İlamlı icra takibi başlatabilecek bir alacaklı ilamsız icra ile takip başlatmak istemesi borçlunun icranın geri bırakılması kararı alarak takibi durdurmasını bertaraf etmek veya ilamın bozulması halinde takibin durmasının ve sonrasında alacağın olmadığı ya da daha az olduğunun ilamla belirlenmesi halinde icranın iadesinin yolunu kapatmak olarak düşünülebileceği- İlamlı icra takibi başlatabilecek iken ilamsız icra takibine başvurulması HMK mad. 29/1'de belirtilen dürüstlük kuralına aykırılık teşkil edeceği- İlama dayalı olarak ilamsız icra takibi yapılamayacağından, mahkemece bu hususun re'sen nazara alınacağı-
Borçlu şirketin itirazı, icra emri tebliğinden sonra yasal 7 günlük sürede yapılmadığından mahkemece, borçlu şirket yönünden istemin süre aşımı sebebiyle reddine karar verilmesinin gerektiği- Borçlu adına çıkarılan ihtarnamenin tebliğden sonra anılan hesap kat ihtarına borçlu tarafından itiraz edilmediğinden, ihtarda belirtilen borç miktarının kesinleştiği- O halde, mahkemece, öncelikle takipte iade edilmeyen çek yaprakları için depo talebinde bulunulan miktarın, ihtarnamede istenen ve itirazsız kesinleşen 39.000,00 TL olarak düzeltilmesi, daha sonra borçlunun talep edilen işlemiş faiz miktarına yönelik itirazı yönünden asıl alacak tutarına kredi sözleşmesi, ipotek akit tablosu ve hesap kat ihtarı hükümleri dikkate alınarak, hesap kat ihtarnamesinin düzenlendiği tarihten temerrüt tarihine kadar akdi faiz, bu tarihten sonrasına ise temerrüt faizi hesaplanmak suretiyle Yargıtay denetimine olanak tanıyacak biçimde bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alınması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Borçluya noter aracılığı ile gönderilen hesap özetine 8 günlük süre içinde itiraz edilmemesi halinde, ihtarnamedeki alacak miktarının kesinleşeceği ve borçlunun kesinleşen miktara itiraz edemeyeceği- Borçlu tarafından sunulan hesap hareketlerinde ihtarname tarihinden sonra bankaca kredi tahsilatlarının yapıldığı ve alacaklı vekilinin de borçlu şirket temerrüde düşürüldükten sonra ödeme anlaşması yapıldığı ancak bunun da aksatıldığına ilişkin beyanı bulunduğundan mahkemece, borçlunun hesap kat ihtarından sonraki ödeme iddiasının, alacaklı vekili beyanı da nazara alınarak, ihtarname tarihinden sonra borçlunun, genel kredi sözleşmesine istinaden, ödemelerinin olup olmadığı bankadan sorularak, varsa, yapılan ödemelerin İİK. mad. 33 bağlamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceği tartışılarak, bu kapsamda olduğu sonucuna varılırsa, bilirkişi raporu alınması suretiyle sonuca gidilmesi gerekeceği-
İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde, mahkemece icranın geri bırakılmasına karar verileceği- Ödeme belgesi olarak sunulan makbuz, İİK. mad. 33/'de belirtilen ödeme belgelerinden olmadığı gibi, belge altındaki imza da alacaklı tarafından inkar edilmiş olduğundan, icra mahkemesince imza incelemesi yapılması olanağının bulunmadığı-
Boşanma davasında verilen tedbir nafakasının, dava sonunda verilen kararın kesinleşmesine kadar devam edeceği-
Aylık nafaka miktarına uygun olmayan ve düzenli olarak yapılmayan ödemelerin nafaka borcundan mahsubunun mümkün olmadığı-
İİK'nun 149/a maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı yasanın 33. maddesi gereğince, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takipte, limit aşımı dışındaki şikayetlerin ve itirazların yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde icra mahkemesine yapılması gerekeceği-
İcra takibiyle talep edilen bakiye alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirdiğinden mahkemece ilamlı takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
İİK. mad. 33/1 'e dayalı icra emri tebliğinden önceki döneme ilişkin itfa itirazında, TBK. mad. 100 ve İİK. mad. 33 gözetilerek bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle işlemiş faiz, icra vekalet ücreti ve takip masrafları dikkate alınarak borç miktarının belirlenmesi ile oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Takip konusu ilamın hüküm bölümünde davalı sigorta şirketinin, manevi tazminat dışındaki alacaklardan belirtilen tarihlerden itibaren faiziyle birlikte ve poliçe teminatı limitiyle sınırlı olmak üzere, diğer davalılarla birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulduğu görülmekle sigorta şirketinin sorumlu olduğu miktar (limit) açıkça rakamsal (likit) olarak gösterilmediğinden, manevi tazminat alacak kalemi dışındaki alacak kalemleri yönünden, sigorta şirketinin de müteselsilen sorumlu olduğunun kabul edilmesi gerekeceği-