İlamlı icra takibi başlatabilecek olan alacaklı bunun yerine ilamsız icra ile takip başlatmak istemesi, borçlunun icranın geri bırakılması kararı alarak takibi durdurmasını bertaraf etmek veya ilamın bozulması halinde takibin durmasının ve sonrasında alacağın olmadığı ya da daha az olduğunun ilamla belirlenmesi halinde icranın iadesinin yolunu kapatmak olarak değerlendirileceği- İlamlı icra takibi yapabilecek iken ilamsız icra takibi yapılması dürüstlük kuralına aykırı olacağı- İlama dayalı olarak ilamsız icra takibi yapılamayacağı ve bu durumun kendiliğinden dikkate alınacağı-
Tebligat, bir davaya ilişkin işlemleri o davayla ilgili kişilere bildirmek için, mahkemelerce Kanuna uygun biçimde yapılan bir belgelendirme işlem olduğundan, Kanun ve Yönetmelik (tebligatın yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Tebligat Tüzüğü) hükümlerinin en küçük ayrıntılarına kadar uygulanmasının zorunlu olduğu- Borçluya gönderilen ödeme emri Tebligat Kanunun 21. maddesine göre yapılmış; ancak tebligat evrakında muhatabın neden adreste bulunmadığı, adresten kısa süreli mi yoksa uzun süreli mi ayrıldığına ilişkin bir kayıt bulunmadığından, borçluya yapılan ödeme emrinin tebliği işleminin usulüne uygun olmadığı-
Taraflar arasında gayrimenkulün aynıyla ilgili bir ihtilafın bulunmadığı ve dava sözleşmenin iptalinden kaynaklı alacak davası niteliğinde olduğundan ilamın icra takibine konulabilmesi için kesinleşmesi gerekli olan ilamlardan olmadığı-
Alacaklı, "para borcuna veya teminat verilmesine dair ilam"a dayalı olarak ilamsız icra takibi yapamayacağı-
İcra takibine dayanak yapılan ilamda ayıplı aracın davalıya (borçluya) iadesine karar verilmiş olup, bu iade yükümlülüğünün, iade tarihinde aracın o güne kadarki borçlarından ve yükümlülüklerinden ari olarak ve trafikte alacaklı adına kaydı bulunmaksızın teslimini gerektireceği; trafikte alacaklı adına kaydı bulunan bir aracın tek taraflı borçlunun isteği ile kaydının terkininin mümkün olmayacağı-
Ödeme emri tebliğ edilemeyen borçlu şirketler yönünden dosya işlemden kaldırılamayacağı- Mahkeme kararlarında, HMK.'nun 27 ve 297. maddelerine uygun şekilde gerekçeye yer verilmesi gerekeceği-
Danıştay, Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin görevine giren uyuşmazlıkların çözümü, bu Kanunda gösterilen usullere tabi olup, bu nedenle İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 28/2. maddesindeki bu değişikliğin adli yargı mahkemeleri tarafından verilen ilamların infazında uygulanma olanağının bulunmadığı-
İİK.'da haczin yenilenmesi diye bir müessese olmadığı- Taşınmaz üzerine aynı icra dosyasından daha önce konulmuş hacizler bulunmakta ise de, her haciz yeni bir şikayet hakkı doğuracağından son hacze yönelik meskeniyet şikayetinin İİK. mad. 16/1.'de öngörülen 7 günlük yasal sürede olması halinde, mahkemece şikayet hakkında bir karar verilmesi gerekeceği-
Hem şikayet hem de istihkak iddiası şeklindeki istem karşısında, mahkemece usulüne uygun duruşma açılarak alacaklıya tebligat yapılarak şikayet istemi hakkında bir karar verilmesi gerektiği- Borçlu veya alacaklının hasım olarak gösterilip gösterilmemesinin şikayetçinin istemi hakkında karar verilmesine engel teşkil etmeyeceği-