Borçlular tarafından kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla ilamsız icra takibine konu çek yönünden açılmış bir menfi tespit davası olduğundan ilamda hüküm altına alınan alacak kalemlerinin tahsilinin menfi tespit davasının sonuna kadar ertelenmesi gerektiğinden, Bölge Adliye Mahkemesince, alacaklının istinaf başvurusunun esastan reddi ile borçluların istinaf başvurularının kabulüne ve takibin menfi tespit davasının sonuna kadar durdurulmasına dair karar verilmesi gerekeceği-
Takip konusu belgenin kambiyo vasfını taşıyabilmesi için "senedi düzenleyenin imzasını" ihtiva etmesinin zorunlu olduğu- Anılan maddede (TTK. m. 776/ (1)-g) sorumluluk için sadece imzadan söz edildiği, birden fazla imzanın bulunmasının koşul olarak kabul edilmemiş olduğu- Öte yandan, bononun düzenleyen bölümünde kaşesi bulunan şirketin, bonodan dolayı sorumlu olabilmesi için düzenleyenin imzasının bulunması yeterli olup, bu imzanın, düzenleyen şirket unvanı ya da kaşesi üzerine atılması gerekmeyip, düzenleyenin imzasının, bononun alt kısmında ve metni kapsar biçimde bulunmasının yeterli olduğu-
Davacı tarafın bonoda imzası bulunmayıp gerçek bir ticari ilişkiye dayanmadığı halde muvazaalı olarak bononun tanzim edildiği iddiasında bulunduğu, davalının savunmasında, adi ortaklık ile ilgili olarak yapılacak işlemler için müvekkilinden borç aldığını, müvekkilinin ise tanıyıp bildiğinden senedin tarafından keşide edildiğini ve adi ortaklığın da aval olarak eklendiğini, adi ortaklığın yaptığı iş miktarı ve bono miktarı göz önünde bulundurulduğunda bononun muvazaalı düzenlendiği değerlendirildiğinden davalılara asıl borç ilişkisini ispata yarar yazılı belge sunmaları için kesin süre verilmiş ancak davalılar mahkememize yazılı bir belge sunmayarak alacak iddialarını ispat edemediklerinden davanın kabulüne, takibin haksız ve kötü niyetle yapıldığı ispat olunamadığından davacı tarafın tazminat talebinin reddine karar verilmesinin doğru olacağı-
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine dayanak yapılan senette tahrifat olduğu iddiasının, borca itiraz niteliğinde olduğu- Takip dayanağı bonoda tahrifat yapıldığının saptanması halinde senedin tahrifattan önceki miktar için geçerli sayılacağı- Borçlunun tahrifat iddiasının baştaki “8 “ rakamının senede sonradan eklenmek sureti ile senedin bedel kısmının tahrif edildiğine ilişkin olduğu, bilirkişi raporunda ise senedin bedel kısmına baştaki “88” rakamının sonradan eklendiğinin tespit edildiği anlaşılmış olup bu durumda iddiaya konu senet bedelinin tahrif edildiğinin sabit olduğu- Hükme esas alınan rapor daha lehine olan borçlunun yeniden rapor düzenlenmesini talep etmemesi pek tabii olup esasen raporda belirtildiği üzere tahrifata konu senet bedelinden yalnızca 1600,00 TL asıl alacak ve ferileri kalacak şekilde fazla kısım yönünden takibin durması gerekir ise de davacı borçlunun 10.06.2021 havale tarihli dilekçesinde tahrifat iddiasının baştaki “8” rakamına ilişkin olduğu gözetildiğinde 81.600,00 TL yönünden açık kabulü bulunmakta olup taleple bağlı kalınması gerekeceği-
Bonoların illetten mücerret bir alacak belgesi olup senet metninden ayrıca ve açıkça anlaşılmadıkça, doğumuna sebep olan ilişkiden bağımsız olarak takip konusu edilecekleri, somut olayda takip dayanağı senetler, TTK'nun 776. maddesi uyarınca tüm unsurları içeren kambiyo senedi niteliğini haiz bono olup borçluların bonoların teminat senedi olduğunu iddia etmediği, temel borç ilişkisinin karşılıklı edimler içerdiğini, alacaklının edimini yerine getirmediğini iddia ettikleri, borçlular tarafından İİK'nun 169/a maddesi uyarınca borcun olmadığı, itfa veya imhal edildiği resmî veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat edilmediği, o halde, alacağın varlığının yargılamayı gerektirdiğinden bahisle borca itirazın kabulüne dair Bölge Adliye Mahkemesi kararının isabetsiz olduğu-
