Mahkemece tasarrufların tarafı olan E. ve Ş..'ın davaya dahil edilmesi için dava­cıya süre verilmesi dava dilekçesi ile duruşma gün ve saatini belirtir davetiyenin adı geçen dahili davalılara tebliği ile bildirecekleri delillerin toplanması ve dava konusu tasarrufların (30.5.2008 ve 26.2.2009 tarihli) 6183 Sayılı AATUHK'nun 30.maddesi gereğince iptale tabi olup olmadığının değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Dava konusu taşınmaz borçlu davalılar tarafından üçüncü kişi konumundaki davalıya satılmış, onun tarafından da dava dışı bir kişiye satılmış olduğu halde -taşınmazları elinde bulunduran bu kişi davaya dahil edilmeksizin- taşınmazlar üzerinde davacı tarafa cebri icra yetkisi verilmiş olmasının isabetsiz olduğu- Davalı tarafın kötü niyetli olduğunu kanıtlama yükümlülüğü davacı tarafa ait iken iyi niyetin kanıtlanması yükümlülüğünün bildirdiği tanıklar dinlenmeden davalı tarafa yüklenmesi ve İİK. mad. 278'in uygulanması ihtimaline binaen taşınmazların başında keşif yapılmamasının isabetsiz odluğu, mahkemece, davacı tarafa taşınmazı (üçüncü kişiden) satın alanı davaya dahil edip etmeyeceğinin sorularak davaya dahil edilmesi halinde delillerinin toplanması, taşınmazlar başında uzman kişilerden oluşacak bilirkişi kurulu vasıtasıyla keşif yapılarak taşınmazların satış tarihleri itibariyle gerçek değerlerinin saptanması, davalı üçüncü kişinin bildirdiği tanıklarının dinlenmesi, üçüncü kişiden satın alanın davaya dahil edilmemesi veya davaya dahil edildiği halde kötü niyetinin kanıtlanamaması halinde ise taşınmazlar yönünden davanın tazminat istemine dönüşeceğinin düşünülmesi, davada kötü niyetin kanıtlanması yükümlülüğünün davacı tarafa ait olduğunun gözönünde bulundurulması gerektiği-
Dava konusu Minibüs Kooperatifi üyelik hakkı (durak hakkı), davalı borçlu tarafından dava dışı kardeşine, onun tarafından da diğer kardeşleri davalıya, bu davalı tarafından da dava dışı kardeşe, onun tarafından da 12.4.2011 tarihinde dahili davalıya devredilmiş olup, davacı tarafından davalı olarak borçlu ile 4.kişi ve 6.kişi taraf gösterilerek onlar aleyhine dava açıldığından, mahkemece, öncelikle davacı vekiline dava konusu tasarrufun tarafı olan ve İİK'nun 282 maddesi kapsamında borçlu ile aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunan dava dışı 3. kişi ve yine borçlu ile aralarında ihtiyari dava ortaklığı 5.kişiyi davaya dahil etmesi için süre verilmesi gerekirken taraf teşkili sağlanmadan ve dava dışı 3.kişi ile 5.kişinin de haklarını etkileyecek şekilde aleyhlerine hü­küm kurulmasının hatalı olduğu-
Taşınmazı borçludan satın alan üçüncü kişinin öldüğü anlaşıldığından, mahkemece mirasçıların yöntemince belirlenmesi gerektiği-
İptali istenen satışta edimler arasında aşırı fark bulunduğu gerekçesi ile İİK'nın 278/III-2 maddesine göre iptale karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmediğinden, Dairemizin istikrar kazanmış uygulamasına göre edimler arasındaki aşırı fark belirlenirken davalı 3. kişi tarafından satış bedeline mah­suben yapılan ödemelerin de nazara alınması gerekeceği-Somut olayda 3. kişinin, satışın makul bir süre öncesinde ve sonrasında yaptığı ödemelerin, iptali istenen satış dışındaki bir ilişkiden kaynaklandığı iddia ve ispat edilemedikçe satış bedeline ilave edilmesi, aynı şekilde taşınmazın üzerinde bulunan takyidatların da 3. kişi ya da onun adına eşi tarafından ödenmiş olması durumunda bedele eklenmesi gerekeceği, hal böyle olunca davalı tarafından tapuda ödenen miktara ilaveten yapılmış olan resmi ödemelerin nazara alınarak bir karar verilmesi gerekeceği-
Tasarrufun iptali istemine ilişkin davaya konusu tasarrufların tarafı olmayan davalılar hakkındaki her iki davanın da "taraf sıfatı yokluğundan" reddine karar verilmesi gerektiği- Alacak- borç ilişkisi daha önce başlamasına rağmen alacak için düzenlenen bono veya çek gibi kıymetli evraka sonraki tarihlerin atıldığı sıklıkla görüldüğünden, davacı-alacaklının, borcun doğumunun takip dayanağı bonoların veya çeklerin keşide tarihinden önce gerçekleştiğini ileri sürmesi halinde, mahkemece alacaklıya bu konuda kanıt sunma olanağı verilmesi, gerekirse davacı alacaklı ile borçlu isticvap edilerek senedin düzenlenmesine neden olan temel ilişki sorulması, borcun gerçek doğum tarihi tespit edilerek koşulun gerçekleşip gerçekleşmediği saptanması gerektiği-
İptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahsın nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkûm edilmesi gerekeceği, bu ihtimalde üçüncü kişinin sorumlu olduğu miktarın, elden çıkarılan malın elden çıkardığı tarihteki gerçek değeri olduğu; mahkemece tazminata karar verilmesi halinde bu tazminatın kimden alınacağının kararda açıkça gösterilmesi gerekirken infazda tereddüt yaratacak şekilde davacı tarafa tapudaki satış bedeli üzerinden cebri icra yetkisi verilmiş olmasının isabetsiz olduğu- Dördüncü kişiler hakkında dava açılıp açılmamasının davacının isteğine bağlı olduğu ve bu kişiler yönünden iptal kararı verilebilmesi için kötü niyetli olduklarının yani borçlunun alacaklılara zarar verme kastı ile hareket ettiğini bilen veya bilmesi gereken kişilerden olduklarının kanıtlanması gerektiği-
Davalı borçlu ile çalıştığı işyerinden 'tanışıyor olduklarını' belirtilmiş olan davalı üçüncü kişinin, bu nedenle davalı borçlunun alacaklılarından mal kaçırmak ya da alacaklılarını ızrar kastı ile hareket ettiğini bilebilecek kişilerden olduğu; birlikte sakin eşi ya da gelinine yapılmış olan tebligatların geçerli olduğu- Tasarrufun iptali davalarında borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan üçüncü kişiler ve üçüncü kişiler tarafından tasarrufa konu malın elden çıkarılması halinde davacının usulüne uygun olarak davaya dahil ettiği malikler hakkında davaya devam edilmesi gerekeceği-
Tasarrufun iptali davasına konu taşınmazı borçludan satın alan kişiye karşı açılmadığı bu durumda, taşınmazı satın alanın davaya dahil edilmesi sağlanarak, delilleri toplandıktan sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Tasarrufun iptali davalarında 3.kişinin borçludan satın aldığı malı elinden çıkarması ve satın alan dördüncü kişinin davaya dahil edilmemesi ya da davaya dahil edilmekle birlikte iyi niyetli olduğunun anlaşılması halinde İİK'nın 283/2 maddesi uya­rınca bedele dönüşen davada üçüncü kişinin dava konusu malı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında bedelle sorumlu tutulması gerekeceği-