Talepleri kısmen kabul edilen borçlu lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
3. kişilerin icra dosyasında yapılan kıymet taktiri ve satış kararına karşı şikayet haklarının bulunmadığı-
İlamda her bir alacak miktarı için ayrı ayrı faiz dönemleri belirtildiği halde hükme esas alınan bilirkişi raporunda alacaklar toplanarak ilamda belirlenen miktarlar dışında faize esas matrahlar elde edilmesinin ilama aykırı olduğu-
İİK. 16/1 uyarınca şikayetin, şikayet konusu işlemin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük sürede yapılmasının zorunlu olduğu, borçlunun, icra dairesine fazla mesai ücretine konan haczin kaldırılmasını istediği tarihin, şikayete konu işlemi öğrendiği tarih olarak kabulü gerekeceği, öğrenme tarihi nazara alındığında borçlunun icra mahkemesine başvurusunun süresi içinde yapıldığının kabul edilemeyeceği-
İİK'nun 134/7. maddesinde öngörülen bir yıllık sürenin satış ilanı tebliğ edilmemiş olması veya satılan malın esaslı vasıflarında hataya düşme veya ihaleye fesat karıştırmaya ilişkin olarak öngörüldüğü, süresiz şikayete ilişkin Kanunda bir hüküm bulunmamasına rağmen Kanun’un süresiz şikayetinin de İİK'nun 134/7. maddesi gereğince 1 yıllık süreye bağladığını kabul etmenin gerekli olduğu-
Şikayet edenin icra mahkemesine başvurusu, icra memurluğunun işlemine yönelik şikayet niteliğinde olup, davalı haciz alacaklısı şikayete sebebiyet vermediğinden aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmolunamayacağı-
Usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde şikayet yolu ile tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesi önüne getirmesi gerekeceği-
Aile konutu üzerindeki tasarruf yetkisi yasa ile sınırlandırılmış olup, takibe ve tahliyeye konu taşınmazın "aile konutu olduğu"nun belirlenmesi halinde, mahkemece TMK. mad. 194/3 gereğinin yerine getirilip getirilmediğinin araştırılacağı- Şikayetçinin tahliye konusu yerin "aile konutu" olduğunun tespitine yönelik bir dava olup olmadığı araştırılarak sonucuna göre gerektiğinde şikayetçiye tahliyesi istenen taşınmazın aile konutu olduğunu ispata yönelik olarak aile mahkemesine dava açma yetkisi ve olanağı verilmesi ve sonuca göre tahliyenin durdurulması ya da devamı yönünde icra mahkemesince karar verilmesi gerektiği-
Borçlu kendisine çıkarılan icra emri tebligatını alan kişi ile aynı adreste daima birlikte oturmadığını bildirdiğinden, mahkemece duruşma açılarak borçlunun bu iddiasına yönelik delilleri sorulup yapılacak değerlendirme ile sonuca gidilmesi gerekeceği-
Borçlunun sözleşme ve ipoteğe dayalı olarak borcunun bulunup bulunmadığı, miktarı gibi hususlar yargılamayı gerektirdiğinden, alacağın, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla tahsilinin mümkün olmadığı- İcra İflas Kanunu'na göre inceleme yapmakla sınırlı yetkili İcra Mahkemesi'nce takibin iptaline karar verilmesi gerektiği-