Aile ve şahsın hukuku ile ilgili hükümlerin, kesinleşmedikçe takibe konu edilemeyecekleri, ayrıca, boşanma kararının eklentisi olan tazminat vs. alacaklara ilişkin hükümlerin de aynı kurala tabi oldukları, ancak, boşanma kararının kesinleşmiş olması halinde, bu ilamla birlikte hükmedilmiş olsa bile kesinleşmeyen maddi ve manevi tazminata ilişkin hükmün, takibe konu edilmesinin olanaklı olduğu-
Müteahhidin borcu için kat karşılığı inşaat sözleşmesi nedeni ile yapılacak inşaatta müteahhide (borçluya) isabet edecek dairelerin bu aşamada haczedilemeyeceği-
Borçluya örnek (7) ödeme emrinin 12.11.2010 tarihinde tebliğ edildiği, yapılan bu tebligatın usulüne uygun olmadığı görülmekte ise de, 14.01.2011 tarihinde yapılan menkul haczi sırasında borçlunun hazır bulunduğu, dolayısıyla borçlunun bu tarihte takipten haberdar olunduğu, usulsüz tebligata ilişkin şikayetin ise bu tarihten itibaren (7) günlük süre geçirildikten sonra yapıldığı anlaşıldığından haciz işlemlerinin iptali yönünde karar verilemeyeceği-
Ödeme takibe geçildikten sonra yapıldığından borçlunun tediyede geciktiğinin (temerrüde düştüğünün) kabulünün gerektiği, bu durumda yapılan ödemenin öncelikle asıl alacaktan değil, faiz ve masraflardan düşülmesinin gerekeceği-
Aile ve şahsın hukuku ile ilgili hükümlerin, kesinleşmedikçe takibe konu edilemeyecekleri, ayrıca, boşanma kararının eklentisi olan tazminat vs. alacaklara ilişkin hükümlerin de aynı kurala tabi oldukları, ancak, boşanma kararının kesinleşmesi halinde ise bu ilamla birlikte hükmedilmiş olsa bile kesinleşmeyen maddi ve manevi tazminata ilişkin hükmün, takibe konu edilmesinin olanaklı olduğu, yine, tedbir niteliğinde hükmedilen nafakanın da takibe konu edilmesinde buna ilişkin hükmün kesinleşmesinin aranmayacağı-
Meskeniyet iddiasının haczin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük sürede yapılması gerektiği- Şikayet bir dava olmadığından ıslah hükümlerinin uygulanmayacağı-
Ödeme takibe geçildikten sonra yapıldığından borçlunun tediyede geciktiğinin (temerrüde düştüğünün) kabulü gerekeceği, bu durumda yapılan ödemenin öncelikle asıl alacaktan değil, faiz ve masraflardan düşülmesinin gerekeceği-
Takip dayanağı ilamda yer alan asıl alacak yönünden "reeskont faizi"ne hükmedilmekle, uygulanacak oranın, T.C. Merkez Bankası'nın reeskont işlemlerinde uyguladığı oran olduğunun kabulünün gerektiği-
Ödemelerin belirli kıstaslar dahilinde yapılması halinde, örneğin; yapılan ödemelerde hükmolunan aylık nafaka miktarı ve bu miktarın katları şeklinde ödemeler görünüyor ise, ödeme belgelerinde nafaka borcuna ilişkin olduğuna dair atıf olmasa dahi, bu ödemelerin de nafaka borcundan mahsubunun hakkaniyet kurallarına uygun düşeceğinin kabul edilmesi gerekeceği-