1 yıl hesaplamada 365 gün yerine 360 gün olarak esas alınarak faiz hesabı yapılmasının hatalı olduğu-
Kamulaştırmasız elatmaya ilişkin eylemin ilam tarihi 27.09.2012 olup, 6487 sayılı Yasa’nın 21. maddesinin yürürlük tarihi olan 11.06.2013 tarihinden önce olduğundan borçlu idarenin haczi kabil malvarlığı üzerine haciz konulmasının mümkün olduğu-
"Konut kredisi sözleşmesi" kapsamında alındığı iddia edilen limit ipoteğine dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe geçilip borçluya İİK'nun 150/ı.maddesi kapsamında icra emrinin gönderildiği, borçlunun takibin iptalini istediği, alacağın varlığı ve miktarı 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında yargılama yapılmasını zorunlu kıldığından mahkemece bu yönde bir ilam alınmadan başlatılan takibin iptaline karar verilmesinin gerekeceği-
Haciz yolu ile başlatılan ilamsız takipte borçlu adına kayıtlı bulunan taşınmazın ihale sonucu satılması ve ihalenin kesinleşmesi neticesinde borçluya tahliye emri gönderildiği, borçlunun eşinin tahliyesi istenen evde yaşadığı ve söz konusu taşınmazın aile konutu olduğundan bahisle tahliye emrinin iptalini isteyemeyeceği-
İcra Dairesince konulan ikinci haciz borçluya yeni bir şikayet hakkı verdiğinden, hacze ilişkin 103 tebligatı yapılamadığı, borçlunun hacizden kıymet taktiri için gelindiği tarihte haberdar olduğu kabul edilerek meskeniyet şikayetinin süresinde olduğu ve esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Dosyaya sunulan ibraya ilişkin yazılı belgelerin her ikisinde de ilam konusu davadan feragat beyanının alacaklı asil tarafından verilip imzalandığının görüldüğü, alacaklı vekilinin cevabında, vekille takip edilen işlerde vekilin haberi ve bilgisi olmadan yapılan işlemlerin ve ibranamenin hukuken geçerliliği olmadığını iddia ettiği, alacaklı vekili tarafından ibraya ilişkin her iki yazılı belgedeki alacaklı asile ait imzanın adı geçene ait olmadığı ileri sürülmediğine göre, mahkemece alacaklı asilin duruşmaya celbi ile ibra dilekçeleri ve takip hakkında beyanı alındıktan sonra oluşacak sonuca göre karar vermek gerekeceği-
Taşınmazın tapu kaydında aile konutu olduğuna dair bir şerhin mevcut olup olmamasının taşınmazın cebri icra yoluyla satışına bir etkisinin bulunmadığı-
İlama aykırılık süresiz şikayete tabi olduğundan her zaman ileri sürülebileceği, takip dayanağı mahkeme kararı edayı ve yaptırımı kapsayan bir hüküm içermediğinden bu hali ile ilam niteliği bulunmadığı-
Şikayetçi üçüncü kişi farklı icra dosyalarına ait haciz ihbarnamelerinin aynı zarf ile her bir müzekkere için ayrı masraf eklenmeksizin gönderilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek icra müdürlüğü işleminin iptalini istenmişse de haciz müzekkerelerinin ait olduğu icra müdürlüğü ve ilgili takip dosyalarında alacaklı vekilleri aynı olduğundan her bir dosya için ayrı müzekkere yazılarak bunların aynı zarfta gönderilmesinin dava ve usul ekonomisi yönünden bir sakınca arz etmeyeceği-
6487 sayılı yasanın 21. maddesi ile değişik 2942 sayılı yasanın geçici 6. maddesinin 7. fıkrası uyarınca bedel tespiti davalarında icra harçları ve icra vekalet ücretinin maktu olarak hesaplanması gerekeceği, bu durumda icra emrinde “hemen öderseniz'' başlıklı kısımda icra vekalet ücretinin nisbi olarak hesaplanmasının doğru olmadığı ve icra emrinde bulunması gerekmeyen bu kısmın icra emrinden çıkarılması gerekeceği-