Davalı 3. kişi, "dava konusu üç taşınmazı borçlunun hatırına binaen üzerine aldığını, sonra bedelsiz olarak iki tanesini davalı 4. kişiye devrettiğini" belirttiğinden ve davalı 4. kişinin, borçlu ile küçük bir ilçede oturduğu, borçlunun durumunu ve amacının bilebilecek kişilerden olduğu anlaşıldığından, 4. kişi yönünden de tasarrufun iptali istemli davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği- Davalı 5. kişi hakkında iptal kararı verilebilmesi için onun kötüniyetli olduğunun ispatlanması gerektiği-
İptal davalarında borçlu ile üçüncü kişi arasında zorunlu dava arkadaşlığı olup, üçüncü kişiden satın alan dördüncü ve varsa daha sonraki kişiler kişiler arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayıp bunlar arasındaki ilişki ihtiyari dava arkadaşlığı niteliğinde olduğundan, sadece 3. kişinin yetki itirazında bulunduğu nazara alınarak bu davalı yönünden dosyanın tefrik edilerek yetkili mahkemeye gönderilmesi ve diğer davalılar yönünden yargılamaya devam edilerek bir karar verilmesi gerektiği-
Davacının takibindeki çekler iptali istenen tasarruflardan sonraki tarihleri taşısa da, çeklerin ticari hayatta vadeli olarak düzenlendiği de bir vakıa olup bu konuda mahkemece araştırma yapılarak takip konusu çeklerin borçlu tarafından vadeli olarak düzenlenip düzenlenmediği buradan hareketle tasarrufların borcun doğum tarihinden önce yapılıp yapılmadığının belirlenmesi gerektiği- Çekin lehtarı ile borçlu arasındaki ticari ilişkinin seyri üzerinde gerektiğinde karşılaştırılmalı defter incelemesi de yaptırılarak davacı alacağının tasarruf tarihinden önce doğup doğmadığı belirlenmesi gerektiği- Tasarrufun iptali davalarında üçüncü kişininde davaya dahili gerektiği-
Borçlu ile işlemde bulunmayan dördüncü kişiler hakkında dava açılıp açılmamasının davacının isteğine bağlı olduğu ve bu kişiler yönünden iptal kararı verilebilmesinin kötü niyetli olduklarının, yani borçlunun alacaklılara zarar verme kastı ile hareket ettiğini bilen veya bilmesi gereken kişilerden olduklarının kanıtlanmasına bağlı olduğu- Davacı taraf, borçlu ile işlemde bulunan 3. kişi ile 4. kişiyi davalı göstermeksizin bu kişilerle alım satım ilişkisinde bulunan ve 5. ve 6. kişi konumunda olan diğer kişileri davalı göstermiş olup, 5. ve 6. kişiler davalı gösterildiğine göre, bu davalılara taşınmazı satan ve dava sonucunda hakları etkilenebilecek olan dava dışı 3. ve 4. kişilerin de davalı olarak gösterilmeleri gerektiği, mahkemece dava dışı bu kişilerin de davaya dahil edilerek dava dilekçesinin kendilerine tebliği için davacı tarafa süre verilerek taraf teşkilinin sağlanması gerektiği-
Taşınmazın Tapu Sicil Müdürlüğünde düzenlenen resmi akit tablosunda yazılı satış bedeli ile bilirkişiler tarafından belirlenen gerçek değeri arasında bir mislini aşan fahiş fark bulunmakta ise de İİK.nın 278. maddesindeki iptal koşullarının oluşabilmesi için tasarruf tarihi ile aciz belgesi veya aciz belgesi niteliğindeki haciz tutanağının düzenlediği tarih arasında 2 yılı aşkın sürenin geçmemesi gerektiği- Aciz vesikası tarihi ile tasarruf tarihi arasında 2 yıldan fazla süre geçtiğinden, tasarrufun fahiş fark nedeniyle iptaline karar verilemeyeceği- Tanık beyanlarından davalı üçüncü kişinin, borçlu davalının mali durumu ile alacaklıları ızrar kastını bilen veya bilmesi gereken kişilerden olup olmadığı yönünde yeterli açıklık bulunmadığından ve mahkemece davalı tazminata mahkum edildiği halde tazminatın miktarı belirlenmediğinden, davacı tarafından taşınmazı davalıdan satın alanlar davaya dahil edilmediğinden, mahkemece 3.kişi konumundaki davalının, borçlu davalının mali durumu ile alacaklıları ızrar kastını bilen veya bilmesi gereken kişilerden olup olmadığının tanıklardan sorulması, bu hususun karar yerinde tartışılması, taşınmazın davalı üçüncü kişinin elden çıkarıldığı tarihteki gerçek değerinin belirlenerek, davalılar arasındaki tasarrufun iptali gerektiği sonucuna varılması halinde, üçüncü kişinin belirlenen bu değer oranında ve davacının alacak miktarı ile sınırlı olarak tazminata mahkum edilmesi gerektiği-
