Şikayetçinin başvurusunun, icra müdürlüğünden haciz talebinin reddine dair kararının kaldırılmasına yönelik olduğu, bu husustaki şikayetin ise, bir hakkın yerine getirilmemesi ile ilgili olup, İİK.nun 16/2. maddesi gereğince süresiz şikayete tabi bulunduğu-
Islah müessesinin şikayet hakkında tatbikinin mümkün olmadığı-
Hacze iştirak eden alacaklılar, sıra cetveli yapılmadan sıra cetveline itiraz ya da şikayet niteliğindeki başvurularda bulunamayacaklarından, haciz koyduran alacaklıların sıra cetveli düzenlemesini talep etmekte hukuki yararlarının bulunduğu-
Borçlunun, site yönetimi aleyhine takip yapılamayacağı, alacaklı şirketin unvanı değiştiği halde değişmiş haliyle takipte gösterilmediği ve değişmiş unvanı ile düzenlenmiş bir vekalet olmadığından bahisle takibin iptali isteminin şikayet niteliğinde olduğu ve icra mahkemesine başvurulmasının gerekeceği-
Borçlunun, kesinleşen takipte ödeme ve icra emrine aykırı dosya kapak hesabı tanzim edilmesi halinde bu hususu şikayet edebileceği-
Adi ortaklığın tüzel kişiliği olmadığından aktif ve pasif dava ehliyetinin de bulunmadığı, takibin veya davanın bütün ortaklara karşı açılmasının zorunlu olduğu, taraf ehliyeti kamu düzeninden olup mahkemece kendiliğinden göz önüne alınmasının gerekeceği, yasanın emredici kuralından kaynaklanan ve bir hakkın yerine getirilmemesi ile ilgili bulunan bu husus hakkında İİK.nun 16/2. maddesi gereğince süresiz şikayet hakkının olduğu-
Hakem heyetince uyuşmazlıkta Milletlerarası Tahkim Kanununun uygulanmasının seçildiği ve bu yasanın 15. maddesi gereğince borçlu tarafından kararın iptali için dava açıldığı nazara alınarak şikayetin kabulü gerekirken, olayda uygulama yeri bulunmayan HMK.nun 439. maddesi gereğince inceleme yapılarak şikayetin reddine karar verilemeyeceği-
Vekilin vekaletinin son bulmasının müvekkilin menfaatini tehlikeye koyması halinde, müvekkilinin bizzat işi görebilecek hale gelinceye kadar vekalet görevinin ifasına devam etmek zorunda bulunduğu, küçüğün reşit olduktan sonra aynı vekile vekaletname vererek eksikliği tamamladığı ve dava açılmasına icazet verdiği, HMK.nun 115. maddesi gereğince dava şartı noksanlığının giderildiği nazara alınarak işin esasının incelenmesi gerekeceği-
Sosyal Güvenlik Kurumu’nun prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı AATUHK’un uygulanmasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde kurumun alacaklı biriminin bulunduğu yer iş mahkemesinin yetkili olduğu-
İlamlı takiplerde, takibin dayanağı belgelerin ödeme emri ile birlikte borçlulara gönderilmemesinin gerekmediği gibi bu hususun takibin iptalini değil ödeme emrinin iptalini gerektirdiği-