Tasarrufun iptali davalarının, borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılacağı, ayrıca, kötüniyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davasının açılabileceği-
İvazlar arasında fahiş fark bulunması yanında davalı üçüncü kişinin borçlunun yeğeni olması, diğer davalıların ise, aralarındaki ticari ilişki nedeniyle borçlu davalının mali durumu ile alacaklıları ızrar kastını bilen veya bilmesi lazım gelen kişilerden oldukları anlaşıldığından, tasarrufların iptaline karar verilmesi gerektiği- Dördüncü kişi konumunda olan davalı yönünden tasarrufun iptali için kötü niyetli olduğunun kanıtlanması gerektiği, aksi halde, üçüncü kişi yönünden davanın tazminata dönüştüğünün kabulü ile sözü edilen taşınmazın davalı üçüncü kişinin elinden çıkarıldığı tarihteki gerçek değerinin davacının alacak ve ferileri ile sınırlı olarak davalı üçüncü kişiden tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesi gerektiği-
Tasarrufun iptali davalarında 3. kişinin borçludan satın aldığı malı elinden çıkarması ve satın alan dördüncü kişinin davaya dahil edilmemesi ya da davaya dahil edilmekle birlikte iyi niyetli olduğunun anlaşılması halinde İİK’nın 283/2 maddesi uyarınca bedele dönüşen davada üçüncü kişinin dava konusu malı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında bedelle sorumlu tutulmasının gerekeceği-
Davalıların banka vasıtası ile yaptıkları harici ödemeler dahil edildiğinde, bu davalıların satın aldıkları taşınmaz yönünden ivazlar arasında fahiş fark oluşmadığı ayrıca adı geçen davalıların borçlunun mali durumu ile alacaklıları ızrar kastını bilen veya bilmesi lazım gelen kişilerden olduklarının kanıtlanamadığı anlaşıldığından bu davalılar yönünden tasarrufun iptali davasının reddi gerektiği- İcra dosyasında yapılan araştırmalara verilen cevaplardan borçluların borcuna yetecek haczi kabil mal varlıklarının olmaması nedeniyle haciz tutanaklarının geçici aciz belgesi niteliğinde olduğu, ivazlar arasında bir mislini aşan fahiş fark bulunduğu ve gerçek bedelin ödendiğinin kanıtlanamaması yanında taşınmazları borçlu davalılardan satın alan ve 3. kişi konumunda olan bir kısım davalılar ile borçlu davalılar arasında akrabalık ilişkisi bulunduğu anlaşıldığından tasarrufun iptali gerektiği- Davalı borçlu kendisine ait taşınmaz hissesini, davalı 3. kişiye, 3. kişi de 4. kişiye satmış olup, davalı 4 kişi, borçlu davalının mali durumu ile alacaklıları ızrar kastını bilen veya bilmesi lazım gelen kişilerden olmadığından hakkındaki davanın reddine, 3. kişi davalı ise, borçlu davalının dayısı olduğundan, İİK. mad. 280/1-2 uyarınca hakkındaki davanın kabulü ile davalı 3. kişinin İİK. mad. 283/II uyarınca taşınmazı elden çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında, davacının asıl alacak ve ferileri ile sınırlı olarak tazminata mahkum edilmesine karar verilmesi gerektiği- Borçlu tarafından 3. kişilere satışan taşınmaz hisselerinin, şufa hakkının kullanılması nedeniyle davalı 3. kişilerin elinden çıkmış olması halinde, davalı 3. kişilerin şufa nedeniyle aldıkları bedel oranında ve davacının asıl alacak ve ferileri ile sınırlı olmak üzere tazminata mahkum edilmeleri gerektiği- Tasarrufun iptali davalarında vekalet ücretinin dava konusu malın tasarruf tarihindeki gerçek değeri ile alacak miktarından hangisi daha az ise o değer üzerinden hesaplanması gerektiği- Davaya konu birden fazla tasarruf bulunması, ayrı ayrı taşınmazların satılmış olması ve davalılar arasında mecburi dava arkadaşlığının da bulunmaması halinde ise, her bir tasarruf için vekalet ücretinin ayrı ayrı belirlenmesi gerektiği-
Tasarrufun iptali davalarında davanın, borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılacağı, ayrıca, kötü niyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabileceği-
İİK'nun 282. maddesi gereğince davalı borçlu ile borçlu ile doğrudan veya dolaylı işlem yapan 3. kişiler arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan ve zorunlu dava arkadaşları usul işlemlerini birlikte yapmak zorunda olduklarından yetki itirazının davalılarca birlikte ileri sürülmesinin yasa gereği olduğu-
Taşınmazın tapudaki satış bedeli ile bilirkişi tarafından belirlenen rayiç değer arasında misli fark bulunması ve, davalı 3. kişinin tapudaki satış bedeli dışında ödeme yaptığını ispatlayamaması halinde bu tasarrufun İİK. mad. 278/3-2 uyarınca iptale tabi olduğu- Bedel farkı veya kısa aralıkla satışın davalı 4.kişi yönünden iptal sebebi olarak kabulünün mümkün olmadığı, davalı 4. kişi yönünden iptal kararı verilebilmesi için davalının kötüniyetli olduğunun davacı yanca ispatlanması gerekeceği-
Davalı borçlu ile borçlu ile doğrudan veya dolaylı işlem yapan 3. kişiler arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğu ve zorunlu dava arkadaşları usul işlemlerini birlikte yapmak zorunda oldukları-
Tasarrufun iptali davalarının dinlenebilmesi için; "davacının borçludaki alacağının gerçek olması", "borçlu hakkındaki icra takibini kesinleşmiş olması", "iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması" ve "borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin bulunması" gerektiği; bunların tasarrufun iptali davasının "önkoşulları" olduğu- Tasarrufun iptali davasında, borçlu ile 3. kişi arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan, dava dilekçesinin davalı borçlunun vasisi ile 3. kişiye tebliği ile taraf teşkilinin sağlanması gerektiği- Borçlu aleyhine açılan tazminat davası karara çıkmış, takibe konulmuş, borçlu hakkında aciz belgesi düzenlemiş ise dava konusu tasarrufların İİK. mad. 278, 279, 280 gereğince iptale tabi olup olmadığının değerlendirilmesi, tazimiat davasının, tasarrufun iptali davasına etkisi üzerinde durularak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-