Tüzel kişiliği olmayan Döner Sermaye İşletme Müdürlüğü’nün taraf sıfatı da bulunmadığından hakkında takip yapılamaz ise de, Ankara Üniversitesi Rektörlüğü’nce takibe kısmen itiraz edildiği ve takibin durdurulduğu, kısmen itiraz edilmeyen kısım ise ödenmiş olmakla tüzel kişiliğin takipten haberdar olduğu ve takibe taraf sıfatı ile itiraz ettiği, bu hali ile takibin borçlusunun Ankara Üniversitesi Rektörlüğü olduğunun kabulünün gerekeceği-
Borçluların itirazı takibin mükerrerliğine ilişkin olup, bu yöndeki itirazın kaldırılması esasa ilişkin nedenlere dayanmadığından borçlular aleyhine tazminata hükmedilmesinin doğru olmadığı-
Adi ortaklığın tüzel kişiliği olmadığından aktif ve pasif dava ehliyetinin de bulunmadığı, takibin veya davanın bütün ortaklara karşı açılmasının zorunlu olduğu, taraf ehliyeti kamu düzeninden olup mahkemece kendiliğinden göz önüne alınmasının gerekeceği, yasanın emredici kuralından kaynaklanan ve bir hakkın yerine getirilmemesi ile ilgili bulunan bu husus hakkında İİK.nun 16/2. maddesi gereğince süresiz şikayet hakkının olduğu-
Tenfiz kararlarının temyizinin takibi durduracağı-
Tasarrufun iptali davası, 3. şahsın elinden çıkarmış olduğu malların yerine geçen değere ilişkin ise, 3. kişinin davacının alacağından fazla olmamak kaydıyla o değer nispetinde nakden tazmine mahkum edileceği, alacaklının, bu durumda aldığı ilamı, ilamlı takip hükümleri uyarınca takibe koyarak alacağını tahsil edeceği-
Borçlunun borcu olmadığını kanıtlamak için açtığı olumsuz tespit davası sonunda alınan ilamın(davacının davalı alacaklıya borçlu olmadığını) hükme bağlayan bölümü bir tespit niteliğinde olduğundan, ayrıca takip konusu yapılamaz. Ancak, alınan ilamın borçlu yararına hükmedilen yargılama giderleri ve tazminata ilişkin bölümü ise ilamda yazılı miktarın davalıdan alınmasına ilişkin bir tahsil(eda) hükmü niteliğindedir. Bu sebeple ilamlı takibe konu yapılması mümkündür. Ancak; İİK’ nun 72/5. maddesinde işin esası ile ilgili olarak icranın kısmen veya tamamen eski hale iadesi ilamın kesinleşmesine bağlı olup, tazminat ve giderler esasa ilişkin hükmün eklentileridir. İlamın esası kesinleşmeden infaz edilemeyeceğine göre, eklentilerin de borçludan istenebilmesi için hükmün kesinleşmesi gerekeceği-
Takip dayanağı senedin onaylı örneğinin ödeme emri ile birlikte borçluya gönderilmemiş olması halinde borçlunun İİK.'nun 16. maddesi uyarınca 7 günlük süre içinde icra mahkemesine başvurarak 'ödeme emrinin iptalini' isteyebileceği-
Alacaklının tüketici kredisinin asıl borçlusu hakkında takip yapıp bu takip semeresiz kalmadan kredi sözleşmesi kefili hakkında icra takibi yapmasının mümkün olmadığı-
İİK. nun 277 ve müteakip maddelerine göre alınmış tasarrufun iptaline ilişkin ilamın; aynı yasanın 283.maddesine göre taşınmazın tasarrufun iptaline konu edilmesi, üçüncü şahıs üzerindeki kaydın tashihine mahal olmadan borçlunun tasarrufa konu ettiği taşınmazdan alacaklıya haciz ve satışını işleyebilme hakkı verdiğinden taşınmazın aynı ile ilgili değil şahsi hak doğurucu nitelikte olup, HMK.nun 367/2. maddesi kapsamında kalmadığından dayanak ilamın icrası için kesinleşme şartı aranmayacağı-
Takip bir belgeye dayanıyorsa, belgenin onaylı bir örneğinin ödeme emri ile birlikte borçluya gönderilmesinin gerekeceği, buna aykırı olarak yapılan işleme karşı şikayetin 7 günlük süreye tabi olduğu-