Alacaklı bankanın, borçlular hakkında «genel haciz yoluyla ve kredi sözleşmesine dayalı olarak icra takibi yapma» talebini, icra müdürünün reddetme hakkı bulunmadığı–
Borçlunun elinde bulunan menkul mallar üzerinde, vergi dairesinin fiili haczi (6183 s. K. mad: 77, 78) bulunmadıkça, vergi dairesine satış bedelinden pay ayrılamayacağı–
Motorlu taşıt vergisinin, satış (ve paylaşıma) konu aracın aynından doğan bir vergi olduğu, bu tür vergi alacaklarının sıra cetvelinde yer alabilmesi için alacaklı vergi dairesinin ayrıca takip yapmasına ve haciz koymasına gerek bulunmadığı–
İhtiyaten haczedilen bir malın, bu ihtiyati haciz kesin hacze dönüşmeden, daha sonra bir başka alacaklı tarafından kesin olarak haciz edilmesi halinde, ihtiyati haciz sahibi alacaklının bu hacze kendiliğinden ve geçici olarak katılacağı ve ihtiyati haczin icrai hacze dönüşmesinden sonra her iki alacağın aynı derecede hacze katılacağı (paylaştırmanın garameten yapılacağı)–
Alacak belgeye dayanmakta ise, belge aslının veya onanmış örneğinin takip talebine eklenmesi ve belgenin onaylı örneğinin ödeme emri ile birlikte borçluya gönderilmesinin gerekeceği-
Mülkiyeti muhafaza sözleşmesi ile yapılan satışlarda, satıcının rüçhanlı alacağı için takip yapıp satışa konu malı haczettirmesi halinde, malı aynen talep haklarından feragat etmiş sayılacağı, fakat bu durumda da, satış bedelinden doğan alacağı için, üçüncü kişilere karşı rüçhan hakkına sahip olduğu–
İlk haczin dayanağı olan alacak hangi sebepten doğmuş olursa olsun (niteliği ne olursa olsun), İİK’na göre haczedilmiş malların kamu alacağından dolayı da satıştan önce haczedilmeleri halinde, kamu alacağının önceki hacze katılacağı—
Alacaklının «değişecek oranlara göre faiz istememiş» (bu hakkını saklı tutmamış) olması halinde, icra takibinde istediği faiz oranı ile bağlı olacağı–
Kıdem tazminatının tahsiline ilişkin ilâmda geçen «yasal faiz» sözcüğünden «mevduata uygulanan en yüksek faiz»in anlaşılması gerekeceği–