Bedele dönüşen tasarrufun iptali ilamında hükmedilen alacağın kesinleşmeden takibe konabileceği, borçlunun faize ilişkin itirazları incelenip oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Takip dayanağı ilam İİK.nun 277 ve müteakip maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali davası sonucunda, aynı yasanın 283/2. maddesi gereğince bedele hükmedilmesine ilişkin olup; bu tür kararlarda amaç yalnızca borçlunun tasarrufuna konu ettiği maldan alacaklının alacağının tahsili olanağını sağlamaktan ibaret olup, tapu kaydının iptaline yönelik bir hüküm yer almayacağından söz konusu ilamın bu haliyle ayni değil şahsi hak doğurur nitelikte olup HUMK.nun 443/4.maddesi kapsamında kalmadığından infazı için kesinleşmesi şartı aranmayacağı-
Şikayetçinin başvurusunun, icra müdürlüğünden haciz talebinin reddine dair kararının kaldırılmasına yönelik olduğu, bu husustaki şikayetin ise, bir hakkın yerine getirilmemesi ile ilgili olup, İİK.nun 16/2. maddesi gereğince süresiz şikayete tabi bulunduğu-
Islah müessesinin şikayet hakkında tatbikinin mümkün olmadığı-
Hacze iştirak eden alacaklılar, sıra cetveli yapılmadan sıra cetveline itiraz ya da şikayet niteliğindeki başvurularda bulunamayacaklarından, haciz koyduran alacaklıların sıra cetveli düzenlemesini talep etmekte hukuki yararlarının bulunduğu-
Borçlunun, kesinleşen takipte ödeme ve icra emrine aykırı dosya kapak hesabı tanzim edilmesi halinde bu hususu şikayet edebileceği-
Borçlunun, site yönetimi aleyhine takip yapılamayacağı, alacaklı şirketin unvanı değiştiği halde değişmiş haliyle takipte gösterilmediği ve değişmiş unvanı ile düzenlenmiş bir vekalet olmadığından bahisle takibin iptali isteminin şikayet niteliğinde olduğu ve icra mahkemesine başvurulmasının gerekeceği-
Hakem heyetince uyuşmazlıkta Milletlerarası Tahkim Kanununun uygulanmasının seçildiği ve bu yasanın 15. maddesi gereğince borçlu tarafından kararın iptali için dava açıldığı nazara alınarak şikayetin kabulü gerekirken, olayda uygulama yeri bulunmayan HMK.nun 439. maddesi gereğince inceleme yapılarak şikayetin reddine karar verilemeyeceği-
Adi ortaklığın tüzel kişiliği olmadığından aktif ve pasif dava ehliyetinin de bulunmadığı, takibin veya davanın bütün ortaklara karşı açılmasının zorunlu olduğu, taraf ehliyeti kamu düzeninden olup mahkemece kendiliğinden göz önüne alınmasının gerekeceği, yasanın emredici kuralından kaynaklanan ve bir hakkın yerine getirilmemesi ile ilgili bulunan bu husus hakkında İİK.nun 16/2. maddesi gereğince süresiz şikayet hakkının olduğu-