İİK’nın 283/II maddesine göre iptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahıs nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkûm edilmesi gerekeceği- Dava ve tasarrufa konu malı elinde bulunduran şahsın kötü niyetli olduğunun kanıtlanamaması halinde dava tümden reddedilmeyip borçlu ile tasarrufta bulunan şahıs tasarrufa konu malı elinden çıkardıkları tarihteki gerçek değeri oranında ve alacak miktarı ile sınırlı olarak tazminata mahkum edilmeleri gerekeceği-
Borçlu ile işlemde bulunmayan dördüncü kişiler hakkında dava açılıp açılmamasının davacının isteğine bağlı olduğu ve bu kişiler yönünden iptal kararı verilebilmesi için kötü niyetli olduklarının yani borçlunun alacaklılara zarar verme kastı ile hareket ettiğini bilen vyea bilmesi gereken kişilerden olduklarının kanıtlanması gerekeceği, bu durumda 4. kişinin sorumlu olduğu miktarın, elden çıkarılan malın elden çıkardığı tarihteki gerçek değeri olduğu-
Davalı 3.kişi tarafından dava konusu temlik, dava dışı şirkete devir ve temlik edilmediğinden dava dışı şirketin davaya dahil edilmesine gerek olmadığı, taraf teşkilinin eksikliğinden söz etme olanağının da bulunmadığı- Davacının talebinin, HMK'nun 123. maddesi gereğince davayı takipten sarfınazar olduğu (davayı geri alma) gözönüne alınarak; davalıların açık rızası da alınmak suretiyle karar verilmesi gerekirken, feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Davalı borçlular adına davacı banka tarafından haciz konulan menkul ve gayrimenkuller bulunduğundan ve bunların bir kısmıyla ilgili kıymet takdiri yapılmadığından ve hacizli mallar satılmadığından alınan haciz tutanaklarının İİK. mad. 105 anlamında geçici aciz belgesi olarak kabul edilemeyeceği, öncelikle mahkemece davacı alacaklıya her borçlu için İİK. mad. 143 kapsamında kat'i aciz belgesi sunması için süre verilmesi, aciz belgesi sunulduğu takdirde davanın esasının incelenmesi, sunulmadığı takdirde davanın ön koşul yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği- Davacı ile davalı borçlular arasında kredi sözleşmesi yapılmış ise bu kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcun dava ve takipten önce ödendiği, eldeki davanın ise sonraki kredi sözleşmesinin teminatı olarak verilen senetten doğduğu anlaşıldığından, takip konusu alacağın, sonraki kredi sözleşmesinden doğduğunun kabulü gerektiği- İptali istenen tasarrufun takip konusu borcun doğumundan önce yapılmış olması halinde, davanın ön şart yokluğundan reddine, kendisini vekille temsil ettiren davalılar lehine maktu vekalet ücreti takdirine karar verilmesi gerektiği- Borçlu tarafından davalı 3. kişiye, 3. kişi tarafından da davalı 4. kişiye satılan parsel yönünden davanın kabulüne karar verilmişse de, ancak anılan parselle ilgili dava dışı bir başka kişi tarafından davalılar aleyhine açılan şuf'a davasının kabul edildiği ve taşınmazın bu şufa davasını açan kişi adına tescil edildiği anlaşıldığından, anılan parsel yönünden eldeki davada hükmün infaz kabiliyeti bulunmadığı, bu parsel yönünden, mahkemece davacı vekiline seçimlik hakkını kullanması konusunda süre verilmesi, taşınmazı mahkeme kararı ile adına tescil ettiren dava dışı kişiyi davaya dahil etmesi veya davalı 4. kişi hakkındaki davasını İİK. mad. 283/2 gereğince bedele dönüştürüp dönüştürmediği sorularak, dava dışı kişinin davaya dahil edilmesi halinde, dava dilekçesi ve dahili dava dilekçesinin bu kişiye tebliği ile bildireceği delillerin toplanması, davaya dahil edilmediği takdirde ise, davalı 4. kişi hakkındaki davanın İİK 283/2 madde gereğince bedele dönüşmesi nedeniyle şufa dava dosyası da incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği- Dava konusu bir diğer parsel ise, borçlu tarafından davalı 3. kişiye, onun tarafından da davalı 4. kişiye satılmış ve mahkemece davalı 4. kişi hakkındaki dava kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından reddedilmiş olduğundan, davalı 3. kişi hakkındaki dava bedele dönüşen dava yönünden, davalının İİK. mad. 283/2 gereğince, tazminatla sorumluluğuna karar verilmesi gerektiği-
