İİK'nın 282.maddesi gereğince takip borçlusu ile onunla hukuki muamelede bulunan üçüncü kişinin mecburi dava arkadaşı olduğu- Yasal mirasçılardan birisi mirası reddederse onun payı, miras açıldığı zaman kendisi sağ değilmiş gibi hak sahiplerine geçeceği- Mahkemece, mirası red edenlerin mirası alt soyuna geçeceğinden bu mirasçıların tesbit edilerek davaya dahil edilmesi suretiyle taraf teşkilinin sağlanması gerekeceği- Borçlunun mirasçıları mahkeme kararı ile resen davaya dahil edildikten sonra mirası red etmeleri nedeni ile haklarındaki dava pasif husumetten reddi halinde, davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerekeceği-
Dördüncü kişi konumundaki davalı H.H. yönünden davanın kabulunün ancak kötü niyetinin ispatı hâlinde mümkün olmasına, bedel düşüklüğünün bu davalı yönünden iptal nedeni olmamasına göre "davanın reddine" ilişkin kararın usul ve kanuna uygun olduğu-
Takibin tarafı olmayan şikayetçi (iptal davasının davalısı) üçüncü kişinin, dosyanın işlemden kaldırılmasını (İİK. 78) talep edemeyeceği- Aktif husumetin dava tarihinden karar kesinleşinceye kadar mevcut olması gerektiği- Taşınmazın kayden maliki olan şikayetçi-üçüncü kişinin İİK. 106, 110 gereğince şikayette bulunmakta aktif husumeti bulunsa da, şikayet tarihi itibariyle bulunan aktif husumetin, şikayetçinin kayden maliki olduğu taşınmazın ihalede davalı alacaklıya satılması ve ihalenin kesinleşerek  tescil yazısının yazılması ile sona erdiği-
İİK’nun 282. maddesi hükmü gereğince bu tür davalarda, davalı olarak borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan kişiler arasında mecburi dava arkadaşlığının olduğu- Buna göre davalı olarak borçlu ile birlikte lehine tasarrufta bulunulan üçüncü kişi(ler)in ve bunlar tarafından devir halinde de diğer üçüncü kişilerin yasal hasım olacağı- Taraf ehliyeti dava koşullarından olup mahkemece öncelikle ve resen incelenmesi gereken hususlardan olduğu- Türk Medeni Kanununun 612.maddesinde "En yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan mirasın, sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edileceği, tasfiye sonunda arta kalan değerlerin ise mirası reddetmemişler gibi hak sahiplerine verileceği" düzenlenmiştir. Yani murisin en yakın yasal mirasçılarının tamamı tarafından reddolunan miras, sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edileceği-
İİK’nun 282. maddesi hükmü gereğince bu tür davalarda, davalı olarak borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan kişiler arasında mecburi dava arkadaşlığının bulunduğu- Buna göre davalı olarak borçlu ile birlikte lehine tasarrufta bulunulan üçüncü kişi ve bunlar tarafından devir halinde diğer üçüncü kişilerin yasal hasım olmaları gereği açık olduğu- Taraf ehliyeti dava koşullarından olup mahkemece öncelikle ve resen incelenmesi gereken hususlardan olduğu- Murisin en yakın yasal mirasçılarının tamamı tarafından reddolunan miras, sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edileceği-
Borçlu ve üçüncü kişi arasındaki tasarrufun ardından kötü niyeti ispatlanmış dördüncü kişinin tasarrufunun iptal edilecek şekilde bir silsilenin takip edilmesinin gerektiği- Dördüncü kişi iyiniyetli ise dava bedele dönüşeceği- Somut olayda, mahkemece borçlu ile üçüncü kişi arasındaki akrabalık nedeni ile davalının borçlunun mali durumunu bilebilecek şahıslardan olduğu kabul edilmesine rağmen bu davalı yönünden davanın reddine karar verilmesi, ardından silsileyi koparacak şekilde davalı ... yönünden kabul kararı verilmesi isabetli olmadığı-
4. kişi hakkında iptal kararı verilebilmesi için onun, İİK'nun 280/1 maddesi kapsamında kötü niyetli olduğunun, yani borçlunun durumunu ve amacının bilerek tasarrufta bulunduğunun davacı tarafından ispatlanması gerekeceği- Tasarrufun iptali davalarında 3. kişinin borçludan satın aldığı malı elinden çıkarması ve satın alan dördüncü kişinin davaya dahil edilmemesi ya da davaya dahil edilmekle birlikte iyi niyetli olduğunun anlaşılması halinde, İİK'nun 283/2 maddesi uyarınca bedele dönüşen davada, üçüncü kişinin dava konusu malı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında bedelle sorumlu tutulması gerekeceği- Tasarrufun iptali davalarının dinlenebilmesi için borcun, iptali istenen tasarruftan önce doğması dava ön koşulu olup mahkemece re'sen araştırılması gerektiği-
Dava ve tasarrufa konu malı elinde bulunduran şahsın kötü niyetli olduğunun kanıtlanamaması halinde dava tümden reddedilmeyip borçlu ile tasarrufta bulunan şahıs tasarrufa konu malı elinden çıkardıkları tarihteki gerçek değeri oranında ve alacak miktarı ile sınırlı olarak tazminata mahkum edilmelerinin gerektiği-
4. HD. 08.11.2022 T. E: 7729, K: 14168
İİK 282 madde gereğince tasarrufun iptali davasının asıl borçlu ve borçlu ile iptal konusu tasarrufu yapan veya kendisine borçlu tarafından bir ödemede bulunulan kimseler aleyhine açılacağı- Dava dilekçesinde A. S. ve S. S.’nin da taraf olarak gösterildiği, ancak dava konusu tasarrufun tarafı olmadığı anlaşıldığından iş bu davalılar yönünden pasif husumet nedeni ile davanın reddine karar verilmesi gerektiği-