Takibe dayanak bononun verilmesine esas olduğu iddia olunan ............ tarihli protokolün 3.4. maddesinde; muteriz borçlu (keşideci) ............ tarafından davalı alacaklıya 2.000.000 TL'lik teminat senedinin elden teslim edildiği, ödemenin yapılması ile beraber teminat senedinin geçerliliğini kaybedeceği ifadelerinin yer aldığı ve protokolün taraflarca imzalandığı görüldüğünden, takibe dayanak bononun teminat olarak verildiği, dolayısı ile senedin, TTK'nın 776/1-b maddesinde belirtilen "kayıtsız şartsız muayyen bir bedeli ödeme vaadi" unsurunu taşımadığının ve kambiyo senedi vasfına haiz olmadığının anlaşıldığı, o halde, mahkemece şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Borçlu tarafından delil olarak dayanılan 12.10.2020 tarihli genel kredi sözleşmesinde takibe dayanak bonoya herhangi bir atıf olmadığı, sözleşmenin genel düzenlemeler içerdiği ve alacaklı bankanın teminat iddiasını kabul etmediği anlaşılmakta olup, Bölge Adliye Mahkemesinin, genel kredi sözleşmesi ile bononun tarafları, miktarları ve tarihlerinin uyumlu olduğundan bahisle, bononun kredi sözleşmesi nedeniyle düzenlendiğini gösterdiğine yönelik gerekçesinin, kredi sözleşmesinde bonoya açıkça yapılmış bir atıf bulunmadığından, kabulünün mümkün olmadığı, o halde, teminat iddiasına dayalı borca itiraz ispatlanamadığından İlk Derece Mahkemesinin borca itirazının reddine ilişkin kararının yerinde olduğu- Takibe konu senedin teminat olarak verildiği iddiası, İİK'nın 169. maddesi uyarınca borca itiraz niteliğinde olup, borca itiraz hakkında uygulanması gereken İİK'nın 169/a maddesinin 5. fıkrasında; “itirazın kabulü kararı ile takip durur” hükmüne yer verilmiş olmakla itirazın kabulü halinde durma kararı yerine takibin iptaline karar verilmesinin doğru olmadığı-
İşleyecek faiz oranına itiraz bakımından olumlu ya da olumsuz bir değerlendirme ile karar verilmesi gerektiği-
Bilirkişi raporlarına göre takip dayanağı senetteki keşideci imzası davacı borçluya ait olduğundan imza itirazı yerinde olmasa da, davalı alacaklı tarafından sunulan sözleşmedeki imza davacı tarafça kabul edilmese de, davacı tarafın, davalı alacaklı tarafından kabul edilen sözleşme içeriğine dayanarak borca itiraz sebeplerini ileri sürmesinin davanın genişletilmesi mahiyetinde kabul edilmediği- Davalı tarafça sunulan sözleşme ekindeki belgede sözleşme içeriğindeki taraflar, miktar, tanzim ve vade tarihi olarak takip dayanağı bono ile aynı olup kayıtsız şartsız muayyen bir bedeli ödeme vaadini içermediğinin anlaşıldığı-
Borçlunun başvurusunun, icra takibinden önce takip konusu bononun zamanaşımına uğradığı itirazına ilişkin olup, bu hali ile İİK’nın 168/5. maddesine dayalı borca itiraz niteliğinde olduğu, bu durumda, itiraz hakkında İİK'nın 169/a maddesinin uygulanması gerekmekte olup, anılan maddenin 5. fıkrasında; “İtirazın kabulü kararı ile takip durur” hükmüne yer verildiği, o halde mahkemece, borçlunun zamanaşımı itirazı ile ilgili olarak İİK'nın 169/a-5. maddesi gereğince takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, hükmün belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-