İptal davalarının borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılabileceği ayrıca kötüniyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabileceği- 3. kişi tarafından taşınmazın tasarruf tarihindeki bilirkişilerce belirlenen gerçek değerinin ödendiğinin yasal ve inandırıcı delillerle kanıtlanamaması durumunda edimler arasında mislini aşan farkı oluşur ise 3. kişinin iyi niyet iddiasının dinlenemeyeceği- 3. kişiden taşınmazı alan kişilerin davalı borçlunun alacaklılarından mal kaçırmak ya da alacaklılarını ızrar kastı ile hareket ettiğini bilebilecek kişilerden oldukları takdirde tasarrufun iptali gerekeceği (İİK. mad. 280/I)-
Davalı borçlunun tasarrufun iptali davası açıldıktan sonra vefat ettiği, mirasçılarının davaya dahil edildiği, mirasçılardan üçünün kesinleşen mahkeme kararı ile murisin mirasının reddettiği anlaşılmakla, terekenin de borca batık olması nedeniyle mirasın tüm mirasçılar yönünden reddetmiş sayılacağı; bu durumda, mahkemece zorunlu hasım olan borçlunun en yakın mirasçıları mirası reddettiğinden ve reddetmiş sayıldığından konunun miras hükümleri çerçevesinde çözümlenmesi gerektiği ve bu durumda mahallin sulh hukuk hakimine durum bildirilerek mirasın iflas kurallarına göre tasfiyesinin sağlanması, anılan mahkemece atanacak ve yetkilendirilecek tereke temsilcisinin huzuru ile davaya devam olunması gerektiği- Mirasın tasfiyesi işlemlerinin talebe bağlı işlemler olmadığı; mirasın reddedildiğinin anlaşılması ile res'en yapılması gereken işlemlerden olduğu-
Borçlu davadan önce vefat etmiş ve kanuni mirasçıları (eş ve çocukları) kesinleşen ilamla borçlunun mirasını reddetmiş olduğundan, sulh hukuk hakimine durum bildirilerek mirasın iflas hükümlerine göre tasfiyesi ile anılan mahkemece mirası reddedilen borçlu için atanacak ve yetkilendirilecek bir temsilci huzuruyla davaya devam olunması gerekeceği-
Kural olarak çekte vade olmamakla birlikte ticari hayatta çeklerin de bono gibi vadeli kullanıldığı- Tasarrufun, takibine konu çeklerin keşide tarihinden önce yapıldığı anlaşılmaktaysa da, davacı vekili "takip konusu alacağın iptali istenen tasarruftan önce ve davalı borçlu ile aralarında organik bağ bulunan bir başka şirkete sattıkları ve karşılığında davalı şirketin vadeli çeklerinin verildiği kereste satışından doğduğunu, davalı borçlu ile doğrudan ticari ilişkileri olmadığını" ileri sürdüğünden ve dosyada mevcut ticari sicil kayıtlarından, davacının ticari ilişki içinde olduğunu ve borcun doğumuna dair kereste sattıklarını beyan ettiği dava dışı Ltd Şti ile davalı borçlu şirket arasında ortak ve kurucuları bakımından organik bağ bulunduğu anlaşıldığından, mahkemece davacının borcun doğumuna dair iddiasının değerlendirilmesi amacıyla davacı ile dava dışı Ltd. Şti'ne ait ticari defterler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması adı geçen taraflar arasında kereste satımına dair ticari ilişki bulunup bulunmadığı, ticari ilişki var ise bu ilişkinin başlangıç tarihi, belirlenerek bu tarihin iptali istenen tasarruftan önce olması halinde bu defa davalı borçlu ile dava dışı Ltd Şti'nin ticari defterleri ve banka kayıtları üzerinde inceleme yapılarak birbirlerinin borçlarını ödeyip ödemedikleri birlikte çalışıp çalışmadıkları değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Dava dilekçesinde davalı olarak borçlu şirket yerine şirket ortağı ve temsilcisinin gösterilmiş olmasının temsilcide hata olarak değerlendirilip borçlu Ltd. Şti ve borçlu şirket ile aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunan, dava konusu aracı borçlu şirketten satın alan üçüncü kişi adına duruşma gün ve saatini bildirir davetiye çıkarılarak duruşmaya katılmalarının sağlanması gerektiği-