İtirazın iptali davalarında öncelikle, icra müdürlüğünün yetkisine yapılan itirazın incelenmesi gerektiği- Yetkili icra müdürlüğünde icra takibi yapılmasının itirazın iptali davasının "dava şartı" olduğu-
Davalı taraf ödeme emrine karşı icra müdürlüğüne yaptığı itirazında yetki itirazında da bulunarak, yetkili icra müdürlüğünü de bildirmiş olduğundan, İtirazın iptali davasına bakan mahkemece öncelikli olarak icra takibinin yapıldığı icra müdürlüğünün yetkili olup olmadığı konusunda inceleme yapılması, icra müdürlüğünün yetkisiz olduğunun kabulü halinde ise, dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Menfi tespit davalarının takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabileceği, henüz icra takibi yok ise, yetkili mahkemenin davalının ikametgahı mahkemesi olduğu-
Dernek ile üyeler arasındaki davaların dernek merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemede bakılacağına dair yetki kuralının kesin nitelikte olduğu-
İlamsız icra takibine karşı davalı borçlunun icra takibinde borcun esasına itiraz ettiği, icra dairesinin yetkisine itiraz etmediği bilinerek, itirazın iptali istemine dair davalarda yetkili olan mahkemenin aynı zamanda icra takibinin yapıldığı icra dairesinin bulunduğu yerdeki mahkeme olduğu; davaya konu alacak bir miktar para borcu olduğundan alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edileceği-
Kooperatif ile üyesi arasındaki davaların kooperatif merkezinin bulunduğu yerde görüleceği ve bu yetkinin kesin yetki olduğu, üyeliğin tartışmalı olduğu hallerde de bu yetki kuralının geçerli olduğu, bu hususun mahkemece göz ardı edilerek genel hükümlerle yetki belirlenmesinin doğru olmadığı-
Şikayetçinin ve alacaklının tacir olduğuna ilişkin dosya içinde bir belgenin bulunmadığı görüldüğünden, HMK. mad. 17 uyarınca, taraflar arasındaki yetki sözleşmesinin de geçerli olmadığı-
Çekler için, takip alacaklısı tarafından, muhatap bankanın bulunduğu yer ile çekin keşide yerinde takip yapılabileceği gibi, İİK'nun 50. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken HMK'nun 6. maddesi uyarınca, borçlunun takip tarihindeki yerleşim yerindeki icra dairesinde de icra takibi yapılabileceği-
Kamu düzenine ilişkin yetki kuralının, işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya İş Kanununa dayanan alacak ve hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarına da uygulanacağı- 5510 sayılı Kanunun 101 ve 5521 sayılı Kanunun 15. maddesi gereğince, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun yetkiyi düzenleyen hükümlerinin somut olaya uygulanması gerektiği, somut olayda, davacı tarafından Sivas İş Mahkemesine dava açılmış olup, davalının süresinde verdiği cevap dilekçesinde usulüne uygun şekilde bir yetki itirazında bulunulduğu, yetkili mahkemenin...Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu belirttiği, ancak Mahkemece yetki itirazı hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmediği, aslen davalının ikametgâhının da Sulusaray ilçesinde olduğu anlaşılmakta olup, mahkemece yetkisizlik iddiası hakkında bir karar verilmesi gerektiği-
Vakıflarla ilgili mevzuatta düzenlenen vakıf ile üyeler arasındaki davaların vakıf merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemede bakılacağına dair yetki kuralı kesin nitelikte olup kamu düzenine ilişkin olduğundan her zaman mahkemece re'sen gözönüne alınması gerektiği- Kesin yetki kuralı gereği vakıf merkezinin bulunduğu yer asliye hukuk mahkemesinin yetkili olduğu-