Davalı kart hamili sözleşme adresini taşımış ve mernis adresi olarak tespit edilen adresine kart ekstreleri gönderilmiş ve bu adreste tüm ekstreler tebliğ edilmiş olp ihtarnamenin de değiştirilen adrese gönderildiği, dava dilekçesinin de aynı adrese tebliğ edilmiş olduğu anlaşılmakla, bankanın keşide ettiği ihtarnamede tanınan süre sonunda borçlunun TBK. mad. 117 uyarınca temerrüde düşmüş olduğu ve takip öncesi dönem için temerrüt faizi hesaplanması gerektiği- Vekil ile temsil edilmediği halde davalı yararına vekalet ücreti takdirinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Borç tasfiye protokolüne uymadığında, artık tasfiye öncesi döneme dönülerek alacak borç durumunun tespiti gerektiği- TBK. mad. 117 uyarınca, icra takibinden önce davalı temerrüde de düştüğünden, temerrüt faizinin de temerrüt tarihi itibarıyla tespiti gerektiği- Tasfiye öncesi döneme dönülerek 5464 s. K. mad. 26 uyarınca faize ilişkin hükümlerin uygulanması gerekirken, TBK. mad. 88 ve 120 hükümlerinin uygulanamayacağı-
Davacının öncelikle davalıya sattığı malın, davalı tarafından üçüncü kişiye tesliminin istendiğini ve kendisinin de bu teslimi yaptığını kanuni delillerle ispatlaması gerektiği- Takip öncesinde usulüne uygun şekilde temerrüde düşürülmeyen davalı için takip öncesi için işlemiş faize hükmedilmesinin hatalı olduğu-
Taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesi uyarınca, davacı hak edişlerinden yapılan kesintinin istirdadı istemi-
Taraflar arasındaki sözleşmede davacı tarafından yapılan ödemelerin ödeme gününden itibaren faiziyle geri istenebileceğine ilişkin hüküm bulunmamasına ve davacılar tarafından davalıya gönderilen ihtarnamede de ödenen paranı iadesi konusunda da bir ihtar bulunmadığına göre, dava konusu alacağa dava tarihinden itibaren temerrüd faizi uygulanması gerekirken ödeme günlerinden itibaren temerrüd faizi uygulaması doğru olmadığı gibi; davadan sonra davalı tarafından yargılama sırasında satış bedelinin de ödenmiş olmasına göre satış bedeliyle ilgili davanın konusuz kaldığı gözetilerek, satış bedeli dışında sözleşme masrafı ve dava tarihinden itibaren talep edilen toplam alacağa ilişkin faize hükmedilmesi gerekeceği-
Davalı sigorta şirketine kazanın ihbar edildiği tarihten itibaren temerrüde düştüğünün kabul edilmesi gerektiğinden kaza tarihinden itibaren faizle sorumlu tutulmasının doğru olmadığı; bu bozma sebebinin ise yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte olmadığı, kararın düzeltilerek onanması gerektiği-
Davalı takipten önce temerrüde düşürülmediğinden işlemiş faize yönelik itirazın iptali talebinin reddi gerektiği-
Trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin davada, davalının haksız fiil sorumlusu olup herhangi bir ihtar ve ihbara gerek kalmaksızın kaza tarihinde yükümlü olduğu tüm borçlar yönünden temerrüde düşeceği; zarar görenin, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak temerrüt tarihinden itibaren faiz isteme hakkına sahip olduğu-
Davacı tarafından başlatılan ilamsız icra takibinin dayanağının tarihsiz olarak düzenlendiği, imzası davalıya ait “belgedir” başlıklı ödünç senedi olduğu, dayanak senedin incelenmesinde davalı tarafın davacıdan nakit para ile altın (mal) aldığı anlaşılmakta olup, alınan ödüncün ödeme zamanı ve şekli kararlaştırılmadığından nakit olarak alınan borç (altınların bozdurularak nakde çevrilip nakit olarak verilen ) para yönünden temerrüd tarihinden itibaren faiz uygulanması, altın olarak verilen kısım için ise aynen iade söz konusu olacağından temerrüd tarihindeki altının değeri dikkate alınarak (talep para olduğundan) alacağın tespiti gerektiği-
Davada fazlaya dair haklar saklı tutulmadığından dava kısmi dava olarak açılmamış ve açıkça belirsiz alacak davası olarak açıldığı da belirtilmemiş olmakla, davacıların ıslah hakkı bulunmadığından dava dilekçesinde talep edilen maddi tazminat talebiyle bağlı kalınması gerektiğinin gözetilmemesinin doğru olmadığı- Mahkemece, hasar bedeli, aracın tamirinin ekonomik olup olmayacağı, pert olup olmadığının tespiti ile şayet pert olduğu anlaşılırsa, aracın kaza tarihindeki ikinci el piyasa rayiç değerinden sovtaj bedeli mahsup edilerek gerçek zarar miktarının belirlenmesi için alanında uzman bir makine mühendisi bilirkişiden, ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesinin doğru olmadığı- Davalıların haksız fiil sorumlusu olup herhangi bir ihtar ve ihbara gerek kalmaksızın kaza tarihinde yükümlü oldukları tüm borçlar yönünden temerrüde düşeceği-