Bononun vadesinde ödenmesi için ayrıca ihtara gerek bulunmadığı (ancak, «keşideci» dışındaki diğer müracaat borçlularına «cirantalara» başvurabilmek için, bononun «keşidecinin» protesto ettirilmesinin zorunlu olduğu)—
Tenkise ilişkin ilam taşınmazın aynı ile ilgili bulunmadığından ve tercih hakkının kullanılması suretiyle dava bedele dönüştüğünden kesinleşmeden takip konusu yapılabileceği–
İhtiyaten haczedilen bir malın, bu ihtiyati haciz kesin hacze dönüşmeden, daha sonra bir başka alacaklı tarafından kesin olarak haciz edilmesi halinde, ihtiyati haciz sahibi alacaklının bu hacze kendiliğinden ve geçici olarak katılacağı ve ihtiyati haczin icrai hacze dönüşmesinden sonra her iki alacağın aynı derecede hacze katılacağı (paylaştırmanın garameten yapılacağı)–
İİK. 121 uyarınca borçlu mirasçı hakkında ortaklığın giderilmesi davası açmak üzere yetki belgesi istenmesi halinde, bu dava devam ederken satış isteme süresinin işlemeyeceği, bu sırada mirasçı adına payı oranında taşınmaz tescil edilerek iştirak hali sona ererse, bu tarihten itibaren satış isteme süresinin işlemeye başlayacağı–
İpoteğin, alacaklı bankadan konut kredisi olarak alınan borç para karşılığı düzenlenmiş olması halinde, «ana para» (karz) ipoteği sayılacağı ve ipotek akit tablosunda atıf yapılan sözleşmede öngörülen faiz oranına göre faiz miktarının hesaplanacağı–
Alacaklının ilama dayanarak takip talebinde bulunması halinde, icra dairesince «icra emri» yerine «163 örnek ödeme emri» gönderilmesi halinde, borçlunun şikayeti üzerine «takibin iptali»ne değil «ödeme emrinin iptaline» karar verilmesi gerekeceği–
Süresi içinde ödeme emrine -icra dairesine başvurup- itiraz eden borçluların ayrıca itirazlarını «şikâyet» adı altında icra mahkemesine (tetkik merciine) bildirmelerinin gereksiz -ve reddedilmesi icap eden- bir başvuru olduğu, çünkü alacaklının «itirazın kaldırılması»na dair icra mahkemesinden (tetkik merciinden) karar getirmedikçe takibin durmaya devam edeceği–
«Asıl borçlu» hakkında takip yapılmadan -zorunlu «takip arkadaşlığı» nedeniyle- «ipotek verenler» hakkında takip yapılamayacağı ve daha sonra «asıl borçlu»nun takibe dahil edilemeyeceği, buna karşın «asıl borçlu» hakkında takip yapıldığı halde, «ipotek veren» hakkında takip yapılmamışsa, bu kişinin daha sonra takibe dahil edilmesinin ve eksikliğin giderilmesinin mümkün olduğu—