Taraflar arası imzalanan sözleşmede takip dayanağı senede açıkça atıf yapılmasının zorunlu olduğu, açıkça atıf yapıldığının kabulü için de senedin, vade ve tanzim tarihleriyle miktarlarının belirtilmesi gerektiği aksi halde takibin iptal edilmesi gerektiği-
İmzaya itiraz sonucu yapılacak imza incelemesinin fotokopi belge üzerinden inceleme yapılamayacağı tabi olduğundan, borca itirazın reddi kararının yerinde olduğu-
Dayanak belgenin hangi ilişkinin teminatı olduğunun yazılı belge ile kanıtlanması gerektiği, İİK'nın 169/a maddesi uyarınca belgede takip dayanağı senede açıkça atıf yapılmasının zorunlu olduğu, açıkça atıf yapıldığının kabulü için de senedin, vade ve tanzim tarihleriyle miktarlarının belirtilmesi gerektiği, somut olayda ise 05.01.2015 tarihli "Taşınmaz Satış Sözleşmesi" başlıklı belgede, takip dayanağı bononun tüm unsurlarına açık bir atıf bulunmadığı gibi alacaklının cevap dilekçesinde de senedin teminat senedi olarak verildiğine yönelik bir kabulünün olmadığının anlaşıldığı-
Borca itirazın dosyanın yetkili icra dairesine gönderilmesinden sonra yetkili icra mahkemesine yapılan itiraz üzerine incelenebileceği -
İncelenen banka dekontlarında, takip konusu çekin seri no'su açıkça yazılarak çeke ilişkin olarak ödeme yapıldığının açıkça belirtildiği, yapılan ödemeler davacı tarafça davalı alacaklıya bildirilmemiş ise de, alacaklının banka hesabı üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi ile davacı tarafça çeke ilişkin olarak yatırılan söz konusu paraların, takip tarihinden önce davalı alacaklı tarafından kullanıldığının tespit edilmesi karşısında, davalının yapılan ödemeden haberdar olmadığının kabul edilmesinin mümkün olmadığı, bu nedenle İİK'nın 169/a-5 maddesi gereğince, davacılar yönünden 95.000,00 TL asıl alacak ile 3.801,58 TL işlemiş faizi yönünden takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, kamu düzenine ilişkin olan taleple bağlılık ilkesini düzenleyen HMK'nun 26. maddesine aykırı olacak şekilde, dava konusu olmayan takipten sonra icra dosyasına yapılan 5.000,00TL ödeme yönünden de takibin durdurulmasına karar verilmesi isabetsiz görülmüş olup, davalı alacaklı, dekontlardaki açıklamanın fark edilmediğini, davacı borçlu şirketin cari ilişkiden kaynaklanan muaccel olan borcunun olması nedeniyle, yapılan ödemenin cari alacaklarından mahsup edildiğini, takibi başlatmakta haklı olunduğunu ileri sürmüş ise de, banka dekontlarında açıkça çeke ilişkin olarak ödeme yapıldığının belirtildiği, alacaklının kötü niyetle olmasa dahi en azından takip başlatmakta ağır kusurlu olması nedeniyle, mahkemece davalı aleyhine 95.000,00 TL asıl alacak üzerinden %20 oranında tazminata karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu-
İcra takibine konu senedi ödediklerine dair herhangi bir belge sunulmadığı gerekçesiyle davacıların borca yönelik itirazlarının reddine karar verilmesi gerektiği- Bölge adliye mahkemesinin, ilk derece mahkemesinin kararını kaldırarak yeniden karar verilmesi gerekirken, hem istinaf sebeplerinin reddine, hem de ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilerek şüphe ve tereddüd uyandıracak şekilde hüküm oluşturulmasının hatalı olduğu ancak bu yanlışlığın düzeltilmesinin yeniden yargılamayı gerektirmediği-
Kambiyo takibinde, borçlunun yasal süre içerisinde işleyecek faiz oranına bir itirazı olmadığı, takipten sonraki dönem için istenen yıllık %29 faiz oranının o tarihte uygulanan yasal veya ticari faiz oranlarından birine denk gelmediği anlaşıldığından, takipten sonrası için yıllık %29 faiz oranının akdi faize dönüştüğü- Bu durumda icra müdürlüğünün değişen oranlarda avans faizi hesaplanmasına ilişkin kararının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Takip dayanağı belgenin kambiyo senedi vasfına haiz bono olduğu, borçluların borca itirazları konusunda kanuna uygun delil sunamadıkları, alacaklının borca itirazın kabulü yönünde herhangi bir beyanının bulunmadığı, borca itiraz konusunda dar yetkili icra mahkemesince alacaklı bankanın kayıtları üzerinden inceleme yapılarak sonuca gidilmesi mümkün olmadığı-
İtirazında sebep bildirmemiş olan borçlunun, senet metninden anlaşılamayan itiraz sebeplerini icra mahkemesinde ileri süremeyeceği- Mahkemece celp edilen takibe dayanak senedin arka yüzünde teminat amaçlı verildiği açıkça belirtilmiş olup belgenin bu haliyle kayıtsız şartsız borç ikrarını içermediğinin anlaşıldığı, takibe dayanak belge İİK.nun 68.maddesinde yazılı mücerret borç ikrarını gösterir belge niteliğinde olmadığından senedin ne miktarının ödendiği ne miktarının tahsile konacağı yargılama sonucu ortaya çıkacağından Bölge Adliye Mahkemesince itirazın kaldırılması talebinin reddine karar verilmesi gerekeceği-
İşlemiş faiz miktarının hesaplanması özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden, mahkemece, alacaklının takip talebinde istediği işlemiş faiz miktarında fazlalık olup olmadığının tespiti için HMK.nun 266/1. maddesi koşullarında bilirkişiye başvurulması gerektiği-