İptal edilen haciz ihbarnamesi 2011/735 E. sayılı dosyadan çıkartılmış olup ödemenin de yine 2011/735 E sayılı dosyadan yapıldığı, bu durumda söz konusu işlemlerle ilgisi olmayan 2008/223 E. sayılı dosyadan muhtıra tebliği usulsüz olup bu nedenle muhtıranın iptaline karar verilmesinin gerekeceği-
İİK.’nun 47. Maddesi uyarınca İmar Kanununa dayalı olarak verilen idari para cezalarının tahsilinin genel haciz yolu ile icra ve iflas dairelerinden istenemeyeceği-
Kesin sürenin sonuç doğurabilmesi için yerine getirilmesinin sonuçlarının da açıklanmasının ve ilgilinin uyarılmasının gerekeceği, aksi halde usulüne uygun olarak verilmiş kesin mehilden söz edilemeyeceği- (İİK 18)
İflasın ertelenmesi talebi üzerine mahkemece verilmiş olan tedbir kararı, konulmuş olan ihtiyati hacizlerden önce alınmış olup, tedbir kararı takiplerin durdurulmasını da içerdiğinden ve mahkeme kararları verildiği andan itibaren hüküm doğuracağından geç ibraz edilmeleri sonuca etki olmayacağından borçlunun şikayeti kabul edilip “ihtiyati hacizlerin kaldırılmasına” karar verilmesi yerine “şikayetin reddi” yönünde karar verilemeyeceği-
İhalenin feshedilmesi halinde “tellaliye harcı”nın iade edileceği konusunda yasal bir düzenleme bulunmadığı-
İlamlı icra takibi başlatabilecek bir alacaklı ilamsız icra ile takip başlatmak istemesi borçlunun icranın geri bırakılması kararı alarak takibi durdurmasını bertaraf etmek veya ilamın bozulması halinde takibin durmasının ve sonrasında alacağın olmadığı ya da daha az olduğunun ilamla belirlenmesi halinde icranın iadesinin yolunu kapatmak olarak düşünülebileceği- İlamlı icra takibi başlatabilecek iken ilamsız icra takibine başvurulması HMK mad. 29/1'de belirtilen dürüstlük kuralına aykırılık teşkil edeceği- İlama dayalı olarak ilamsız icra takibi yapılamayacağından, mahkemece bu hususun re'sen nazara alınacağı-
İtiraz üzerine takibin durması için icra müdürü kararına gerek olmadığından borca ve yetkiye itiraz edilmesi üzerine takip kendiliğinden durmuş olup, icra mahkemesince de sadece yetkiye ilişkin durma kararının kaldırılmasına karar verildiğinden borca itiraz nedeniyle takibin durmaya devam etmesine rağmen devamına yönelik işlemler yapılmasının doğru olmadığı-
Eşlerden birinin, mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabileceği; bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olmasının şart olduğu-
Tasarruf iptali davasında kararın kesinleşmesine gerek olmadan satış istenebileceği, taşınmazı devralan üçüncü kişinin borçlarından ötürü konulan haczin, tasarrufun iptali davasını kazanmış olan alacaklıya karşı önceliği bulunmadığı, lehine ipotek tesis edilen alacaklılar ile haciz uygulayan alacaklıların, iptal edilmiş tasarruf oranında davayı kazanmış alacaklıya karşı önceliğinin bulunmadığı-
Davalı-alacaklı tarafından verilen “yargılamanın iadesi” talebine ilişkin dilekçenin davacı borçluya tebliğ edilmeden, ayrı bir esasa kaydedilmeden ve duruşma yapılmadan dosya üzerinde ek kararla incelenemeyeceği-