Dava konusu araç davalı 3.kişi tarafından dava dışı kişiye satıldığından; davacı vekiline seçimlik hakkı ile ilgili olarak davalı 4.kişiyi davaya dahil etmeyeceği veya davasının davalı yönünden bedele dönüştürüp dönüştürmeyeceği konusunda süre verilmesi, davalı 4.kişinin davaya dahil edilmesi halinde dava dilekçesi ve duruşma gününün tebliği ile davacı ve davalının bildireceği delillerin toplanması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Borçlu ve onunla hukuku muamelede bulunan 3.kişi arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan her ikisinin de "davalı olarak" tasarrufun iptali davasında gösterilmesi gerekeceği- Davalı borçlu adına kaza tarihi itibarıyla kayıtlı taşınmaz bulunup bulunmadığı, taşınmazların devredilip devredilmediği, kazadan sonra devredilen taşınmaz var ise bu taşınmazların devir tarihleri ve devredilen kişileri de gösterir şekilde kayıtların istenmesi, kayıtlar geldikten sonra borçlunun devir yaptığı kişilerin davaya dahil edilerek dava dilekçesinin tebliği ile taraf teşkilinin sağlanması gerekeceği-
Davalı, dava konusu takibin borçlusu olmadığından, davanın husumet yokluğu nedeni ile reddine ve davalı lehine maktu vekalet ücretine hükmedileceği-
Davanın 6183 sayılı AATÜHK'nun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olması halinde, bu tür davaların Yasanın 25. maddesi ile İİK'nun 282. maddesi gereğince borçlu ve onunla hukuki işlemde bulunan üçüncü kişiler aleyhine açılacağı, borçlu ile hukuki işlemde bulunan üçüncü kişi iptale tabi tasarrufu dördüncü kişiye devretmişse, davacının dördüncü kişinin kötüniyetli olduğu iddiası ile davasını ona karşı da yöneltebileceği, kötüniyetli dördüncü kişiye dava açılmaması veya kötüniyetinin ispatlanamaması halinde 6183 sayılı Yasanın 31. maddesi gereğince davalı üçüncü kişi dava konusu mal, hak ve değerleri elinden çıkarmış ise elden çıkardığı tarihteki değerini nakten ödemekle yükümlü olduğu- 6183 s. Kanununa dayalı açılan davada, kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına, maktu vekalet ücretine hükmedileceği-
Davalı 4. kişinin kötü niyetli olduğu yani borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olduğunun davacı alacaklı tarafından kanıtlanamadığı anlaşıldığından davalı hakkındaki davanın reddi gerekeceği ve bu durumda, İİK. mad. 283 uyarınca, davanın bedele dönüştüğü dikkate alınarak mahkemece davalı üçüncü kişinin taşınmazı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri nisbetinde (takip konusu alacak ve fer'ileri ile sınırlı olmak üzere) tazminat ödemesine hükmedilmesi gerektiği-
Davacıdan, taşınmazı satın alan 4. kişiyi davaya dahil edip etmeyeceği veya davasını bedele dönüştürüp dönüştürmeyeceğinin sorulacağı, davaya dahil etmesi halinde usulüne uygun biçimde dava dilekçesinin tebliğ edilerek taraf teşkilinin sağlanacağı, daha sonra taraf delillerinin toplanarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verileceği; 4.kişinin davaya dahil edilmemesi halinde ise 3.kişi yönünden taşınmazı elden çıkardığı tarihteki rayiç değer üzerinden tazminata dönüştüğü kabul edilerek tazminata hükmedilmesi gerekeceği-