İcra takibi yapan yabancı uyruklu gerçek ve tüzel kişi alacaklıların teminat yatırmadan icra takibinde bulunamayacakları; bu hususun takip yapmanın “ön koşulu” olup, doğrudan doğruya gözetilmesi gerekeceği-
Vekaletmeyi ibraz için avukata tanınan imkanın kıyasen temsilciye (tevkil yetkisi verilene) de uygulanması gerektiği- Mahkemenin “vekaletsiz olarak yapılan işlemin sonradan yetki belgesi ibraz edilerek geçerli hale getirilemeyeceği" yönündeki gerekçesinin “icazet” kavramının özü ile de bağdaşmayacağı-
İİK’nun 67. maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali davasında hükmedilen vekalet ücretinin, asıl davadan bağımsız bir alacak olduğu ve dolayısıyla itirazın iptali davası kesinleşmeden takip konusu yapılmasına bir engel bulunmadığı-
Aynı alacaktan tek tahsil harcı alınacağından, icra mahkemesince alacağın aynı alacak olup olmadığının araştırılması gerekeceği-
Mahkemece borçlunun muttali olduğunu beyan ettiği tarihi tebliğ tarihi olarak tespit etmenin gerekeceği-
Takibe konu alacağın menkul mal hükmünde olan altın teslimine değil para alacağına ilişkin bulunması ve İİK.’nun 42. maddesi çerçevesinde adi iflas yoluyla takibe konu edilebilmesi karşısında, şikayetçi/borçluların süresiz şikayet yoluna başvuramayacakları-
Tüketici kredisinin teminatı olarak şahsi teminat verilen hallerde, kredi verenin (bankanın), “asıl borçlu aleyhine takip yapıp, takip semeresiz kalmadıkça” kefilden borcun ödenmesini isteyemeyeceği; bu konuda yapılacak başvurunun şikayet niteliğinde olup, yasanın amir hükmüne dayandığından, süresiz olarak yapılabileceği-
Lehine nafakaya hükmedilen çocuk yönünden borçlunun nafaka ödemekle sorumlu tutulabilmesi için, çocuğun alacaklı yanında fiilen bulunmasının gerekli olduğu, bunun aksinin ileri sürülmesi halinde, gösterilecek tanıkların icra mahkemesince dinlenilerek, edinilecek kanaate göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Somut olayda olduğu gibi, Minibüs Taşıyıcılar Kooperatifine yazı yazılarak minibüs hattı üzerine haciz konulması mümkün olmadığından, ortada geçerli bir haczin bulunduğundan bahsedilemeyeceği, bu nedenle icra müdürlüğünce usulüne uygun olarak konulmuş bir haciz bulunmadığından borçlunun haczedilmezlik şikayetinin de konusunun bulunmadığı-