Mahkemece tensip tutanağı ile istenen avansın yatırılması için verilen sürenin "kesin" olduğu belirtilmemiş, bunun yanında yasada öngörülen "2 hafta" yerine 10 gün süre tanınmış olduğundan; mahkeme kararının bu nedenle isabetsiz olduğu-
Şikayetçi kendisini vekille temsil ettirdiği halde takipte icra emrinin vekile değil asile çıkarıldığı, borçlunun süreyi geçirerek icra mahkemesine başvurduğu, tebligatın usulsüz olduğunu belirtip hacizlerin terkinini istediği, bu durumda usulsüz çıkarılan icra emrinin iptal edilmesinde hukuki yararının da olduğu, o halde mahkemece icra emrinin iptaline karar verilmesinin gerekeceği-
Dosya arasındaki icra dairesinin yazısında, borçluya gönderilen icra emri tebligat parçasının bulunamadığı bildirildiğine göre; PTT Posta Dağıtım Merkezi'nin yazısı esas alınarak borçluya usulüne uygun tebliğin yapıldığının kabul edilemeyeceği-
İcra Mahkemesi'nce aile mahkemesinden boşanma ilamının borçluya tebliğ tarihi ve boşanma yönünden temyiz edilmemişse bu tebliğ tarihine göre kararın boşanma yönünden kesinleşme tarihi, boşanma yönünden temyiz edilmiş ise kesinleşme tarihi istenerek, kesinleşme tarihlerinin ile örtüşüp örtüşmediğinin denetlenmesinin gerekeceği-
Faiz hesabının her bir alacak yönünden hakkın doğum tarihinden itibaren birer yıllık devreler halinde yapılması gerektiğinden, birer yıllık devrede hangi bankanın fiilen uyguladığı faiz oranı yüksek ise; o oranın uygulanmasının gerekeceği-
Haciz tarihi itibariyle 6111 sayılı Yasa’nın Geçici 2. maddesi iptal edildiğinden ve halen yürürlükte olan 5999 sayılı Kanunun Geçici 6. maddesine göre alacağın doğumuna sebep olan idare eyleminin 1983 yılından öncesine ait olduğuna ilişkin iddia ve bilgi bulunmadığından kamulaştırmasız elatmaya ilişkin eylemin 1983 yılından sonra olduğunun kabulünün gerekeceği, bu durumda borçlunun Vakıflar Bankası'ndaki hesabına haciz konulmasının hukuka uygun olduğu-