Alacaklı vekilinin ahzu kabz yetkisinin bulunmadığı görüldüğünden ve yasa maddesi, takip konusu yapılan ve ilamda hüküm altına alınan vekalet ücreti ve yargılama giderini de kapsayacağından, yetkisi bulunmayan vekile yapılan ödemenin alacaklıya yapılmış bir ödeme olarak kabul edilemeyeceği-
Sıra cetveline yönelik şikayetler, İİK' nun 16-18. maddelerinde düzenlenen şikâyet niteliğinde olup, doğru hasmın yargılama aşamasında belirlenmesi ve şikâyetin bunlara sonradan yöneltilmesi de mümkün olacağından doğru hasmın dilekçede gösterilmemesinin şikâyetin sırf bu nedenle reddini gerektirmeyeceği-
Tüketici kredisinin teminatı olarak şahsi teminat verilen hallerde, kredi verenin (bankanın), “asıl borçlu aleyhine takip yapıp, takip semeresiz kalmadıkça” kefilden borcun ödenmesini isteyemeyeceği; bu konuda yapılacak başvurunun şikayet niteliğinde olup, yasanın amir hükmüne dayandığından, süresiz olarak yapılabileceği-
Menfi tesbit davası sonucunda verilen ilamların kesinleşmeden takip konusu yapılamayacağı-
İcra emrinin borçluya, bilinen en son adresinde tebliğ edilmesinden sonra, ipotek akit tablosundaki adrese yapılan tebliğler geçerli olmayacağından, kıymet takdir raporu ile satış ilanının bu adrese tebliğ edilmiş olmasının ihalenin feshine neden olacağı-
Borçluya ikinci kez ödeme emri tebliğinin, borçluya yeni bir itiraz hakkı tanıyacağı-
Hakimin, şikayetçinin talebi dışında bir karar veremeyeceği-
İİK’nun 82/I-12. maddesi gereğince borçlunun haczedilemeyecek olan evinin “haline münasip olup olmadığı”nın belirlenmesi için, evin, borçlunun haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarının göz önünde bulundurulması gerekeceği, buradaki “aile” teriminin geniş anlamda olup “borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan bakmakla yükümlü oldukları kişileri” kapsadığı- Borçlunun bulunduğu yerin daha mütevazi semtinde, ihtiyacı olan haline uygun bir evin değerinin bilirkişiden rapor alınarak saptanıp, haczedilen evin değerinin bu miktardan fazla olması halinde, evin satılmasına karar verilip, satış bedelinden kendisine mesken alması için gerekli miktarın borçluya bırakılıp, kalan tutarın alacaklıya ödenmesi gerekeceği-
Taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin tapuya işlenmekle ayni etkinlik ve aleniyet kazanmış olacağı, beş yıl süreyle üçüncü kişilere karşı ileri sürülebileceği, satış vaadi şerhinden sonra konulan haczin sonuç doğurmayacağı-