Şikayetçi kendisine İİK' nun 89. maddesi uyarınca gönderilen birinci ve ikinci haciz ihbarnamelerine 04.04.2013 tarihinde itiraz etmiş olmakla birinci ve ikinci haciz ihbarnamelere ilişkin tebliğ işlemini öğrendiği 04.04.2013 tarihinden itibaren İİK 16/1 maddesinde öngörülen yasal yedi günlük süre geçtikten sonra 20.06.2013 tarihinde icra mahkemesine başvurmuş olması karşısında  birinci ve ikinci haciz ihbarnamelerinin tebliği işlemine yönelik şikayetin  süreden reddi gerektiği- Birinci ve ikinci haciz ihbarnamelerine süresinde itiraz etmeyen ve İİK'nun 89/3. maddesinde belirtilen prosedürü yerine getirmeyen borçlunun artık kendisine gönderilen üçüncü haciz ihbarnamesinin  iptalini istemekte hukuki yararı olmadığından üçüncü haciz ihbarnamesine yönelik şikayetinde reddi gerektiği- 
İİK'nun 89. maddesi uyarınca haciz ihbarnamesi gönderilmek suretiyle maaş haczi yapılamayacağı- Yasanın bu emredici hükmüne aykırılığın İİK'nun 16/2 maddesi uyarınca süresiz şikayete tabi olduğu-
Takip hukuku bakımından takas ve mahsup iddiasının kural olarak; a-"takasa konu alacağın İİK’nun 68.maddesindeki belgelere dayalı bulunması", b-"bu alacakla ilgili olarak icra takibinin yapılmış ve takibin kesinleşmiş olması", c- "alacağın ilama bağlanması", hallerinde icra mahkemesinde incelenerek sonuca bağlanmasının gerekeceği-
Kamulaştırmasız elatmadan doğan alacağa ilişkin dayanak ilamın karar tarihi 11.06.2013 tarihinden önce ve kamulaştırmasız el atmaya ilişkin eylem 1983 yılından sonra olduğundan haciz yasağından yararlanılacağı, bu durumda, idarenin mallarına haciz konulmasında yasaya aykırılık olmayıp şikayetin reddi yerine kabulünün isabetsiz olduğu-
Kesinleşmeden takip konusu yapılamayacak olan ilamlar - Kesinleşmeden takip konusu yapılamayacak olan ilamların eklentilerinin (avukatlık ücreti ve yargılama giderlerinin) de takip konusu yapılabilmesi için, ilamın kesinleşmesi gerekeceği-
Mahkemece verilen karar ile tedbirin taraflar arasında geçerli olmasına karar verilmiş olup bu durumda davada taraf olmayan davaya müdahil olan takip alacaklısının takibi devam ettirmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığının kabulünün gerekeceği-
Şikayet Medeni Usul Hukuku anlamında 'dava' niteliğinde olmadığından HMK.'nun dava dilekçesine ilişkin kurallarının şikayet başvurusu hakkında uygulanmayacağı-
İmzaya itiraz İİK.'da özel olarak düzenlendiğinden İİK. mad. 170'in uygulanacağı; imzanın inkarı nedenine dayalı sahtelik iddiası hakkında genel nitelikte olan HMK. mad. 209'un uygulanamayacağı, bu maddenin sahtelik iddiasının imza inkarı dışında bir nedene dayanması durumunda uygulanacağı, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine konu edilen senedin imza inkarı nedeni ile sahteliğinin iddia edilmesi halinde İİK.nun 170/1.maddesi uyarınca satış dışında hiçbir takip işleminin durmayacağı, sahtelik iddiasının imza inkarı dışındaki bir nedene  dayanması halinde ise HMK. mad. 209/1'in amir hükmü gereği icra takibinin olduğu yerde duracağı, bunun için sahtelik iddiasının ileri sürüldüğü mahkemece ayrıca tedbir kararı verilmesinin gerekmediği, borçlu tarafından icra dairesine başvurulması halinde icra müdürlüğünce anılan madde uyarınca sahtelik davası sonuna kadar icra takibinin durdurulması gerekeceği, borçlu tarafından doğrudan icra mahkemesine de başvurulabileceği gibi hakimin de HMK. mad.209/1'u re’sen nazara alması gerektiği; icra mahkemesine sunulan başvuru dilekçesinde takibe konu edilen senetteki imza ve yazıların borçluya ait olmadığı iddia edilmiş, yargılama sırasında boş kağıda imza attırıldığı belirtilerek bu hususta İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına sahtecilik nedeniyle şikayette bulunulduğu bildirilmiş, açık bono düzenlenmesine Ticaret Kanunu'nda imkan verilmiş olup, dayanak senetteki yazıların keşideci borçlunun elinden çıkmamasının senedin sahteliği sonucunu doğurmayacağı, boş olarak imza atılan kağıdın senet olarak düzenlendiği iddiasına da, takibe konu senedin matbu olarak düzenlenmiş olması nedeniyle itibar edilemeyeceği, bu hususun, açık olarak düzenlenen bononun sonradan anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddiası olarak değerlendirilmesi gerektiği, mahkemece dayanak senetteki imzanın borçluya ait olduğu belirlenmiş ve borçlu vekili temyiz dilekçesinde boş kağıda imza atıldığını kabul etmiş olduğundan ve borçlunun senedin anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğunu da yazılı delille ispat edememiş olması karşısında  borçlunun imzaya itirazının İİK. mad. 170 kapsamında incelenerek itirazın reddine karar verilmesinin yerinde olduğu-
Ticaret mahkemesince verilen ihtiyati haciz kararında alacaklının isminin düzeltilmesi nedeniyle ödeme emrinde takip alacaklısı isminin değiştirilerek takibe devam edilmesinin mümkün olmadığı; HMK. mad. 124/1 uyarınca geçerli bir taraf değişikliği olmadan alacaklı düzeltilerek borçlulara karşı takip yapılamayacağı-
İmzaya itiraz İİK.'da özel olarak düzenlendiğinden İİK. mad. 170'in uygulanacağı; imzanın inkarı nedenine dayalı sahtelik iddiası hakkında genel nitelikte olan HMK. mad. 209'un uygulanamayacağı, bu maddenin sahtelik iddiasının imza inkarı dışında bir nedene dayanması durumunda uygulanacağı, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine konu edilen senedin imza inkarı nedeni ile sahteliğinin iddia edilmesi halinde İİK.nun 170/1.maddesi uyarınca satış dışında hiçbir takip işleminin durmayacağı, sahtelik iddiasının imza inkarı dışındaki bir nedene dayanması halinde ise HMK. mad. 209/1'in amir hükmü gereği icra takibinin olduğu yerde duracağı, bunun için sahtelik iddiasının ileri sürüldüğü mahkemece ayrıca tedbir kararı verilmesinin gerekmediği, borçlu tarafından icra dairesine başvurulması halinde icra müdürlüğünce anılan madde uyarınca sahtelik davası sonuna kadar icra takibinin durdurulması gerekeceği, borçlu tarafından doğrudan icra mahkemesine de başvurulabileceği gibi hakimin de HMK'nun 209/1. maddesinin re’sen nazara alması gerektiği-