Borçlunun takipte ilama aykırı olarak fazla faiz talep edildiği yönündeki iddiası ilama aykırılık şikayeti olup, bu tür şikayetlerin kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle süresiz olarak icra mahkemesi önüne getirilebileceği-
İlama aykırılık şikayetinin süresiz şikayet konusu olduğu- Henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedeli için 17/10/2001 tarihinden itibaren kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranının uygulanmayacağı-
6183 Sayılı Yasa gereğince hesaplanan gecikme zammının, faiz niteliğinde olduğu, BK. mad. 104/son (şimdi; TBK. mad. 121/son) uyarınca faize faiz yürütülmesi mümkün olmadığı, mahkemece gecikme zammına faiz yürütülmemesi talebinin dar yetkili icra mahkemesinde değerlendirilmesinin mümkün olmadığından talep reddedilmiş ise de, anılan hususun, dosya borcunun hesaplanmasına yönelik şikayet olması sebebiyle, İİK. mad. 16. uyarınca icra mahkemesince asıl alacak miktarının belirlenip faizin onun üzerinden hesaplanması suretiyle işin esasının incelenmesi gerekeceği-
İhtiyati tedbir kararının uygulanması icra işlemi sayılmayacağından tedbir kararının infazı ile ilgili şikayetleri inceleme görevinin kararı veren Asliye Ticaret Mahkemesi’ne ait olduğu, zira icra müdürünün görevinin ihtiyati tedbir infaz memurluğu niteliğinde olduğu-
İlamlı icra takibi başlatabilecek olan alacaklı bunun yerine ilamsız icra ile takip başlatmak istemesi, borçlunun icranın geri bırakılması kararı alarak takibi durdurmasını bertaraf etmek veya ilamın bozulması halinde takibin durmasının ve sonrasında alacağın olmadığı ya da daha az olduğunun ilamla belirlenmesi halinde icranın iadesinin yolunu kapatmak olarak değerlendirileceği- İlamlı icra takibi yapabilecek iken ilamsız icra takibi yapılması dürüstlük kuralına aykırı olacağı- İlama dayalı olarak ilamsız icra takibi yapılamayacağı ve bu durumun kendiliğinden dikkate alınacağı-
Tebligat, bir davaya ilişkin işlemleri o davayla ilgili kişilere bildirmek için, mahkemelerce Kanuna uygun biçimde yapılan bir belgelendirme işlem olduğundan, Kanun ve Yönetmelik (tebligatın yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Tebligat Tüzüğü) hükümlerinin en küçük ayrıntılarına kadar uygulanmasının zorunlu olduğu- Borçluya gönderilen ödeme emri Tebligat Kanunun 21. maddesine göre yapılmış; ancak tebligat evrakında muhatabın neden adreste bulunmadığı, adresten kısa süreli mi yoksa uzun süreli mi ayrıldığına ilişkin bir kayıt bulunmadığından, borçluya yapılan ödeme emrinin tebliği işleminin usulüne uygun olmadığı-
Taraflar arasında gayrimenkulün aynıyla ilgili bir ihtilafın bulunmadığı ve dava sözleşmenin iptalinden kaynaklı alacak davası niteliğinde olduğundan ilamın icra takibine konulabilmesi için kesinleşmesi gerekli olan ilamlardan olmadığı-
Alacaklı, "para borcuna veya teminat verilmesine dair ilam"a dayalı olarak ilamsız icra takibi yapamayacağı-
İcra takibine dayanak yapılan ilamda ayıplı aracın davalıya (borçluya) iadesine karar verilmiş olup, bu iade yükümlülüğünün, iade tarihinde aracın o güne kadarki borçlarından ve yükümlülüklerinden ari olarak ve trafikte alacaklı adına kaydı bulunmaksızın teslimini gerektireceği; trafikte alacaklı adına kaydı bulunan bir aracın tek taraflı borçlunun isteği ile kaydının terkininin mümkün olmayacağı-