İlama aykırı olarak takip yapıldığı yönündeki şikayetlerin İİK.nun 16/2. maddesi gereğince süreye tabi olmadığı-
Borçlunun yasal süreden sonra icra dairesine yaptığı itiraz sonuç doğurmayacağından ve kesinleşen takibe devam etmek imkanı bulunan alacaklının itirazın kaldırılması için İcra Hakimliği’ne başvurması yasaya aykırı ve fuzuli bir başvurudan ibaret olduğundan, mahkemece itirazın kaldırılması isteminin bu nedenle reddinin gerekeceği-
Hasmın yanlış, hatalı ya da eksik gösterilmiş olmasının, ihalenin feshi talebinin esasının incelenmesine engel teşkil etmeyeceği; aksi halin kabulü aşırı şekilcilik olup, hak düşürücü sürelerin geçirilmesi sonucunu doğurur ki bunun da kabul edilemeyecek bir durum olduğu-
Borçlu aleyhine hükmedilen icra inkar tazminatı, yargılama giderleri ve mahkeme vekalet ücreti alacaklarının tahsilinin, borçluya gönderilecek icra emri tebliği ile mümkün olup, bu yönde herhangi bir işlem yapılmaksızın alacaklının icra müdürlüğüne yaptığı başvuru üzerine borçlu hakkında takibe devam edilmek istenmesinin ve toplam dosya borcu üzerinden haciz talebinde bulunulması üzerine, icra müdürlüğünce bu talebin kabul edilerek bu yönde işlem yapılmasının yerinde olmadığı-
2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun geçici 6.maddesinin son fıkrasında yer alan haczedilmezliğe ilişkin düzenleme, anılan maddenin yürürlük tarihinden sonra ve bu maddeye göre uzlaşma prosedürü uygulanması sonucunda uzlaşma tutanağı ile ya da mahkeme ilamı ile tazminat ödenmesine karar verilmesi durumunda, anılan tazminatın tahsili için yapılacak icra takiplerine ilişkin olup; maddenin yürürlük tarihi olan 30.06.2010 tarihinden önce hüküm altına alınmış kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat alacakları ise anılan madde kapsamında bulunmadığından, böyle bir alacağın tahsili amacıyla yapılan icra takipleri nedeniyle bu maddenin son fıkrasında yer alan haczedilmezliğe ilişkin hükmün uygulanmasının mümkün olmayacağı-
İcra memuru kendi verdiği karardan dönemez ise de; önceki verdiği kararın dosya kapsamı ve yasa hükmüne uygun olmadığını fark etmesi, örneğin, iflasın ertelenmesi davasında borçlu şirket hakkında takiplerin durdurulmasına dair verilen tedbir kararına rağmen yanlışlıkla borçlunun malvarlığının haczine karar verilmesi halinde,  icra memurunca yasaya uygun olan kararın verilmesine engel bir düzenleme de bulunmadığı- İcra müdürlüğünce tedbir kararı gerekçe gösterilerek -yanlışlıkla konulan- haczin kaldırılmasına karar verilmesinin isabetli olduğu-
İlamda 19.2.2002 tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte davalı borçludan tahsiline karar verilmiş olduğundan, işlemiş faizin TC. Merkez Bankası reeskont faiz oranları üzerinden hesaplandığı 21.4.2011 tarihli rapor esas alınarak tesbiti gerektiği-
İİK’nun 82/4 ve 12. maddelerinde düzenlenen haczedilmezlik şikayetinin, aynı yasanın 16. maddesi gereğince yasal 7 günlük sürede yapılmasının gerekeceği-
Gayrimenkule ve buna ilişkin ayni haklara dair hükümlerin kesinleşmedikçe infaz edilemeyeceği-
Menfi tespit davası sonunda alınan ilamın esas hakkındaki hükmü kesinleşmeden vekalet ücreti ve icra inkar tazminatına ilişkin hüküm bölümü ayrıca infaz ve icra takibine konu edilemeyeceği-