Bilirkişi raporu doğrultusunda genel kredi sözleşmesi hükümlerine göre akdi faizin %45, temerrüt faizinin ise akdi faizin %50 fazlası olarak %67,5 oranının esas alınarak, kat ihtarname tarihinden takip tarihine kadar işlemiş faizin hesaplanarak düzeltilmesine, takip tarihinden itibaren işleyecek faiz oranının %67,5 olarak tespitine karar verildiği, ipotek akit tablosunda faiz oranı yazılı olmayıp bu konuda kredi sözleşmesine göndermede bulunmuyor ise o zaman kredi sözleşmesindeki faiz oranının esas alınabileceği, somut olayda işlemiş akti ve temerrüt faizinin ipotek akit işleminde yazılı orana göre istediği, takip tarihinden itibaren de akdi %60 faizin %50 fazlası olan %90 oranı üzerinden işleyecek faiz talep edildiği ipotek akit tablosunda yazılı faiz oranının öncelikle uygulanması gerektiği anlaşılmakla şikayetin reddi şeklinde hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takiplerinde icranın geri bırakılması için ilamlı takiplere ilişkin İİK'nın 33/a maddesine atıf yapıldığı, ancak aynı Kanunun 33. maddesinin 3. fıkrasına atıf yapılmadığı anlaşıldığından, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde borçlunun takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin oluşan zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması talebinin reddi halinde İİK'nın 33/3. maddesine göre; kararı isitnaf eden borçlu tarafından İİK'nın 33/3. maddesinde öngörülen teminatın yatırılmasına gerek olmadığı, o halde Bölge Adliye Mahkemesince, borçlunun istinaf başvurusunun esasının incelenmesi gerekirken, HMK 352. maddesi gereğince istinaf isteminin usulden reddi yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Mahkemece, salt bir ibraname olmayan itfa ve imhal anlamına gelmeyen belgeye itibar edilerek kesinleşmiş mahkeme ilamının hüküm fıkrasının değiştirip işlevsiz kılacak şekilde tahakkuk edecek nafaka miktarının belirlenmesi ile icranın geri bırakılmasına karar verilmesinin ve buna bağlı olarak haczin kaldırılmasının isabetsiz olduğu, bunun yanı sıra haricen ödendiği icra müdürlüğüne bildirilen ............... TL’lik ödemenin dosya hesabında nazara alınacağının tabii olduğu- Borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, itfa itirazı dışında meskeniyet şikayetinde de bulunduğu görülmüş olup, HMK’nın 297. maddesine uygun olarak bu konuda olumlu olumsuz bir karar verilmemesinin doğru olmadığı-
Hesap kat ihtarnamesine borçlu tarafından itiraz edilmediğinde burada belirtilen borç miktarının kesinleşmiş olacağı (İİK m. 150/ı)- Borçlunun şikayeti üzerine, icra emrindeki asıl alacak miktarı, kat ihtarnamesinde kesinleşen toplam alacak miktarına göre düzeltildikten sonra, itiraz edilmeksizin kesinleşen hesap kat ihtarnamesindeki toplam alacağa hesap kat ihtarnamesinin düzenlendiği tarihten, borçlunun temerrüde düştüğü tarihe kadar işleyen akdi faiz ile bu tarihten takip tarihine kadar işleyen temerrüt faizi miktarı ve işleyecek faiz oranının alacaklının talebi ve kredi sözleşmesi hükümleri göz önüne alınmak suretiyle bilirkişi incelemesi ile tespit edilerek bir karar verilmesi gerektiği-
Takibin salt işlemiş nafaka ve yargılama gideri ile vekalet ücretine ilişkin olmayıp, "aylık işleyecek nafaka"yı da kapsadığı, yine, gerek 818 sayılı gerekse 6098 sayılı Yasalar kapsamında ödemede temerrüde düşüldüğü durumlarda, kısmi ödemeleri (birikmiş bakiye alacak ve işleyecek nafaka dahil) öncelikle ödeme tarihlerine göre biriken faizden mahsup edileceği, o halde, Bölge Adliye Mahkemesince, nafaka alacaklısının alacağına yönelik tahsil talebinde işleyecek nafaka yönünden de talepte bulunmuş olmasının usul ve yasaya uygun olduğu açık olup, mahkemece; borçlunun şikâyetinin kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde şikayetin kabulü ile icranın tümden geri bırakılmasının isabetsiz olduğu-
Takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde zamanaşımı süresinin dolduğundan bahisle icranın geri bırakılmasına karar verilmesi istemine ilişkin uyuşmazlıkta kesinlik sınırının takip talebindeki alacak miktarına göre değil, şikayet tarihindeki dosya hesabına göre belirleneceği-
Takip konusu ilamdaki asıl alacak, karşılıklı edimleri içermekte olup, alacaklının (ilamda davacı) takibi başlatabilmesi ve takibe devam edebilmesi için kendi edimini yerine getirmesi gerekeceği, alacaklı tarafından, edimin yerine getirildiğine dair İİK'nın 33. maddesi anlamında bir belge sunulmadığı gibi, ilama konu 56 adet trafonun iadesi yönünde icra müdürlüğüne yapılmış bir başvurunun da bulunmadığı, bu durumda alacaklının, ilamda kendisine yüklenen edimi yerine getirmeden takip başlatmasının, asıl alacağın fer’isi niteliğindeki alacaklarını talep etmesinin mümkün olmadığı- Aynı ilamda hüküm altına alınan alacak kalemleri için tek ve aynı dosya ile ilamlı icra takibinde bulunulması, ilamın bir bütün olmasına rağmen yasal ve geçerli bir neden olmaksızın alacak kalemlerinin ayrılmaması gerektiği gibi, yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretinin esas hükmün fer’isi niteliğinde olduğundan kural olarak hükmün bölünmezliği ilkesi nedeniyle bütün olarak icrası talep edilebilecek olup hükümdeki koşula bağlı asıl alacaktan ayrı, fer’i nitelikteki alacakların takibe konu edilmesi mümkün olmadığı anlaşılmakla Bölge Adliye Mahkemesi tarafından borçlunun bu yöndeki şikayetinin kabulü ile takibin iptali yerine yazılı şekilde hüküm tesisinin doğru olmadığı-
Takibin kesinleşmesinden sonraki itfa şikayetlerinde belge altındaki imzanın inkarı halinde icra mahkemesince imza incelemesi yapılmasının mümkün olmadığı, alacaklı tarafça ibraname başlıklı belgedeki imza kabul edilmediğine göre bu belge İİK'nın 71/1. maddesinde yer alan imzası ikrar edilmiş bir belge niteliğinde olmadığından borçlunun itfa iddiasını ispat edemediği, söz konusu ibranamenin kayıtsız şartsız borç ikrarını içerir mahiyette olmadığından yargılamayı gerektirir nitelikte olduğu görülmekte olup, Bölge Adliye Mahkemesinin bu husustaki değerlendirme yerinde olmakla birlikte; dosya kapsamındaki Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçesi yalnızca ibranamenin hukuki vasfının tartışılmasına ilişkin olup, borçlunun kısmi ödemeye ilişkin iddiası bakımından İİK md. 71 ve İİK md. 33'e göre inceleme yapılmadığı ve kısmi ödeme iddialarının değerlendirilmediği anlaşıldığından, borçlu şirketin sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; mahkemece yapılacak işin, borçlunun kısmi ödeme iddialarına dair bilirkişi raporu alınmak suretiyle İİK md. 71/1 ve İİK md. 33'e göre sayılan belgelerle ödeme yapılıp yapılmadığını inceleyerek sonucuna göre karar vermekten ibaret olduğu-
Borçlu tarafından yapılan ödemenin takibin yapıldığı tarihten sonra olduğu, bu durumda alacaklı takip tarihi itibarı ile takip yapmakta haklı olduğundan bu hususta icranın geri bırakılması değil, yapılan ödemenin infaz aşamasında dikkate alınması gerektiği yönünde karar verilmesi gerekeceği, hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de, yapılan yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği-
Bölge Adliye Mahkemesince yapılacak işin, borçlu tarafça takibin kesinleşmesinden sonraki evrede .............. tarihinde ................ TL ödeme yapıldığı ileri sürülmekle, İİK md. 71/1 ve İİK md. 33'e göre sayılan belgelerle ödeme yapılıp yapılmadığını inceleyerek sonucuna göre karar vermekten ibaret olduğu-