Davacının nüfusa kaydedilmediği, kendisinin doğumundan önce oluşturulan gerçek dışı bir nüfus kaydını kullandığı uyuşmazlığının çözümünün idari bir iş olduğu-
Konusu ve tarafları aynı olan davaya göre karar verildiği, dolayısı ile bu konuda kesin hüküm bulunduğu, bu nedenle mahkemece kesin hüküm nedeni ile davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Nüfus kayıtlarındaki düzeltme istemine ilişkin davalarda, mahkemelerin hiçbir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunduğu bu nedenle DNA testi yaptırılıp alınacak rapora göre karar verilmesi gerektiği-
Nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkin bu davada, mahkemelerin hiç bir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunduğu gözetilerek, somut olayda mahkemece sadece taraflar ve tanık beyanları ile yetinilmeyip re'sen yapacağı araştırma sonucu da elde edeceği kanıtlara göre, karar verilmesi gerektiği-
Gerçek olmayan ölüm kayıtlarının iptaline ilişkin talebin ise adli yargı işi olduğu bu nedenle çocukların gerçek olmayan ölüm kayıtlarının iptaline ilişkin talebin kabulü ile sağ olduklarının tespitine karar verilmesi gerektiği-
Nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının, düzeltmeyi isteyen şahıslar ile ilgili resmi dairenin göstereceği lüzum ve ilgili şartların oluşması ile Cumhuriyet savcıları tarafından yerleşim yeri adresindeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılacağı; ancak ilgili şartlar sağlanmamış ise davanın aktif husumet ehliyetinin yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği-
Usulsüz tescile dayalı, gerçek durumu göstermeyen nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin olan davada, görevli mahkemenin 4787 sayılı Kanunun 4. maddesi gereğince aile mahkemesi değil, 5490 sayılı Kanun'un 36.maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemesi olduğu-
İkinci tescilin ve işlem yapılmamış olan ikinci kaydın iptaline karar verilmesi gerekirken ilk tescile ait kaydın iptaline karar verilmesinin hatalı olduğu-
25 yaşından sonra yaş tespitinin yapılamayacağı Yargıtay uygulamalarında tespit edilmiş ise de, dosyada mevcut diploma suretinin incelenmesinden, davacının nüfustaki kayıtlı doğum tarihine göre 3 yaşında iken ilkokula kaydı ve 9 yaşında ilkokul diploması almaya hak kazandığı görülmekte bunun ise hayatın olağan akışı ile bağdaşmayacağı açık olduğundan doğum tarihinin düzeltilmesine ilişkin davanın kabul edilmesi gerektiği-