Yetki sözleşmesi düzenleyebilecek şahısların sadece tacirler veya kamu tüzel kişileri olarak belirlendiği- Bonoya dayalı takibin, genel yetkili yer olan borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesinde, bonoda öngörülen ödeme yerinde ve ayrıca bononun tanzim edildiği yerdeki icra dairesinde yapılabileceği-
Çeke dayalı olarak yapılan icra takibinin, genel yetkili yer olan borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesinde, muhatap bankanın bulunduğu yer, ödeme yeri sayıldığından buradaki icra dairesinde ve ayrıca İİK'nun 50/1. maddesinin son cümlesi uyarınca çekin keşide edildiği yerdeki icra dairesinde yapılabileceği-
Birden fazla borçlu varsa bunlardan birinin ikametgahında takip başlatılabileceği ve bu durumda diğer borçluların yetki itirazında bulunamayacakları, ancak, anılan hükmün, borçlulardan birinin ikametgahındaki (onun için genel yetkili) icra dairesinde takip yapılması hali için olduğu-
Alacaklının, takip talebine, takibe ilişkin belgeleri eklemediği için itirazın kaldırılması aşamasında artık bu belgelere dayanamayacağı, borç ve akdi ilişki de borçlu tarafından kabul edilmediğinden bu durumda akdi ilişkiye dayalı alacak söz konusu olmadığından, mahkemece, HMK'nun 6. maddesi gereğince takibin, borçlunun yerleşim yerinde yapılması gerektiği gerekçesi ile yetkiye itirazın kaldırılması isteminin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, HUMK. mad. 440 hükmünde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerektiği-
Mahkemenin kabulünün aksine, alacaklının icra takibini başlattığı icra dairesinin, çekin keşide yeri olması nedeniyle takipte yetkili olduğu-
Davalı sürücü ve işletenin süresinde icra dairesinin yetkili olmadığı gerekçesi ile yetki itirazında bulundukları ve yetkili icra dairesinin İstanbul İcra Daireleri olduğunu belirttikleri, davalı şirketin ise icra dairesinin yetkisine itiraz etmeksizin yalnızca borca itiraz ettiği, dava dilekçesine ise cevap vermediği anlaşılmakla, davalı sürücü ve işleten yönünden yetkili icra dairesinin İstanbul İcra Daireleri olduğu, bu nedenle icra dairesinin yetkisizliği nedeniyle bu davalılar yönünden davanın reddi kararı isabetli ise de, icra dairesinin yetkisine itiraz etmeyen davalı şirket yönünden davanın tefrik edilerek takip tarihi ve dava tarihi itibariyle İstanbul Anadolu 2. İcra Müdürlüğünün ve İstanbul Anadolu Mahkemelerinin davaya bakmaya yetkili olduğu-
Kural olarak davanın konusu sözleşmeden doğan para borcu olup da sözleşmede aksi kararlaştırılmamış ise, bu para borcu alacaklının ödeme zamanındaki ikametgahında ödeneceğinden, borca ilişkin icra takibinde yetkili icra dairesi alacaklının yerleşim yeri icra dairesi olduğu-
Kazanın Şanlıurfa'da meydana geldiği, davanın, Adana'da açıldığı, sigorta şirketinin bir acenteden daha yetkili organı olan Bölge Müdürlüğü'nün bulunduğu Adana ilinde açtığı gözetilerek mahkemece, yetki itirazının reddi ile işin esasına girilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
HMK'nun 17. maddesi gereğince tacirler arasında düzenlenen yetki sözleşmesinin tacir olan lehtar ile avalist arasında geçerli olduğu-