Uyuşmazlık ve Hukuki NitelendirmeUyuşmazlık, davacının Yönetmelik kapsamına giren işlerde çalışıp çalışmadığı, buna göre kısa çalışma primi ve fazla çalışma alacağının hesaplanması, kısa çalışma prim alacağına uygulanan faiz türü ve başlangıç tarihi ile dava konusu taleplerin hesaplanmasında esas alınacak tarihin başlangıcı hususlarındadır...
Off Shore hesabına aktarılan paradan kaynaklı munzam zarar talebi- Ülkemizdeki belirli dönemlerde mevcut olan ekonomik olumsuzluklardan enflasyon, yüksek faiz, para değerindeki düşüş gibi olgulara dayalı aşkın (munzam) zarar talebinin, zarar olgusunun delili olarak kabul edilemeyeceği- Faizi aşan aşkın (munzam) zararın, genel ekonomik olumsuzlukların (ülkede cari enflasyon oranı, yüksek ve değişken döviz kurları, mevduat faizleri, paranın satın alma gücünde meydana gelen azalma) dışında davacının durumuna özgü somut vakıalarla ispatlanması gerektiği- Kanıtlanacak olguların; ekonomik şartlar sonucu ortaya çıkan olumsuzluklar gibi genel ve soyut hususlardan ziyade geç ödeme nedeniyle davacının kendisinin, şahsen ve somut olarak uğradığı zarar olduğu-
Ekonomik koşullardaki olumsuzluklar nedeniyle paranın satın alma gücünde meydana gelen azalma, alacaklı yönünden aşkın zarar olarak nitelendirilemeyeceği, temerrüt faiziyle birlikte davacıya ödenen anapara yanında temerrüt faizini aşan zararın, davacı tarafından kendi duruma özgü şekilde somut olarak ispat edilmemiş olması nedeniyle yerinde olduğu-
Arabuluculuk faaliyeti sonunda arabuluculuk son tutanağının düzenlendiği tarih itibariyle temerrüdün gerçekleştiği kabul edilerek arabulucuya başvuran tarafça açılacak dava sonucunda hüküm altına alınan (kıdem tazminatı dışındaki) alacaklara arabuluculuk son tutanak tarihinden itibaren faiz uygulanabileceği-
Borçlunun genel kredi sözleşmesindeki adresine çıkarılan tebligatta, haber bırakılan kişinin kim olduğu açıkça belirtilmediğinden muacceliyet ihbarının bu hali ile TK’nun 21.maddesine aykırı olarak tebliğ edilmekle usulsüz olduğunun anlaşıldığı, bu durumda, alacaklının, borçluya takip öncesi ihbarda bulunması zorunluyken, usule uygun bir ihbar olmaksızın, borçlu aleyhine ipoteğe dayalı ilamlı takip başlatılmış olması usul ve yasaya aykırı olup, borçlunun bu konuda süresiz şikayet yolu ile icra mahkemesine başvurarak icra emrinin iptalini isteyebileceği-
İfa zamanı gelmemiş bir alacak için açılmış davada, mahkemece "ifa zamanının henüz gelmediği" gerekçesiyle "davanın usulden reddine" karar verilmesi gerekeceği-
İlam niteliğindeki (süresiz) kesin borç ipoteğinde ödeme emrinin (icra emrinin) borçluya tebliğinde de borcun muaccel olacağı-
Dosya kapsamında bulunan ve davacı tarafından davalı kooperatife keşide edilen ................ Noterliği’nin ihtarnamesi temerrüde esas teşkil edecek nitelikle olduğundan, mahkemece bu ihtarnamenin tebliğ tarihi araştırılıp verilen süre de eklendikten sonra temerrüt tarihi bulunarak, kabul edilen asıl alacak miktarı üzerinden temerrüt tarihinden icra takip tarihine kadar işlemiş faiz hesabı yaptırılıp asıl alacak yanında, hesaplattırılacak işlemiş faiz üzerinden de itirazın iptaline karar verilmesi gerekirken, işlemiş faiz hesabı yaptırılmaksızın icra takibinde istenilen işlemiş faize itirazın iptalini de kapsayacak şekilde davanın kabulü ile itirazın iptaline karar verilmesinin doğru olmadığı- İcra takibine konu alacağın miktarının bilirkişi incelemesi sonucu belirlendiğinden, diğer bir anlatımla alacağın miktarının tespiti yargılamaya muhtaç olduğundan likid olduğunun söylenemeyeceği, bu sebeple davacının icra inkar tazminatına yönelik isteminin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Eser sözleşmelerinden kaynaklanan iş bedeli alacağının tahsili istemi-
Alternatif başvuru yolu olan arabulucuya başvurulması ile davalının davaya konu edilen zararı bakımından temerrüde düştüğü-