Dayanak ilam borçlu ölmeden önce tebliğ edilmiş olduğundan ve ilamdaki diğer davalılara da tebligat yapıldığı belirtildiğinden dayanak ilamın kesinleştikten sonra takibe konulduğunun kabulü gerekeceği-
20.12.2012 tarihli takip konusu ilamda idarenin kamulaştırmasız elatma eyleminin 1983 yılından öncesine ait olduğuna ilişkin iddia ve bilgi bulunmadığı bu nedenle kamulaştırmasız elatmaya ilişkin eylemin 1983 yılından sonra olduğunun kabulü gerektiğinden ve olayda uygulanması gerekli 6111 sayılı Yasa'nın Geçici 2. maddesinin Anayasa Mahkemesince 01.11.2012 tarihinde iptal edildiği, ilam tarihinin 11.06.2013'den öncesine ait olduğu da nazara alınarak, borçlu aleyhine haciz uygulanmasında hukuka aykırı bir yön bulunmadığı-
Mahkemece şikayetçinin şikayet nedenleri incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile bu konuda olumlu olumsuz bir karar verilmemesinin isabetsiz olduğu-
6352 sayılı Kanun'un 58. maddesi ile değişik 2577 sayılı Kanun'un 28/2.fıkarasında takipten önce idareye yazılı şekilde banka hesap numarası bildirilerek başvurulması gerektiğinin düzenlendiği, alacaklı vekili anılan şekilde takip başlatılmadan önce iadreye başvurmuş olup, takibe geçilmeden önce alacaklı vekilinin serbest meslek makbuzunu idareye ibrazı gerektiği anılan yasada düzenlenmediğinden mahkemenin takibin iptaline yönelik gerekçesinin de yerinde olmadığı-
İtirazın iptali talebinin reddine ilişkin kararın kesinleşmesiyle takibin iptal olduğu, ayrı bir takibe konu olabilecek olan, takip talebinde yer almayan alacaklar nedeniyle anılan takip dosyasından icra emri çıkartılmış olmasının sonuca etkili olmadığı-
Takip dayanağı ilamın, hizmet tespiti ilamı olup, borçludan yargılama gideri ve vekalet ücreti dışında likit bir miktarın tahsili veya bir işin yapılması yönünde eda hükmü içermediği, söz konusu halde tespit edilen günlerin hizmet cetveline işlenmesi yönünden ilamlı icra takibinin yapılamayacağı, kaldı ki;anılan hükmün infazının borçlu şirketin yerine getireceği bir husus olmayıp, alacaklının başvurusu üzerine SGK tarafından yerine getirilmesi gereken bir durum olduğu, ilamın icra müdürlüğünce infazının mümkün olmadığı-
İİK’nun 72/1 fıkrasına göre icra takibinden önce açılan menfi tespit davalarının kabulü halinde ilamın infazının ancak İİK’nun 72/4 fıkrasına göre kesinleşmesine bağlı olduğu-
Haciz tarihi itibariyle 6111 sayılı Yasa'nın Geçici 2. maddesinin iptal edildiği ve o tarih itibariyle yürürlükte olan 5999 sayılı Kanun'un Geçici 6.maddesine göre alacağın doğumuna sebep olan idare eyleminin 1983 yılından öncesine ait olduğuna ilişkin iddia ve bilgi bulunmadığından, kamulaştırmasız elatmaya ilişkin eylemin 1983 yılından sonra olduğu, bu durumda, haciz tarihindeki uygulamaya göre, borçlu İdare'nin haczi kabil mal varlığı üzerine haciz konulmasının mümkün olduğu-
İcra mahkemesince talep olunan faiz miktarının ilama uygun olup olmadığı gerektiğinde bilirkişi aracılığı ile incelenmesi ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği- Dayanılan hukuki sebep eksikliğinin davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesini gerektirmediği-
İİK’nun 72/4 ve 5.maddelerine göre menfi tespit davalarının kabul veya red tefriki yapılmaksızın ilamın fer'isi olan vekalet ücreti ve yargılama gideri alacaklarının takibe konu edilemeyeceği-