Posta görevlisince muhatap yerine kendisine tebliğ yapılacak kimsenin görünüşüne nazaran on sekiz yaşından aşağı olmadığı ve ehliyetli olduğu hususu tebligat mazbatasına şerh düşülmediğinden tebligatın usulsüz olduğu-
Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulu’nun 10.04.1992 tarih, 7/4 sayılı kararında, kısa kararla gerekçeli karar arasında çelişki bulunmasının bozma nedeni olacağı içtihat edilmiş bulunmasına göre, mahkemece yapılacak işin; bozmadan sonra kısa karar ile bağlı olmaksızın çelişkiyi gidermek kaydıyla vicdani kanaatine göre yeni bir karar vermekten ibaret olduğu-
Takip dayanağı ilamın, müstakilen açılan istirdat davasına ilişkin olup HUMK.nun 443. (HMK.nun 367/2.) maddesinde yer almadığından kesinleşmeden takip konusu yapılabilecek nitelikte olduğu, dayanak ilamın incelenmesinde, davanın, menfi tespit davası olarak açılıp daha sonra istirdata dönüşmesinin de söz konusu olmadığı, o halde İİK.nun 72. maddesine göre de kesinleşmenin aranmayacağı-
Aile ve şahsın hukukuna ilişkin ilamların kesinleşmeden icra edilemeyeceği, kural olarak boşanma ilamı ile birlikte hükmedilen maddi ve manevi tazminatın, boşanma kararının eklentisi olması sebebiyle boşanma ilamı kesinleşmeden icraya verilemeyeceği, ancak boşanma yönünden kesinleşen karardaki maddi ve manevi tazminat alacakları için kesinleşme koşulu aranmaksızın icra takibinin yapılabileceği-
Vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılmasının zorunlu olduğu-
Alacak belgesine dayalı olarak yapılan ilamsız takipte belgedeki imzaya ve bu imzanın şirket yetkilisine ait olmadığına yönelik yasal süresi içerisinde herhangi bir itiraz ve takip dayanağı belgenin kendilerine gönderilmediğine ilişkin şikayette bulunulmadığından bilahare itirazın kaldırılması yargılaması sırasında belgeye yönelik itirazda bulunulamayacağı-
İlamların infaz edilecek kısmı hüküm bölümü olup bu kısmın aynen infazının zorunlu olduğu, icra mahkemesince hükmün (infaz edilecek kısmının) yorum yolu ile değiştirilmesi mümkün olmadığı gibi yeniden belirlenmesinin de mümkün olmadığı-
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu gereğince; ücretten kesilmesi gereken vergiler ve sigorta primlerinin, ilgili kamu idaresine ödenmesi zorunluluğu borçlu işverene ait olduğundan, ilamda açıkça net alacağa hükmedilmemiş ise hükmedilen alacağın brüt olarak kabul edileceği ve alacaklının ilam konusu bedelden bu kesintilerin düşülmesinden sonra kalan net miktar için ilamlı takip yapabileceği-
Borçlu hakkında başlatılan ilamlı takipte örnek 6 no’lu icra emrinin, şikayetçi borçluya 21.11.2011 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun icra mahkemesine başvurusunun, vekalet ücretine icra vekalet ücreti istenilemeyeceğine yönelik olup ilama aykırılık şikayeti niteliğinde olmadığı, şikayetin, İİK.nun 16/1 maddesinde öngörülen 7 günlük yasal süreden sonra 05.12.2011 tarihinde yapıldığı, şikayetin süresinde olmadığı görülmekle süreden reddinin gerekeceği-