Muaccel bir borcun borçlusunun, alacaklının ihtarı ile mütemerrit olacağı- Davacı ile davalı arasında fazla tahakkuk ettirilen maaş ödemesinin iadesi hususunda tebliğ-tebellüğ belgesi imzalanmasıyla davalının mütemerrit olacağı-
Devremülk satış sözleşmesi nedeniyle ödenen bedelin iadesi istemine ilişkin davada, davacı, ödediği bedelin iadesini ihtarname ile istemiş olduğundan, mahkemece faiz başlangıcı yönünden bu ihtarnamenin tebliği tarihinin esas alınması gerektiği-
Devremülk satış sözleşmesi nedeniyle ödenen bedelin iadesi istemine ilişkin davada, davacı, dava tarihinden önce davalıyı bedel iadesine ilişkin usulüne uygun şekilde temerrüde düşürdüğünü ispat edemediğinden, mahkemece faiz başlangıcı yönünden dava tarihinin esas alınması gerektiği-
Davacı, haksız kesintiye ilişkin olarak davalı bankayı dava tarihinden evvel temerrüde düşürmediğinden, mahkemece hükmedilen alacağa dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiği-
Mahkemece, sözleşmede teslim tarihinin Mart 2014 olarak öngörüldüğü, ancak söz konusu tarihte teslim edilmesi gereken taşınmazın davacıya teslim edilmediği, davanın açılmasından sonra davacıya teslim davetinin yapıldığı, öngörülen tarihte satışı vadedilen bağımsız bölümün teslim edilmemesi nedeniyle davacı sözleşmeden dönme hakkını kullanmış olduğu gerekçesiyle sözleşme gereğince yapılan toplam 478.000,00 TL tutarındaki ödemelerin, ödeme tarihinden dava tarihine kadar olan işlemiş faizi ile birlikte toplam 545.066,50 TL'nin davalıdan tahsiline, ödenmemiş olan 4 adet senedin iptali ile davacıya iadesine, bu senetlerden dolayı davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş ise de; davalının temerrüde düşmesi için BK 101.maddesi (6098 Sayılı B.K 117. maddesi) gereğince ayrıca temerrüt ihtarı gerekeceği, davacı, dava tarihinden önce davalıyı temerrüde düşürdüğünü ileri sürmediğinden, davacının işlemiş faize ilişkin talebinin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece hükmedilen alacak miktarına dava tarihinden itibaren faiz uygulandığı, 6098 sayılı B.K.’nun 117. maddesi hükmü uyarınca muaccel bir borcun borçlusunun, alacaklının ihtarı ile mütemerrit olacağı, öyle olunca, davacının, davalıyı, dava tarihinden evvel temerrüde düşüren ihtarı söz konusu olmadığından, mahkemece, hükmedilen alacağın dava dilekçesinde talep edilen 10,00 TL'sine dava, ıslah edilen 3.937,07 TL'sine ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken, hükmedilen alacağın tamamına dava tarihinden itibaren faize hükmedilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 117. maddesi gereğince muaccel bir borcun borçlusunun, alacaklının ihtarı ile mütemerrit olacağı, dava konusu olayda davacının, davalıyı dava ve ıslah tarihinden önce temerrüde düşürdüğü ispat edilemediğine göre, mahkemece hükmedilen alacak miktarının dava dilekçesinde talep edilen miktarına dava tarihten, ıslahla talep edilen miktarına ise ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken, açıklanan husus göz ardı edilerek, tüm alacak miktarına dava tarihinden itibaren faiz yürütülmüş olmasının, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektireceği, ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesinin, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği-
Borçlunun borcunu ‘ikrar’ etmesinin (alacağı tanımasının), ‘zamanaşımını kesen’ nedenlerden biri olduğu- Borç ikrarının, ancak, işlemekte olan zamanaşımını keseceği, yani, zamanaşımı süresinin tamamlanmasından sonraki borç ikrarının kesme yönünden bir sonuç doğurmayacağı- İhtiyati tedbir istemi ile mahkemeye başvurma veya işçilik alacaklarının tespiti ve ödenmesi için Bölge İş Müfettişliğine şikâyette bulunmanın, zamanaşımını kesmeyeceği, ancak işverenin, şikâyet üzerine Bölge Müdürlüğünde alacağı ikrar etmesinin, zamanaşımını keseceği- Kısmi davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olmasının, saklı tutulan kesim için zamanaşımını kesmeyeceği, zamanaşımının, alacağın yalnız kısmi dava konusu yapılan miktar için kesileceği- Zamanaşımı def'inin, ilk oturuma kadar ve en geç ilk oturumda yapılabileceği, HMK.’nun yürürlükte olduğu dönemde, ‘savunmanın değiştirilmesi yasağı’, cevap dilekçesinin verilmesiyle başlayacağından, zamanaşımı def’inin cevap dilekçesi ile ileri sürülmesi gerektiği- Islah dilekçesinin davalı tarafa tebliği üzerine, iki haftalık süre içinde, ıslaha konu kısımlar için zamanaşımı definde bulunulabileceği- Cevap dilekçesinde zamanaşımı defi ileri sürülmemiş ya da süresi içince cevap dilekçesi verilmemişse, ilerleyen aşamalarda, zamanaşımı def’inin, davacının açık muvafakati ile, yapılabileceği- Zamanaşımı def’inin cevap dilekçesinin ıslahı yoluyla ileri sürülmesinin de mümkün olduğu-
Genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali davasında, TBK. mad. 117 ve taraflar arasındaki genel kredi sözleşme uyarınca temerrüdün gerçekleşip gerçekleşmediği, gerçekleşmiş ise hangi tarih olduğunda tespiti gerektiği-
Borçlu şirketin defterlerinin incelenip hükmolunacak cezai şartın şirketin mahvına (yok olmasına) neden olacaksa makul oranda indirim yapılması gerektiği, kar mahrumiyeti cezai şart kapsamında olmadığından üzerinden tenkisat yapılmasının isabetsiz olduğu- Taraflar arasında düzenlenen bayilik sözleşmesi ve eki protokolde sözleşmenin süresinden önce feshedilmesi halinde kar mahrumiyeti isteyebileceğine dair bir hüküm bulunmayıp kar mahrumiyeti müspet zararlardan olup sözleşmede aksine hüküm bulunmaması halinde akdin feshinden sonra talep edilemeyeceği-