Satış tarihinde belirlenecek ipotek limitine göre takipte limitin aşılmış olduğunun anlaşılması durumunda borçlunun limiti aşan miktar için süresiz şikayet hakkının bulunduğu da nazara alındığında bilirkişi incelemesi ile sonuca gidilmesi gerekirken takibin iptaline karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
İlamların infaz edilecek kısmı, hüküm bölümü olup, hükmün içeriğinin aynen infazının zorunlu olduğu, gerek icra dairesi ve gerekse sınırlı yetkili icra mahkemesinin, ilamın infaz edilecek kısmını yorum yolu ile belirleme yetkisine sahip olmadığı-
İlama konu taşınmaz bilgileri ile bağdaşmayan başka bir taşınmazın tahliye edilmesi işlemi sebebiyle takibin durdurulmasına yönelik başvurunun mahallinde mümkünse infaz işlemini gerçekleştiren icra memuru ve dayanak ilamın bilirkişileri hazır bulundurularak keşif yapılarak ve tahliye kararının infazının gerçekleştiği yer ile ilamda müdahalesinin önlenmesine karar verilen yerin aynı yer olup olmadığının denetlenerek sonuçlandırılması gerekeceği-
Paylı mülkiyete tabi bir yerde, paydaşlardan birinin açtığı dava sebebiyle, müdahalenin menine karar verilince, bu kararın, o paydaşın payına münhasır olarak değil, o şeyin tamamı hakkında uygulanacağı-
Muhtesatın mülkiyetinin tespitine ilişkin ilam kesinleşmeden takibe konulamayacağından, ilamın eklentisi olan yargılama gideri ve vekâlet ücreti alacağı için de kesinleşme aranacağı-
Borçlunun kendisine gönderilen haciz ihbarı tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurmasının şikayet niteliğinde olduğu, şikayetin öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılmasının zorunlu olduğu-
Borçlar Kanunu’nun 487. maddesine ve takip dayanağı kredi sözleşmesi içeriğinde kefaletin müteselsil olduğunun yazılmasına göre şikayetçi hakkında borcun tamamının genel haciz yolu ile takip yapılabileceği-
Şikayetçi borçlunun taraf olmadığı mahkeme kararının borçlu yönünden takip hukuku bakımından kesin hüküm oluşturduğunu söylenemeyeceği, bu durumun hukuki dinlenme hakkının ihlali anlamına geleceği-
Gayrimenkule ve buna ilişkin ayni haklara dair hükümlerin kesinleşmedikçe icra edilemeyeceği, bu nedenle aynı ilamda yazılı eklentilerin de infazının istenebilmesi için ilamın kesinleşmesinin zorunlu olduğu, buna karşılık, gayrimenkulün aynına ilişkin olmayan (gayrimenkul üzerindeki kişisel "şahsi" haklara ilişkin olan) ilamların icraya konulabilmesi için bunların kesinleşmelerine gerek olmadığı, yani bu ilamların kesinleşmeden icraya konulabileceği-