Nüfus kaydının düzeltilmesi davasının, resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi nedeniyle, mevcut kaydın düzeltilmesi davası olduğu ve böyle bir dava sonucunda, kaydının düzeltilmesi istenen kişinin, o tarihe kadar kayıtlı olduğu haneden çıkıp, başka bir haneye tescil edilecek olması da, davayı soybağı davası haline dönüşmeyeceği- Nüfus kaydının düzeltilmesi davalarına asliye hukuk mahkemesinde bakılacağı-
Hatalı nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkin davanın, kamu düzenini yakından ilgilendirdiğinden, hâkimin maddi olguları re’sen araştıracağı, kanıtları serbestçe takdir edeceği ve bu davaların, her türlü kanıtla ispatlanabileceği-
Nüfus kayıtlarının düzenli ve gerçeğe uygun olarak tutulması hususunun kamu düzeni ile yakından ilgili olduğu- Nüfus kayıtlarındaki istemlerle ilgili davalarda, mahkemelerin hiçbir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunduğundan hakimin re'sen araştırma ilkesinin sonucu olarak kendiliğinden delil toplama yetkisine sahip olduğu-
Nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının düzeltmeyi isteyen kişilerin yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde görüleceği-
Nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davalarında mahkemelerin hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunduğundan, mahkemece taraflar ve tanık beyanları ile yetinilmeyip, iddia ile ilgili olarak DNA testi yaptırıldıktan sonra alınacak rapor da gözetilerek toplanacak deliller birlikte değerlendirilip oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği- Nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının, düzeltmeyi isteyen şahıslar ile ilgili resmi dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet Savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli Asliye Hukuk Mahkemesinde açılacağı-
Nüfus kaydının düzeltilmesi davasının, dava sonucu itibariyle miras hukukunu yakından ilgilendirdiğinden; nüfus kaydı düzeltilmesi istenilen kişinin bütün mirasçılarının davalı sıfatı ile davaya katılmaları gerekirken, mahkemece re'sen gözetilmesi gereken bu durum nazara alınmadan ve taraf teşkili de sağlanmadan davanın esası hakkında karar verilemeyeceği-
Nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin başvurunun, vekil eliyle yapılan durumlarda vekilin vekaletnamesinde bu konuda özel yetkinin bulunması gerektiği- Hastaneden alınan raporda, davacının yaşının 22-25 yaş aralığında olduğu belirtilmiş olup, söz konusu rapor tanık beyanları ve resmi belge niteliğindeki İlkokulu Müdürlüğünün yazısına aykırı olduğundan sağlıklı bir sonuca ulaşılabilmesi için; mahkemece, davacının önceki raporla birlikte bir Eğitim Araştırma Hastanesine sevk edilerek yeniden rapor aldırıldıktan sonra belirlenmesi gerektiği-
Hakimin nüfus kayıtlarında düzeltme yapılmasına karar verirken bu kayıtlar arasında çelişki yaratmamaya ya da hayatın olağan akışına ters düşecek durumlara yol açmamaya özen göstermek durumunda olduğu-
Doğum tarihinin düzeltilmesine ilişkin davaların diğer kayıt düzeltme davaları gibi kamu düzeni ile yakından ilgili bulunduğundan, hakimin istemle bağlı kalmayarak kendiliğinden de yapacağı araştırma ile elde edeceği bulgulara göre doktor raporları, tanık anlatımları ve diğer belgeleri birlikte değerlendirerek öteki kayıtlarla çelişki yaratmayacak şekilde karar vermek durumunda olduğu-