İncelenen banka dekontlarında, takip konusu çekin seri no'su açıkça yazılarak çeke ilişkin olarak ödeme yapıldığının açıkça belirtildiği, yapılan ödemeler davacı tarafça davalı alacaklıya bildirilmemiş ise de, alacaklının banka hesabı üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi ile davacı tarafça çeke ilişkin olarak yatırılan söz konusu paraların, takip tarihinden önce davalı alacaklı tarafından kullanıldığının tespit edilmesi karşısında, davalının yapılan ödemeden haberdar olmadığının kabul edilmesinin mümkün olmadığı, bu nedenle İİK'nın 169/a-5 maddesi gereğince, davacılar yönünden 95.000,00 TL asıl alacak ile 3.801,58 TL işlemiş faizi yönünden takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, kamu düzenine ilişkin olan taleple bağlılık ilkesini düzenleyen HMK'nun 26. maddesine aykırı olacak şekilde, dava konusu olmayan takipten sonra icra dosyasına yapılan 5.000,00TL ödeme yönünden de takibin durdurulmasına karar verilmesi isabetsiz görülmüş olup, davalı alacaklı, dekontlardaki açıklamanın fark edilmediğini, davacı borçlu şirketin cari ilişkiden kaynaklanan muaccel olan borcunun olması nedeniyle, yapılan ödemenin cari alacaklarından mahsup edildiğini, takibi başlatmakta haklı olunduğunu ileri sürmüş ise de, banka dekontlarında açıkça çeke ilişkin olarak ödeme yapıldığının belirtildiği, alacaklının kötü niyetle olmasa dahi en azından takip başlatmakta ağır kusurlu olması nedeniyle, mahkemece davalı aleyhine 95.000,00 TL asıl alacak üzerinden %20 oranında tazminata karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu-
Takip dayanağı belgenin kambiyo senedi vasfına haiz bono olduğu, borçluların borca itirazları konusunda kanuna uygun delil sunamadıkları, alacaklının borca itirazın kabulü yönünde herhangi bir beyanının bulunmadığı, borca itiraz konusunda dar yetkili icra mahkemesince alacaklı bankanın kayıtları üzerinden inceleme yapılarak sonuca gidilmesi mümkün olmadığı-
Kambiyo takibinde, borçlunun yasal süre içerisinde işleyecek faiz oranına bir itirazı olmadığı, takipten sonraki dönem için istenen yıllık %29 faiz oranının o tarihte uygulanan yasal veya ticari faiz oranlarından birine denk gelmediği anlaşıldığından, takipten sonrası için yıllık %29 faiz oranının akdi faize dönüştüğü- Bu durumda icra müdürlüğünün değişen oranlarda avans faizi hesaplanmasına ilişkin kararının usul ve yasaya aykırı olduğu-
İtirazında sebep bildirmemiş olan borçlunun, senet metninden anlaşılamayan itiraz sebeplerini icra mahkemesinde ileri süremeyeceği- Mahkemece celp edilen takibe dayanak senedin arka yüzünde teminat amaçlı verildiği açıkça belirtilmiş olup belgenin bu haliyle kayıtsız şartsız borç ikrarını içermediğinin anlaşıldığı, takibe dayanak belge İİK.nun 68.maddesinde yazılı mücerret borç ikrarını gösterir belge niteliğinde olmadığından senedin ne miktarının ödendiği ne miktarının tahsile konacağı yargılama sonucu ortaya çıkacağından Bölge Adliye Mahkemesince itirazın kaldırılması talebinin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Borçlular tarafından, İİK'nun 169/a maddesi kapsamında, senedin teminat senedi olarak verildiğinden bahisle borca itirazda bulunulmuş ise de, bu iddianın aynı madde kapsamındaki belgelerden biri ile ispatlanması gerektiği- Yargıtay İçtihatlarına göre ‘senedin alacaklıya kredi sözleşmesi kapsamında teminat için verildiği’nin iddia edilmesi halinde, kredi sözleşmesinde takibe konu bonoya açıkça atıf yapılmasının zorunlu olduğu- Somut olayda, takibe dayanak bononun kambiyo vasfını haiz olduğu, borçlular tarafından imzaya itirazda bulunulmadığı, senet miktarından daha az bir miktarın takibe konulduğu görülmüş olup kısmen icraya konulmasına yasal engel bulunmadığı, her ne kadar takip talebine genel kredi sözleşmesi ve hesap kat ihtarı eklenmiş ise de takip talebinde takibin dayanağı olarak yalnızca bononun gösterildiği, senet metninde teminat senedi olduğuna ilişkin herhangi bir ibarenin bulunmadığı, genel kredi sözleşmesinde takibe dayanak senede herhangi bir atıf bulunmadığı anlaşıldığından ve alacaklının da senedin teminat senedi olarak verildiğine dair kabulü de bulunmadığından istemin reddi gerektiği-
İşlemiş faiz miktarının hesaplanması özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden, mahkemece, alacaklının takip talebinde istediği işlemiş faiz miktarında fazlalık olup olmadığının tespiti için HMK.nun 266/1. maddesi koşullarında bilirkişiye başvurulması gerektiği-
"Takip konusu bononun teminat amacıyla verildiğini, teminat senedi olduğuna dair karşı tarafla yapılmış olan sözleşmenin içeriğinde bononun ne maksatla verildiğinin belirlendiğini ve bu senedin kayıtsız şartsız belirli bir bedeli ödeme taahhüdünü içermediğinden takibin iptali" istemli başvurunun borca itiraz niteliğinde olduğu- Borçlu tarafından delil olarak sunulan sözleşmede takibe dayanak bonoya ilişkin tutarın belirtildiği ve sözleşme tarihi ile bono tarihinin aynı olduğu görülmekle birlikte, bunun dışında herhangi bir atıf olmadığı ve ayrıca alacaklının söz konusu bononun taraflar arasındaki sözleşmenin teminatı olarak verildiğine yönelik bir kabulünün olmadığının görüldüğünden borca itirazın reddi gerektiği-
6102 sayılı TTK'nun 778. maddesi göndermesi ile bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı kanunun 676/1 maddesi hükmü uyarınca bono bedeli hem yazı ve hem de rakamla gösterilip de iki bedel arasında fark bulunursa yazı ile belirlenen bedele itibar olunacağı; ancak bu kuralın rakam ile değer bildiren bölümde tahrifat yapılmaması halinde geçerli olacağı-
Taraf teşkilinin dava şartı olup, davanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerektiği- Ölen tarafın mirasını reddetmeyen mirasçılarının davayı mecburi dava arkadaşı olarak hep birlikte takip etmeleri gerektiği-
İİK'nun 169/a maddesi uyarınca; borca itiraz halinde, borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat külfeti borçlulara ait olduğu- Dayanak belgenin hangi ilişkinin teminatı olduğu yazılı belge ile kanıtlanması gerektiği- Buna göre belgede, takip dayanağı senede açıkça atıf yapılması zorunlu olup, açıkça atıf yapıldığının kabulü için, senedin, vade ve tanzim tarihleriyle miktarının belirtilmesi gerektiği-