Tüzel kişiliği olmayan devlet hastanesinin takipte borçlu olarak gösterilemeyeceği- Takip tarihi itibariyle olayda kıyasen uygulanması gereken HMK m. 124/4 uyarınca, takibe dayanak faturaların anılan hastane baştabipliği adına düzenlendiği göz önüne alındığında borçlu tarafın yanlış gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından takibin Sağlık Bakanlığı'na yöneltilmesi için alacaklıya kesin süre verilmesi gerektiği-
Kıdem tazminatı için Mahkemece yapılacak işin; tarafların bildirdikleri bankalardan hakkın doğum tarihinden itibaren birer yıllık devreler halinde bankalarca mevduata fiilen uygulanan en yüksek faiz oranının sorulması, hakkın doğum tarihinden itibaren takip tarihine kadar istenebilecek faiz miktarının bilirkişiye hesaplattırılması şeklinde olmasının gerekeceği-
“İmza inkarı” nedenine dayalı sahtelik iddiası hakkında genel nitelikteki HMK.’nun 209. maddesinin değil İİK.’nun 170. maddesinin uygulanması gerekeceği, buna karşın; sahtelik iddiasının “imza inkarı” dışında bir nedene dayanması halinde, bu durumda İcra İflas Kanununda özel bir düzenleme bulunmadığından, sorunun HMK.’nun 209. maddesinin uygulanarak çözümlenmesi gerekeceği- Son durumda; C. Savcılığınca veya mahkemece ayrıca bir “tedbir kararı” verilmesi gerekmediği; borçlu tarafından icra dairesine başvurulması halinde icra müdürlüğünce “sahtelik davası sonuna kadar icra takibinin durdurulması” gerekeceği, icra dairesinin bu konudaki olumsuz kararının borçlu tarafından süresiz şikayet (İİK.16/II.) konusu yapılabileceği, bu olasılıkta borçlu tarafından doğrudan doğruya icra mahkemesine de başvurulmasına yasal bir engel bulunmadığı, icra mahkemesinin bu başvuru üzerine, HMK.’nun 209/I maddesini re’sen dikkate alarak -hukuk mahkemesindeki (İİK. 72) veya ceza mahkemesindeki (TCK. 204,207,210)- sahtelik davası “bekletici mesele” yapılmadan “sahtelik davasında karar verilinceye kadar icra takibinin durdurulmasına” karar verilmesi gerekeceği
Vekille takip edilen işlerde vekile tebligatın zorunlu olduğu- Borçlu asile yapılan tebliğ işlemi usulsüz olduğu gibi, borçlunun takibin iptali talebi ile icra mahkemesine yaptığı başvuruda haczin bu tarihte öğrenildiğinin kabul edilemeyeceği-taşınmazın haczinden sonra, borçlunun haciz işlemini öğrendiğinin kabulünü gerektirecek nitelikte dosyada yapılmış bir işlemin bulunmadığı- Borçlu vekilinin şikayet tarihinden daha evvel haczi öğrendiği, yani kendisinin beyan ettiği tarihin aksi kesin ve geçerli bir yazılı belge ile ispatlanamadığından haczedilmezlik şikayetinin İİK.nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal sürede olduğunun kabulünün gerekeceği-
Hesaplamaya itiraz niteliğindeki başvurunun, öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılmasının gerekeceği-
İcra müdürünün, itirazın süresinde olmadığına yönelik kararından sonra mahkemeye müracaat edilmesinin usulsüz tebligatın şikayeti ile ilgili süreyi etkilemeyeceği-
Alacaklı bankanın, asıl borçlu aleyhine icra takibi yapıp, takip semeresiz kalmadıkça kefilden borcun ifasını isteyemeyeceği, bu konudaki başvurunun, şikayet niteliğinde olup, yasanın amir hükmüne de dayanıldığından, icra mahkemesine süresiz başvuru hakkı doğuracağı-
Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen raporda imzanın borçlu eli ürünü olup olmadığı hususunda net bir görüş bildirilmediği, alacaklı tarafından yeni bir bilirkişi incelemesi yapılması talep edildiğine göre mahkemece ispat yükünün alacaklıda olduğu kuralı nazara alınarak yeniden uzman bilirkişilerden oluşturulacak kuruldan rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesinin gerekeceği-
Alacaklının, Borçlar Kanunu'nun 83 ve TTK'nun 623. maddeleri uyarınca yabancı para alacağı ile ilgili seçimlik hakkını, fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden ödeme yapılması yönünde kullanması halinde, takip konusu alacak tahsil tarihine kadar yabancı para alacağı olarak değerlendirileceğinden, alacaklının, bu alacağa 3095 Sayılı Kanun'un 4/a maddesi gereğince vade tarihinden fiili ödeme tarihine kadar devlet bankalarının o para birimi ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranına göre faiz isteyebileceği-
İcra mahkemesince ihtiyati tedbir kararının infazı ile ilgili olarak icra müdürünün işlemine karşı her türlü şikayetin tedbir kararı vermiş olan mahkeme tarafından incelenmesi gerektiği kabul edilerek re’sen görevsizlik kararı verilmesinin gerekeceği-