tarihten önceki tüketici işlemlerine, bunların hukuken bağlayıcı olup olmadıklarına ve sonuçlarına bu işlemler hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmiş ise kural olarak o kanun hükümlerinin uygulanacağı- Mesken elektrik aboneliğinin bulunan davalı ile davacı arasındaki uyuşmazlığın sözleşmeye aykırılıktan kaynaklandığı, sözleşmenin taraflarından birinin tüketici, diğerinin satıcı, uyuşmazlığın da tüketime konu mala ilişkin olduğu anlaşıldığından, uyuşmazlığın 4077 sayılı Kanun kapsamında kaldığı- Mahkemenin hem yetkisine hem de görevine ilişkin bir itirazın ya da incelemenin söz konusu olduğu hâllerde mahkemenin öncelikle görevli olup olmadığı hakkında bir karar vermesi, görevsiz ise öncelikle görevsizlik kararı verip, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi ve yetki itirazı hakkında bu görevli mahkemede bir karar verilmesi gerektiği-
Cari hesap, ticari ilişki ve faturalardan kaynaklanan alacağın talep ediliği icra takibinde, borç ve akdi ilişki borçlu tarafından kabul edilmediğinden, akdi ilişkiye dayalı alacak söz konusu olamayacağı mahkemece, HMK. mad. 6 gereğince takibin, borçlunun ticaret sicil adresindeki icra müdürlüğünde yapılması gerektiği gerekçesi ile yetkiye itirazın kaldırılması isteminin reddine karar verilmesi gerektiği-