TBK. mad. 583'ün icra kefaletleri için de geçerlik şartı olduğu- Şikayetçinin, icra kefili oluğuna dair beyanının altını "kendi rızamla" ibaresi ile birlikte imzalamasına karşın, icra kefaleti yükümlülüğü altına girdiğini kendi el yazısı ile belirtmemesi ve sadece icra memurunca tanzim edilen tutanağın altını imzalaması halinde, bu icra kefaletinin geçersiz olacağı-
Aile ve şahsın hukukuna ilişkin ilamların kesinleşmedikçe infaz edilemeyeceği, bu ilamlara ilişkin kesinleşmeden takip yapılamayacağı yönündeki şikayetlerin, kamu düzeninden olup süresiz şikayet olarak incelenmesinin gerekeceği-
Borçlu şirket hakkında verilmiş olan tedbir kararının 3. kişinin verdiği ipoteğin paraya çevrilmesi için takip yapılmasını önlemeyeceği (çünkü; tedbir kararında 3. kişinin taraf olmadığı)-
Kamulaştırmasız el atma ilamlarında ilamın kesinleştiği tarihe kadar geçen dönem için ilam uyarınca yasal faiz, kesinleşme tarihinden sonraki dönem için ise, 17.10.2001 tarihinde yürürlüğe giren 4709 sayılı Kanunla Değişik Anayasa'nın 46/son maddesi hükmü uyarınca, kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranının uygulanması gerekeceği-
İİK'nun 18. maddesi gereğince, icra mahkemesine arzedilen hususların ivedi işlerden sayılacağı ve bu işlerde basit yargılama usulünün uygulanacağı- İK'nun 16. maddesi gereği açılan haciz uygulamasına yönelik memur işleminin şikayeti ve İİK'nun 96. maddesi gereği açılan istihkak davasının kabulü istemine ilişkin davada, mahkemece, öncelikle şikayet istemi hakkında prosedür uygulanarak şikayet istemi hakkında bir karar verilerek şikayet isteminin sonuca bağlanması, şikayet kabul edilmediği takdirde terditli açılan davada istihkak istemi hakkında bir karar verilmesi gerektiği, hem şikayet istemini hem de istihkak istemini kapsayacak şekilde "dava şartı eksikliği" nedeni ile HMK'nun 119. maddesi gereği davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin hatalı olduğu-
İcra mahkemelerine yapılan şikayetin HMK’da düzenlenen dava niteliğinde olmadığı ve uygulanacak yargılama usulünün de İİK'nun da düzenlendiği nazara alınarak, şikayet üzerine verilecek kararlardan menfaati etkilenecek kişilerin resen tespit edilerek, kendilerine tebligat yapıldıktan, varsa başvuruya karşı cevapları alındıktan ve delilleri toplandıktan sonra şikayetin sonuçlandırılması gerektiği -
Borçlunun ödeme iddiasını dayandırdığı belgeler incelendiğinde, ödemenin takip tarihinden önce yapıldığı görülmekte ise de, alacaklının bu ödemeden takipten önce haberdar edildiğine dair bilgi ve belge bulunmadığından, alacaklının takibi başlatmasında usule aykırı bir durumun bulunmadığı-
Haciz tarihi itibariyle 6111 sayılı Yasa'nın Geçici 2. maddesi iptal edildiğinden ve halen yürürlükte olan 5999 sayılı Kanunun Geçici 6. maddesine göre alacağın doğumuna sebep olan idare eyleminin 1983 yılından öncesine ait olduğuna ilişkin iddia ve bilgi bulunmadığından kamulaştırmasız elatmaya ilişkin eylemin 1983 yılından sonra olduğunun kabulü gerekeceğinden; borçlunun Vakıflar Bankası'ndaki hesabına haciz konulmasının hukuka uygun olduğu-