Bozma ilamına uyulduğu halde buna uygun olarak yapılan bilirkişi incelemesi ile sonuca gitmek gerekeceği-
Yapı denetim hesaplarındaki paraların Belediyelere ait paralar olmayıp yapı denetim kuruluşlarının hizmet bedelleri olarak yatırılan paralar olduğu ve kamu hizmeti niteliğinde olan yapı denetimi işinde fiilen kullanıldığı sonucuna varılmış olmakla, 5393 sayılı Yasa'nın 15/son maddesi uyarınca hesapların haczinin mümkün olmadığı-
Bilirkişi incelemesi sonucu tanzim edilen raporda, teminat haczi ile gelen ödemenin de dikkate alınarak bakiye borç miktarının hesaplandığı, muhtıra tarihi itibariyle bakiye borç miktarının tespit edilmediği anlaşıldığından, mahkemece, bilirkişiden ek rapor alınarak, muhtıra tarihi itibariyle dosya borcunun hesaplanması gerektiği-
Hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olup; fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceğinden (HMK. mad. 26/1), şikayetçi borçlu vekilinin ilama aykırı icra emrinin iptalini talep etmesi halinde, mahkemece ‘davalı alacaklı tarafından davacıya banka hesap numarası yazılı olarak bildirilmeden icra takibi başlatıldığı anlaşıldığından, takip yapma hakkı doğmadığından bahisle icra emrinin iptaline’ karar verilmiş olmasının isabetsiz olacağı-
Alacaklının bayilik sözleşmesi çerçevesinde teminat ipoteğinden dolayı genel mahkemelerde dava açıp alacağını miktar olarak belirlemeden ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibi yapması mümkün olmayıp, alacağın tahsil edilip edilmeyeceği yargılamayı gerektirdiğinden, ve de bu şikayetin ilamlı icra takibinde ilama aykırılık nedeni içinde değerlendirilerek İİK'nun 16/2. maddesine göre süresiz şikayete tabi olduğu-
Mahkemece asıl alacağın avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verildiği, bu faiz oranın, 3095 sayılı Yasa'nın 2/2. maddesinde öngörülen avans faiz oranları olup, TCMB tarafından belirlenen ve yayınlanan avans faiz oranları aynen alınarak yapılan ve denetime elverişli olmayan hesaplama ile sonuca gidilemeyeceği-
Takibe konu kararın, 3533 sayılı Tahkim Yasası gereğince verilmiş konusu para olan Hakem Heyeti kararı olduğu, 3533 sayılı yasanın 7. maddesi gereğince Hakem Heyeti kararlarının, mahkeme ilamlarının icrasına ilişkin genel hükümler uyarınca yerine getirileceği, takibe konu Hakem kararı da para alacağına ilişkin olup, HMK 367. maddesi gereğince kesinleşmesi gerekmediğinden davacının şikayetinin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki hukuki ilişkinin dayanağı bayilik sözleşmesi olup, cari hesap, kısa, orta, uzun vadeli kredi (borçlu cari hesabı) şeklinde işleyen bir ilişki bulunmadığından alacaklının İİK'nun 150/ı maddesine dayanamayacağı, İİK'nun 150/ı ve buna bağlı olarak uygulanacak olan 68/b maddesinin bankalar lehine düzenleme getirdiği-
Takipte şikayet başvurusunda bulunan Belediye Başkanlığı'nın alacaklı yada borçlu sıfatının bulunmadığı ve şikayette hukuki menfaatinin de bulunmadığı-
Menfi tespit ilamlarının kesinleşmeden takip konusu yapılamayacağı, borcun internet bankacılığı aracılığıyla takibe başlandıktan sonra alacaklı hesabına ödendiği gözetilerek, ilamın kesinleşmediğinin anlaşılması halinde takibin iptaline, aksi halde, ödeme tarihi itibarıyla istenecek faiz, icra vekalet ücreti ve masrafların gerekirse bilirkişi vasıtasıyla hesap ettirilerek, mahsubundan sonra karar verilmesi gerekeceği-