Borçlu tarafça sunulan ibraname başlıklı belgede alacaklının borçluyu ibra ettiğini beyan ettiği, anılan belge altındaki imzanın alacaklı tarafça kabul edilmesi karşısında alacaklının "bu ibranameyi protokolle birlikte ve protokolün eki mahiyetinde zannederek imzalatıldığına" yönelik iddiasının alacaklının kendisi açısından yargılamayı gerektirdiği ve dar yetkili icra mahkemesince bu husus inceleme konusu yapılamayacağından, mahkemece itfa belgesi kabul edilerek takibin iptaline karar verilmesinin yerinde olduğu- İptalin dayanağı İİK’nun 71/1. maddesi olup anılan maddede tazminat öngörülmediğinden alacaklının %20 tazminatla sorumlu tutulmasının ise isabetsiz olduğu-
Alacaklının, icranın geri bırakılması kararının kesinleştiğinin kendisine tebliğinden sonra, zamanaşımının vaki olmadığını ispat sadedinde ve 7 gün içinde umumi mahkemelerde dava açabileceği-
6183 s. K. mad. 24 vd. uyarınca muvazaalı olarak yapılan temlik işleminin iptali talebiyle açılan davada, borçlu davalının alacaklısı olduğu icra takip dosyasında icranın geri bırakılmasına karar verildiği anlaşıldığından, bu kararın kesinleşip kesinleşmediğinin araştırılarak, kararın kesinleşmiş olması halinde tasarrufun iptaline konu olabilecek geçerli bir icra takibinin dolayısıyla temlik işleminin varlığından söz edilemeyeceğinden davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Alacaklı icra müdürlüğünden daha önce satışa çıkartılan taşınmazların satışa esas olmak üzere tapu kayıtlarının istenmesini talep etmiş ise de, tapu kayıtları dosyada mevcut bulunduğundan yeniden istenmesinin fuzuli bir işlem olduğu ve zamanaşımını kesmeyeceği- K. takdiri yapılması işlemi takibe ilişkin bir işlem olmadığından zamanaşımını kesmeyeceği-
Takip dayanağı kredi sözleşmesi olduğundan, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde işleyecek zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğu (818 s. BK. mad. 125); alacaklının itirazını def'i yolu ileri sürmesi halinde menfi tespit davası ile zamanaşımının kesileceği ve bu davanın kesinleşmesi ile tekrar işlemeye başlayacağı- Kefaletin sona ermesi ve kefilin borcundan kurtulmasına ilişkin BK. 589'in uygulanıp uygulanmayacağının icra mahkemesinde ileri sürülemeyeceği-
Bir alacağın ilama bağlanmış olması halinde takas ve mahsuba konu edileceği, takas ve mahsup yapılabilmesi için ilamın kesinleşmesinin zorunlu olmayıp, ilama dayalı takas itirazının icra mahkemesinde her zaman ileri sürülebileceği-
Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takibe karşı borçlu mirasçılarının, "takibin zamanaşımına uğradığını" ileri sürerek "takibin iptaline" karar verilmesi istemi ile icra mahkemesine başvurusunda, mahkemece "TTK.nun 749 ve devamı maddeleri ile İİK.nun 71 ve 33/a maddeleri uyarınca icranın geri bırakılması" yönünde karar verilmesi gerekeceği-
İİK’nun 71. maddesinin uygulanabilmesi için kesinleşmiş bir icra takibinin varlığı ön koşul olduğu-
Ödemenin takipten sonra yapıldığı durumlarda, ödemenin öncelikle faiz, icra takip harç ve masraflarından mahsup edileceği nazara alınarak, gerektiğinde bilirkişi aracılığı ile takibin hangi miktar üzerinden iptal edileceği ve hangi miktar için devam edeceği tespit edilerek, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Bankanın bankacılık faaliyetlerinin Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurulunun kararı ile durdurulmuş olması nedeniyle aleyhine takip yapılamayacağı- Bu durumda anılan Bankanın faaliyet izni almak üzere başvuru yapıp yapmadığı, kurul tarafından kendisine izin verilip verilmediği, hususu yöntemince araştırılarak, bankanın faaliyet izni kazanmamış olması halinde takibin durdurulması yerine takibin İptaline karar verilmesi gerektiği-