Dernek ile üyeler arasındaki davaların dernek merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemede bakılacağına dair yetki kuralının kesin nitelikte olduğu-
İlamsız icra takibine karşı davalı borçlunun icra takibinde borcun esasına itiraz ettiği, icra dairesinin yetkisine itiraz etmediği bilinerek, itirazın iptali istemine dair davalarda yetkili olan mahkemenin aynı zamanda icra takibinin yapıldığı icra dairesinin bulunduğu yerdeki mahkeme olduğu; davaya konu alacak bir miktar para borcu olduğundan alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edileceği-
Kooperatif ile üyesi arasındaki davaların kooperatif merkezinin bulunduğu yerde görüleceği ve bu yetkinin kesin yetki olduğu, üyeliğin tartışmalı olduğu hallerde de bu yetki kuralının geçerli olduğu, bu hususun mahkemece göz ardı edilerek genel hükümlerle yetki belirlenmesinin doğru olmadığı-
Şikayetçinin ve alacaklının tacir olduğuna ilişkin dosya içinde bir belgenin bulunmadığı görüldüğünden, HMK. mad. 17 uyarınca, taraflar arasındaki yetki sözleşmesinin de geçerli olmadığı-
Çekler için, takip alacaklısı tarafından, muhatap bankanın bulunduğu yer ile çekin keşide yerinde takip yapılabileceği gibi, İİK'nun 50. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken HMK'nun 6. maddesi uyarınca, borçlunun takip tarihindeki yerleşim yerindeki icra dairesinde de icra takibi yapılabileceği-
Kamu düzenine ilişkin yetki kuralının, işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya İş Kanununa dayanan alacak ve hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarına da uygulanacağı- 5510 sayılı Kanunun 101 ve 5521 sayılı Kanunun 15. maddesi gereğince, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun yetkiyi düzenleyen hükümlerinin somut olaya uygulanması gerektiği, somut olayda, davacı tarafından Sivas İş Mahkemesine dava açılmış olup, davalının süresinde verdiği cevap dilekçesinde usulüne uygun şekilde bir yetki itirazında bulunulduğu, yetkili mahkemenin...Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu belirttiği, ancak Mahkemece yetki itirazı hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmediği, aslen davalının ikametgâhının da Sulusaray ilçesinde olduğu anlaşılmakta olup, mahkemece yetkisizlik iddiası hakkında bir karar verilmesi gerektiği-
Vakıflarla ilgili mevzuatta düzenlenen vakıf ile üyeler arasındaki davaların vakıf merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemede bakılacağına dair yetki kuralı kesin nitelikte olup kamu düzenine ilişkin olduğundan her zaman mahkemece re'sen gözönüne alınması gerektiği- Kesin yetki kuralı gereği vakıf merkezinin bulunduğu yer asliye hukuk mahkemesinin yetkili olduğu-
Mahkemece, borçlunun yetki itirazının incelenerek kabul edilmesi halinde HMK'nun 19/3 maddesi gözetilmek suretiyle ve de taleple bağlı kalınarak ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği yer icra müdürlüğünün yetkili olduğuna karar verilmesi gerekeceği-
HMK'nun 17. maddesi gereğince tacirler arasında düzenlenen yetki sözleşmesi lehtar ile düzenleyen borçlu şirket arasında geçerli olup düzenleyen borçlu şirket yönünden takibin kararlaştırılan yerde başlatılmasında yasaya uymayan bir yön olmadığı-
Takip alacaklısı tarafından, muhatap bankanın bulunduğu yer ile çekin keşide yerinde takip yapılabileceği gibi, İİK'nun 50. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken HMK'nun 6. maddesi uyarınca; borçlunun takip tarihindeki yerleşim yeri icra dairesinde de takip yapılabileceği-